Kanada Başbakanı Justin Trudeau Çin'deki Tiananmen katliamının 30’uncu yıldönümü kapsamında yaptığı konuşmada, Çin'in toplama kamplarındaki Uygur Türkleri ve diğer Müslümanların bırakılması çağrısında bulundu.
Euronews’ın haberine göre, Çin'in insan hakları siciline ilişkin "gerçek kaygılarının" bulunduğunu vurgulayan Trudeau, Pekin yönetiminin, "İnsan hakları, protesto hakkı ve ifade özgürlüğüne saygı göstermesi gerektiğini" açıkladı.
Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland de Çinli yetkililerin "öldürülen, gözaltına alınan veya ortadan kaybolan Çin vatandaşlarının akıbeti hakkında sessizliklerine son vermeleri gerektiğini ifade etti.
ÇİN'DEN TEPKİ: İÇ İŞLERİMİZE KARIŞILMASINA MÜSAADE ETMEYİZ
Huawei Mali İşler Direktörü (CFO) Ming Vancou'nun tutuklanmasından bu yana Ottawa yönetimiyle arası açılan Çin'in tepkisi gecikmedi.
Ottawa'daki Çin Büyükelçiliği, Trudeau ve hükümetinin yaptığı açıklamaların "kaba suçlamalar" olduğunu vurgulayarak, "açık bir şekilde Çin’in iç işlerine müdahale edilmeye çalışıldığını" iddia etti.
Konuya ilişkin yapılan basın açıklamasında, "Pekin’in bu suçlamaları reddettiğini ve ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimlerinin başarısız olmaya mahkum olduğu” belirtildi.
Pekin, Kanada'nin ABD’nin isteği doğrultusunda Pekin karşıtı bir politika sürdürdüğünü savunuyor.
Çin Devleti, Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen zulmün boyutlarını düşük göstermeye çalışırken, gerçeğin bundan çok daha farklı olduğu biliniyor. Toplama kamplarında, en az 1 milyon Uygur Türkü’nün bulunduğu ifade edildi. Doğu Türkistan’da 1930 yılından beri, bölgedeki en büyük baskının yaşandığı belirtliliyor.
