Türkiye ve bölge cezaevlerinde işkence ve kötü muamele, çıplak arama, koğuş baskınları, ısınma, su, beslenme sorunları, disiplin cezaları, eşyalara el koyma, infaz yakmaları gibi birçok sorun
yaşanıyor. Hak ihlallerinin yanı sıra hasta tutukluların durumu gün geçtikçe kötüleşiyor. Hasta tutukluların tedavileri düzenli olarak yapılmıyor, tutuklular ise hastanelere sevk edilmiyor.
Hastaneye giden ve “Cezaevinde kalamaz” raporu alan hasta tutukluların tahliyeleri de Adli Tıp Kurumu‘nun (ATK) “Cezaevinde kalabilir” raporlarıyla reddediliyor.
İhlallerin sona ermesi amacıyla harekete geçen birçok hak, hukuk ve sağlık örgütü, 12 Ocak’ta Marmara Hapishaneleri İzleme Heyeti’ni kurdu. İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular
Derneği (ÖHD), Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Türkiye İnsan Hakları Vakfı, (TİHV), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağılık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) ile Çağdaş Hukukçular
Derneği’nin (ÇHD) yer aldığı heyet, tutukluların “İdare Gözlem Kurulu” tarafından verilen keyfi kararlarla infazlarının yakılmasının önüne geçmek ve tutukluların serbest bırakılması için çalışma
yürütecek.
İzleme Heyeti’nde yer alan İHD, TİHV ve ÇHD temsilcileri, yürütecekleri çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
YETKİLİLERİ HAREKETE GEÇİRME
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, cezaevlerinin hak ihlallerinin merkezi olduğunu belirterek, ihlallere karşı mücadele etmek için heyeti oluşturduklarını ifade etti. Cezaevlerinde insan
hakları, hukuk, sağlık gibi konularda yaşanan tüm ihlallerin önüne geçmek için her alanda bir sivil toplum örgütünün olduğunu paylaşan Yoleri, heyetin güçlü bir sonuç alacağında inandığını dile
getirdi. İzleme Heyeti, ilk olarak hasta ve infazı yakılan tutukluların durumlarını çözüme kavuşturmak istediğini anlatan Yoleri, “İlk etapta bu iki uygulamayı önümüze koyacağız. Bu konuda
yaptığımız çalışmalarla farkındalık oluşturma, yetkilileri harekete geçirme ve etkili bir faaliyeti örgütleme düşüncesindeyiz” dedi.
TUTUKLU YAKINLARI İLE DAYANIŞMA
İzlem Heyeti’nin kısa zamanda çalışmalarına başlayacağını aktaran Yoleri, ilerleyen zamanlarda tutuklu aileleriyle de dayanışma içerisinde olacaklarını söyledi. Cezaevleri sorununun tüm toplumun
sorunu olduğunu vurgulayan Yoleri, “Cezaevleri sorunlarını ancak dışarıda bizler bir olursak geriletiriz. Yıllardır sürdürdüğümüz mücadele bize bunu gösterdi. Dışarıda yürütülen bir mücadelenin
etkili olması için de çok daha güç birliği içerisinde olunması gerekiyor. Bu anlamda herkesin heyetin çalışmalarının takip edilmesi ve destek sunması gerekiyor” çağrısında bulundu.
TECRİT İÇİNDE TECRİT
TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, cezaevlerinin işkence ve kötü muamele uygulamalarının yaşandığı yerler olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Mevcut cezaevi yapılarının tutukluların ruhsal ve
bedensel bütünlüklerini bozduğunu ve sağlıksız bir yaşam ortamının oluşturduğunu vurgulayan Efe, şunları söyledi: “Cezaevlerinde mahpusların havayı yeterince almaması, mekanın daralttıkça
daraltılması, kişiyi yalnızlaştırma gibi uygulamalar insani bir durum değildir. Cezaevi idaresinin yaptırımlarıyla da bu olanak iyice kısıtlandı. Mahpusların revire ve hastaneye sevkleri, zamanında
gitmeleri, ilaç ve sağlığa erişimleri, neredeyse ortadan kalkmış durumdadır. Ayrıca pandemi dönemiyle birlikte durum daha da ağırlaştı. Bunlara örnek olacak uygulamalardan bir tanesi ise hastane,
mahkeme gibi yerlere giden mahpuslara usulsüz tecrit uygulanmasıdır. Bu durumla birlikte mahpuslara tecrit içinde tecrit uygulandı.”
CEZAEVLERİNİN SESİNİ DUYURMAK
Mevcut sorunların takibi ve ihlalin erkenden önlenmesi için sağlık, hukuk ve insan hakları örgütlerinin bir araya gelerek Hapishaneleri İzleme Heyeti kurduklarını söyleyen Efe, amaçlarının da
sorunların büyümeden önlenmesi, mekanizmaların doğru kullanılması, cezaevlerindeki sesi duyurmak ve çözüm üretmek olduğunu paylaştı.
DÜŞMAN HUKUKU
ÇHD İstanbul Şube Yöneticisi Meral Hanbayat, cezaevlerinde hukuksuzluğun gittikçe arttığını söyledi. Sağlık alanından sosyalleşme alanına kadar tutukluların haklarının ihlal edildiğini belirten
Hanbayat, bu durumun salgınla birlikte farklı bir boyuta evirildiğini ifade etti. Dışarıdaki yaşanan ihlallerin cezaevleriyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Hanbayat, 2015’ten bu yana toplumsal
muhalefeti susturmaya yönelik bir politika izlendiğini belirtti. Siyasi tutukluların üzerindeki baskının artmasının sebebini iktidarın hukuksuz politikalarına sessiz kalmadıkları için olduğunu
aktaran Hanbayat, iktidarın tüm karşıt görüşlere düşman hukuku politikası izlediğini söyledi.
HERKESİN GÜNDEMİ
İzleme Heyeti’nin cezaevlerindeki ihlalleri gözlemleyip, raporlaştıracağını paylaşan Hanbayat, sistematikleşen ihlallerin önüne geçmeyi hedeflediklerini kaydetti. Hanbayat, oluşturdukları raporları
Adalet Bakanlığı başta olmak üzere gerekli kuruluşlara da ileteceklerini belirterek, şunları söyledi: “Dönemsel olarak bazı sorunları öne çıkartıp çözümler üreteceğiz. Ama öncelik olarak hasta
mahpusların sorununu gündeme almak hedefimiz. Bu sorun sadece tutuklu ailelere yüklenemez. Tüm siyasi partiler, hukuk ve hak örgütleri bu meseleyi ciddi bir şekilde gündemlerine alması gerekiyor.
Yoksa biz çok daha ağır bir tabloyla karşılaşabiliriz. Herkes bu sorunu kendi sorunu olarak görmeli. Türkiye’de herkesin ‘terörist’ olarak yaftalandığı böylesi bir dönemde bir gün herkes
hapishaneye girebilir. Bu sebeple herkesin gündemine alıp çözüm odaklı çalışmalar yürütmesi gerekiyor."
Kaynak: Mezopotamya Ajansı