Selahaddin Eyyubi 1138’de doğmuştur. 1169’da amcasının yerine Mısır veziri olmuş, 1174’te Mısır tahtına oturmuştur. 1187’de Hıttin Savaşı’nda Haçlıları ağır bir hezimete uğratarak Kudüs’ü ele geçirmiş, 1193’te hayatını kaybetmiştir.
Selahaddin tanınmış bir ailede dünyaya gelmiş, doğduğu gece, babası Necmeddin Eyyub ailesini de alarak Halep’e göçmüştür. Burada Kuzey Suriye’nin Türk valisi İmadeddin Zengi’nin hizmetine girmiştir. Dedesi Şadi, Bağdat Valisi Bihruz’un yakın arkadaşı olduğundan, nüfuzunu kullanarak Şadi’nin oğlu Necmeddin Eyyub’un Tikrit’in kumandanlığına atanmasını sağlamıştır. Böylece Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar, Şadi’yi ailesiyle birlikte Tikrit civarına yerleştirmiş, Baalbek ve Şam’da büyüyen Selahaddin, iyi bir eğitim almıştır.
Askeri eğitimden ziyade dini derslere meraklı olup, sanatla ve bilimle uğraşmıştır. Selahaddin’in biyografisinde onun Öklid geometrisi, astronomi, matematik ve aritmetik konularında uzman olduğu yazmaktadır. Mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi, Şam’daki Dar’ul-Hadis’ten (hadis medresesi) mezun oldu.
ASKERİ HAYATI
Selahaddin’in askeri hayatı, amcası Esedüddin Şirkuh’un hizmetine girmesiyle başlamıştır. Mısır’a gönderilecek orduya Nureddin Mahmud, komutan olarak Şirkuh’u atamış, Şirkuh, Nureddin Zengi’nin emriyle, ilki 1164 yılında olmak üzere Mısır’a üç sefer düzenlemiştir. Selahaddin bu seferlere Nuredddin Zengi’nin emriyle katılmıştır. Önceleri ilim adamı olmak isteyen Selahaddin Eyyubi, Şirkuh’un ölümünden ve Şavar’ın öldürülmesinden sonra, henüz 31 yaşındayken 1169 yılında hem Suriye birliklerinin komutanlığına, hem de melik unvanıyla Mısır vezirliğine atanmıştır.
1171’de Mısır’da Şii Fatımi halifeliğini tamamıyla ortadan kaldırmış, onların eski toprakları üzerinde din ve eğitimde kuvvetli bir siyasetin teşvik ve uygulayıcısı olmuştur. Şiiliğin yerine Sünni mezhebini yaymaya başlamıştır. Bunda başarılı olan Selahaddin, Mısır ve Suriye’de Fatımilerin yaydığı itikadın önüne geçerek, Ehlisünnet itikadının yayılmasını sağlamış, böylece İslam dünyasında tek bir halife kalmıştır. Bu olay, Müslümanların Haçlılara karşı birleşmesinde tarihi dönemeçlerden birisi olmuştur. Selahaddin, Nureddin Mahmud Zengi’ye hayatı boyunca bağlı kalmış, fakat Nureddin’in 1174 yılında vefat etmesiyle durum değişmiştir.
1186’ya değin Suriye, Kuzey Mezopotamya, Filistin ve Mısır’daki tüm Müslüman topraklarını kendi bayrağı altında birleştirmeye girişmiş, İslam birliğini tekrar kurmuştur. 1187’de bütün gücüyle, Latin Haçlı krallıklarına yönelmiş, Hıttin Muharebesi’nde Kudüs Kralı Lüzinyanlı Guy (Guy de Lusignan) komutasındaki Haçlı ordusunu yenmeyi başarmıştır. Haçlıların verdiği kayıpların büyüklüğü Müslümanların Kudüs Krallığı’nın neredeyse tümünü ele geçirmesini sağlamıştır.
Haçlıların 90 sene önce Kudüs’ü işgal ederlerken 70 bin Müslümanı kılıçtan geçirmesine rağmen, muzaffer bir komutan olarak karşılarına geçen Sultan Selahaddin, intikam alma yerine onlara iyi muamelede bulunmuştur. Böylece bütün Müslümanların gönüllerinde taht kuran Selahaddin Eyyubi büyük bir üne kavuşmuştur. Avrupa bu hezimet karşısında birbirine girmiş, üçüncü Haçlı seferi için çalışmalara başlamışlardır. Ancak bu yeni Haçlı ordusu daha Akka’dayken hezimete uğratılmış, yine onların aleyhine olarak bir antlaşma imzalanmıştır.
VEFATI
Selahaddin Eyyubi 1193 Şubat’ında hastalanmış, on dört gün hasta yattıktan sonra, 4 Mart 1193 Çarşamba günü 56 yaşında Şam’da vefat etmiştir. Kabri Şam’da bulunan Emeviye Camii haziresindedir.