İstanbul'un manevi fatihi: Akşemseddin

İstanbul'un manevi Fatih'i, büyük alim, usta bir hekim, Allah dostu ve çok yönlü bilim insanı Akşemseddin Hazretlerini vefatının yıl dönümünde rahmetle yad ediyoruz...

Eklenme Tarihi: 16 Şub 2022
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
İstanbul'un manevi fatihi: Akşemseddin

Fatih Sultan Mehmet’in Hocası Akşemsettin kimdir?

Akşemseddin, 1389 yılında, Şam’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Şemseddin olup Şemsîyye-î Bayramîyye isimli Türk tarikâtı kurmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in hocasıdır.

Babasının adı Şeyh Hamza’dır. Şeyh Hamza, ailesiyle beraber geldiği Amasya’da küçük Şemsettin’i iyi yetiştirmiş, Akşemseddin, ilk tahsilini babasından almıştır.

7 yaşında hafız olan Akşemseddin’in soyu, baba tarafından Hz. Ebu Bekir’e dayanmaktadır.

Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Akşemseddin, müderrislik payesi almış, Osmancık Medresesine müderris olmuştur. Akşemseddin, ayrıca tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrenmiştir. Abdülkâdir Geylânî, İmam-ı Gazali ve Celaleddin-i Rumi örneklerinde görüldüğü gibi, ilim tahsili ile tatmin olmayan Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etmiştir. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Akşemseddin önce İran’ı dolaşmış, ancak umduğunu bulamadığı için yeniden Anadolu’ya dönmek zorunda kalmıştır. Anadolu’da ise, Akşemseddin’e Ankara’da bulunan Hacı Bayram Veli tavsiye edilmişti. Hacı Bayram Veli’nin yanında kısa süre tasavvufun bütün yollarını ve inceliklerini öğrenen Akşemseddin, bu başarısından dolayı Hacı Bayram Veli’den icâzet almış, kendisine hilafet tacı giydirilmiştir. Bunun sonrasında Hacı Bayram Veli’den aldığı izinle Ankara’dan ayrılmış, Beypazarı’na yerleşmiştir. Beypazarı’nda büyük bir şöhret bulan Akşemseddin, kısa bir süre sonra oradan da ayrılmış, İskilip’e yerleşmiş, yine aynı kesrete düşme sebebiyle oradan ayrılmış ve Bolu’nun Göynük ilçesine yerleşmiştir. Göynük’te de yine bir değirmen ve mescit inşa ettirmiş, kendi çocuklarının tahsil ve terbiyesi ile meşgul olmuş, diğer taraftan mevcut eserlerini yazmış, yedi kere hacca gidebilme imkanı bulmuştur. Akşemseddin’in on tane çocuğu olduğu kaynaklarda geçmektedir.

Akşemseddin’in asıl ünü, II. Murat’ın emir ve isteğiyle II. Mehmed’in (Fatih Sultan Mehmed) hocalığına tayin edilişiyle başlamıştır. Akşemseddin, II. Mehmed’e danışmanlık yapmış, İstanbul’un fethine katkıda bulunmuştur. Akşemseddin çocukları, öğrencileri ve müritleriyle birlikte fetih ordusuna katılmıştır. İstanbul kuşatmasının en kritik günlerinde II. Mehmed’e bir mektup yazmış, ona destek ve tavsiyelerde bulunmuştur.

Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un fethin ardından Ayasofya’da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden inmiş, Akşemseddin’i imâmete geçirmiştir. Böylece Akşemseddin, fethin ilk Cuma namazını kıldıran kişi olmuştur. Ayrıca Akşemseddin’in, İstanbul’un Fethi’nin ardından, Fatih Sultan Mehmed’in isteği üzerine Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin kabrini tespit ettiği rivayet edilmiştir.

Akşemseddin, fetihten sonra, II. Mehmed’in ısrarına rağmen İstanbul’da kalmak istememiş, Göynük’e çekilmiştir.

16 Şubat 1459 yılında 70 yaşında vefat etmiştir.