İşte bu yüzden yoksulsun sevgili kardeşim…

Bu köşede defalarca yazdık; TV’lerde defalarca söyledik: AKP – MHP iktidarı, dolar ve euroyu bilerek yükseltiyor, TL’nin değerini de bilerek ve isteyerek düşürüyor… Biz ne zaman bu tespiti dile getirsek, AKP’ci gazeteciler ‘’Hiçbir ilgisi yok, ekonomimize küresel bir saldırı var’’ argümanını kullandılar. Oysa ki; gerçek hiç de öyle değildi… KİMLER ZENGİN EDİLDİ? İktidar, dolar ve euro ile Merkez Bankası (MB) üzerinden oynayarak güya ihracatı artırmayı … İşte bu yüzden yoksulsun sevgili kardeşim… Devamı »

Eklenme Tarihi: 17 Haz 2022
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 17 Haz 2022
İşte bu yüzden yoksulsun sevgili kardeşim…

Bu köşede defalarca yazdık; TV’lerde defalarca söyledik: AKP – MHP iktidarı, dolar ve euroyu bilerek yükseltiyor, TL’nin değerini de bilerek ve isteyerek düşürüyor…

Biz ne zaman bu tespiti dile getirsek, AKP’ci gazeteciler ‘’Hiçbir ilgisi yok, ekonomimize küresel bir saldırı var’’ argümanını kullandılar.

Oysa ki; gerçek hiç de öyle değildi…

KİMLER ZENGİN EDİLDİ?

İktidar, dolar ve euro ile Merkez Bankası (MB) üzerinden oynayarak güya ihracatı artırmayı ve Türkiye’ye para girişi sağlamayı hedefliyordu. Bu arada, yandaşların servetine de servet katıyordu. MB’nin faizle oynayacağını bilen yandaşlar, ‘’al – sat’’ oyunlarıyla bir gecede milyonlarca liraya daha sahip oluyordu. Ki; bu çark dönmeye devam ediyor.

Yeniden esas mevzuya gelirsek;

AKP’nin ortaya attığı bu saçma teoriye göre, TL ne kadar değer kaybederse, yabancı yatırımcı yönünü o denli Türkiye’ye çevirecekti! Ve yine bu teoriye göre, yabancı yatırımcı Türkiye’ye bol bol döviz getirecek, böylece ekonomi de ayağa kalkacaktı!

ÇOK UYARDILAR AMA…

Halktan yana tavır alan ekonomistler, iktisatçılar ve sosyal bilimciler, “Bundan vazgeçin, döviz yükseldikçe TL düşer. TL değer kaybettikçe alım gücü düşer, yoksulluk daha da artar. Mazot, benzin, elektrik ve ekmek fiyatları uçuşa geçer. Küçük esnaflar iflas eder” diye uyardılar.

Ve ne yazık ki; tam da böyle oldu…

AKP iktidarı, tüm uyarılara rağmen dövizi bilerek ve isteyerek yükseltti; TL döviz karşısında yüzde 70’e varan bir oranda değer kaybetti. Paramız pul oldu. Bu akıl dışı politika yüzünden, emekçinin aldığı asgari ücret tavadaki yağ gibi eridi. Türkiye’nin her yerinden yoksulluk feryatları yükseldi. Ancak bunların hiçbiri AKP – MHP yönetimini etkilemedi. Onlar, tüm güçleriyle dövizi yükseltecek, dolayısıyla TL’yi değersizleştirecek politikalarına devam ettiler. Halk ‘’Açız’’ dedikçe, “Abartmayın’’ karşılığını verdiler. Halkın feryadının, onlar için hiçbir anlamının olmadığı geride kalan süre içinde daha net görüldü.

Aynı tespitleri siz de yapmıyor musunuz?

Sizce de öyle değil mi?

Numan Kurtulmuş’un sözlerini okuyunca bana hak vereceksiniz…

Devam edelim…

AKP’li Kurtulmuş daha ne desin?

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un TGRT Haber’den Ercan Gürses’e söylediği sözler, yukarıda özetlediğimiz tespitleri doğruluyor.

Kurtulmuş, TGRT Haber’de konuşurken, şu tarihi cümleyi kuruyor: “Eski dönemde maalesef Türk Lirası çok değerliydi. Çok şükür son yıllarda yavaş yavaş Türkiye bundan uzaklaştı.”

Kurtulmuş bununla da yetinmiyor ve devamını şöyle getiriyor: “Bu durum ortaya ithalat çıkarıyordu. Çok şükür son yıllarda yavaş yavaş Türkiye bundan uzaklaştı.”

RAHAT RAHAT ANLATIYOR…

Kurtulmuş’un büyük bir memnuniyetle dile getirdiği bu sözler, TL’nin neden ve nasıl değersizleştirildiğini ve halkın buna bağlı olarak nasıl yoksullaştırıldığını özetliyor aslında…

AKP – MHP iktidarının sözcüleri, ‘’dolar ve euro sevdası’’ yüzünden halkı nasıl bir girdaba soktuklarını rahat bir şekilde anlatıyor… Kurtulmuş’a oy veren seçmen ise “Yumurta 1 TL iken neden 2 TL oldu ki?” diye düşünüyor. Sorumlu olarak da ‘’dış güçler’’i görüyor. Halbuki, ‘dış güçler’ yerine adeta “faiz lobisi haline gelmiş iç güçler’’i görse, yumurtayı da eti de sütü de değerinin üstünde almayacak…

Kim bilir; belki Kurtulmuş’un bu tarihi itiraf niteliğindeki sözleri, onların da gerçeği görmesi için bir katkı sunar… Böylece neden, nasıl ve kimin eliyle yoksullaştırıldıklarını görme fırsatına kavuşurlar…

Medyaya baskılar daha da artacak

AKP – MHP iktidarı, sorunlara çözüm bulmak yerine, çareyi baskı, yasak ve sansürde arıyor. Önceki gün meclis komisyonundan geçen sözde ‘Dezenformasyon Yasası’ sonrası gazetecilik yapmak fiilen imkansız hale geliyor.

Öyle ki; yasa genel kurulda kabul edildikten sonra, benim bu yazıda kullandığım her ifadeden dolayı hakkımda dava açılabilecek. Ve yine hakkımda 3 yıla varan hapis cezaları istenebilecek.

Yasaya ‘’sözde’’ demek bile suç haline gelecek…

İnanın neler olabileceğini düşündükçe içim kararıyor…

Umarım Türkiye bir an önce erken seçime gider ve bu kabus artık sona erer…

Tek umudum seçimin bir an önce yapılması ve iktidarın değişmesi…

Tersini düşünmek bile istemiyorum…