KAYYUM MU CELLAT MI BELLİ DEĞİL!

Gündeme ilişkin sorulara çarpıcı cevaplar veren Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi, “İpek Koza Medya Grubuna düzenlenen operasyonları ve şirketlere kayyum atanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu cevapladı. Yapılan muamelenin kendisine Suriye’yi ve Irak’ı hatırlattığını belirtti.

Eklenme Tarihi: 31 Eki 2015
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
KAYYUM MU CELLAT MI BELLİ DEĞİL!

Konuşmasına “(Operasyonları ve kayyum atanmasını) Kötü ve intikamcı yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Türkiye yanlış bir istikamete götürülüyor, diktatörce tavırlar sergileniyor.” diyerek başlayan Hocaefendi, konuşmasının devamında taraf tutmadığını, bu meselede de mazlumun yanında olduğunu dile getirdi:

“Ben o cemaati 30 yıldır tenkit ediyorum, zamanın başbakanı onları alkışlarken ben yine onları tenkit ediyordum. Ama bugün yapılanlar doğru değil. Ben o cemaati ilmi ve İslami açıdan tenkit ediyordum. Fakat bugün cemaate yapılanlar bir zulümdür. Onlar dinî yanlışlıklar yaptığı zaman hükümet bunlara ses çıkartmadı. Yaptıkları şeyler bilerek veya bilmeyerek dine darbe idi. O zaman hükümet ses çıkarmadı. Ne zaman ki o cemaat hükümete darbe vurmaya kalktı, hükümet de o zaman intikamcı oldu. Mademki bu kadar gözünü karartabiliyordunuz da bugüne kadar neden Allah için gözünüzü karartmadınız! Memleketteki haramlar için niye gereken tavrı koymadınız?! O zaman sessiz kalan hükümet bugün kendine darbe vurulunca feryat figan ediyor. Her gün 'intikam, intikam' diyor.”

ADALETE GÜVEN KALMADI

Toplumun artık adalet sistemine güvenmediğini belirten Hocaefendi: “Bu çok tehlikeli bir gidişattır. Bunu bugün bu hükümet belirli bir ölçüde yapar, bazı kimselere yapar. Ama bu diktatörvari düzen kurulmuş oldu. Artık polisler hakim dinlemiyor. Hukuksuz bir devlete dönüşüyoruz. Bu hükümetten sonra aşırı sol hükümetler gelirse onlar bugün yapılanın on katını Müslümanlara, cemaatlere yapmaya kalkarsa ne olacak? Ve yarın böyle olunca da hiç kimse sesini çıkartamaz. Ey bugün susan o cemaatler, hocalar; yarın başka hükümetler gelse daha kötüsünü yapsa o zaman ne olacak!

Bu gün hiç kimse adalet kurumuna güvenmiyor. Halbuki bir toplumda en çok güvenilmesi gerekilen kurumun adalet olması gerekir.”

HAKKINIZ YOK

İpek Koza Medya Grubuna yapılan muamelenin İslam’da yeri olmadığını belirten Hocaefendi, “Bırak darbe girişimini, bir insan katil olsa dahi malına el koyamazsın. İslam şeriatı budur. Yapılan bu muamele bugünkü anayasaya göre dahi uygun değildir. ‘Efendim milletten toplanan paralarla kuruldu’ deniliyorsa zamanında Refah Partisi, Milli Selamet Partisi de milletten yardımlar toplayarak hizmetler yapmadı mı?” dedi.

BU GİDİŞ BANA IRAK'I HATIRLATIYOR!

Yaşanan bu olayların Saddam ve Kaddafi gibi diktatörleri hatırlattığına değinen Hocaefendi benzerliği şöyle ifade etti: “Bazı güçler hükümet ile cemaatin arasını bozdular. Cemaate yanlışlar yaptırdılar, hükümete de yanlış yaptırıyorlar. Böylece nefreti çoğaltıp arayı bozdular. Arayı bozmasalardı asla baş edemeyeceklerdi. Bunları bölmeden baş etmeleri mümkün değildi. O perde arkasındaki laikçi güçler çok iyi biliyordu ki bunlar birlikte olsa asla bunlara güç yetmez. Ve şimdi onlar yönlendiriyorlar.

Bu gidişat bana Irak'ı Suriye’yi hatırlatıyor. Irak’ta Saddam’ı güçlendirdiler, sonra Saddam kendine çok güvendi, şımardı ve bazı yanlışlar yaptı. Sonrasında ne oldu? Bir tane dostu kalmadı. Bir gün Amerika geldi onu vurdu, kimse de onun için savaşmadı. Sattılar Saddam’ı! Neden? Çünkü zaten sevmiyorlardı. Bir adamı devirmek istiyorlarsa destekleyip, diktatör yapıyorlar. Sonra diktatörü devirmek için o ülkeye giriyorlar.

Şu yapılanlar Doğan Grubuna yapılsaydı Amerika daha çok tepki gösterirdi. Amerika’nın şu anki tepkisi tamamen göstermelik. Gösterdiği tepki diplomatik dilde 'devam et' demektir.

Birbirimizi yiyoruz. Korkarım ki Kaddafi, Saddam gibi bir noktaya gidiyoruz. Allah’a akılları başlarına gelsin diye dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Medya diye bir şey yok hepsi ellerinde ondan sonra bir tane dostu kalmıyor, herkes nefret ediyor. Sonucunda Amerika o ülkeyi işgal ediyor, o memleketi parçalıyor. İşte Irak bunun örneği.”

TÜRKİYE DİKTATÖRLÜĞE GÖTÜRÜLÜYOR

“Türkiye’yi, diktatör bir sisteme doğru götürüyorlar. Yakında bir tane dostu kalmayacak Türkiye'nin. Çünkü artık bir kesime değil birçok kesime vuruyor. Korkmaya başlıyor insanlar. Bu olaylar bize de vuruyor. Geçen sene spor salonlarını vermeyerek başladılar. O cemaate yapılanlar kadar şiddetli değilse de bize de vurdu. Bir salon vardı elimizdeki imkân, onu da vurdular. Tenkide tahammülleri yok! 'Neden laikliği tavsiye ediyorsun?' dediğim için spor salonlarını vermiyorlar.

Televizyon kanallarının büyük bir kısmı onların elinde. Hangi kanala geçseniz ya Erdoğan konuşuyor ya da Davutoğlu konuşuyor. 2-3 tane televizyon kaldı onların olmayan. Bu halk bir gün sizi görmekten usanacak artık. İnsanlar artık anlayacak. 'Ya bu televizyonların hepsi mi AKP'ci' diyecekler. 3-5 tane gazeteci ayarlanmış devamlı reklam devamlı propaganda yapıyorlar. Bu, iyi bir şey değil. Senin bu yaptığının âlâsını yaptı Saddam zamanında. Kaddafiler, Beşşarlar bunun alasını yaptılar. Nereye vardılar?!”

NEFRETİ ARTIRIYORSUNUZ

Hocaefendi, “Bu diktatörce uygulamaları bahane ederek bazı güçler, düşmanlarımız, düğmeye basıverirlerse ya solcu kesimi ya sağcı kesimi her neyse bazı kesimleri sokağa dökerlerse; Türkiye, Suriye ve Irak gibi olursa o zaman ne olacak?

Yapılan istatistiklerde en çok oy alan parti AKP ve en çok nefret edilen parti de AKP. Daha evvel böyle değildi. Şimdi nefret yayılmaktadır. Bunun sebebi ise idarecilerde olan nefrettir. İdarecilerde nefret olmamalıdır. Devletin başındakiler nefretçi, intikamcı olursa bu topluma sirayet eder. Herkes intikamcı olmaya başlayacak memlekette.

Ben 80 darbesini de gördüm lakin ben böyle bir şey hatırlamıyorum. Şimdi sen adamın televizyonuna el koyuyorsun sonra kendi adamını televizyonun başına getiriyorsun.” diyerek yapılanların nefreti artıracağını belirtti.

BİZ HER ZAMAN DOĞRUYU KONUŞMALIYIZ

Yapılanlara cemaatler ve hocalar tarafından ses çıkarılmamasını eleştiren Hocaefendi, “Bunları CHP yapsaydı bu cemaatler ne derdi?” diyerek tepkisini ortaya koydu: “Kıymetli kardeşlerim biz her zaman doğruyu konuşmalıyız. Ben o cemaati 30 yıldır tenkit ediyorum. Ama biz İslami tenkitler yapıyoruz. Şimdi ise mazlum durumuna düştüler, biz her zaman mazlumdan tarafız. Yarın bir gün aynı şeyleri bize yapsalar o gün bizi kim savunacak? Allah sormayacak mı: 'Neden hakkı söylemediniz?'

Bütün cemaatler şu anda suspus. Şimdi soruyorum bu yapılanları CHP yapsaydı bu cemaatler ne derdi? Şimdi herkes susuyor. Neden? Çünkü yapan AKP!

Yahu kardeşim din nasihattir. Müslümanlara da nasihat edeceksin. Bütün Müslümanlara nasihat etmek zorundasın. Sen bu haksızlığı konuşmayarak taraf tutuyorsun. Bunlar kinci olmuşlar. Kur'an buyuruyor ki: 'Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin!' (Maide 8)

Adamın malına mülküne el koymak nerden çıkmış ya? Yarın başka bir hükümet gelse bunun beş beterini yapsa Müslüman camianın konuşmaya hiç hakkı yok!” dedi.

KAYYUM MU CELLAT MI BELLİ DEĞİL

Atanan kişinin tavrını da eleştiren Hocaefendi şunları söyledi: “Kayyum olarak atanan kişi ise tarafsız değil. Kayyum mudur cellat mıdır belli değil. Sen orayı tırpanlamaya mı geldin? Oradaki yetkililere ‘terbiyesiz’ diye konuşuyor. Ya sen tarafsız bir kayyum değilsin! Sen kin dolu bir kayyumsun. Senden kayyum olmaz. Kin dolu insandan hâkim olmaz. Bunları kabul etmemiz mümkün değil.”