Küresel ısınma çiftçileri sıcağa dayanıklı yeni ürünlere yöneltti

İklim krizi ile yaşanan aşırı sıcaklar çiftçileri sıcak ve kuraklığa daha dayanıklı 5 tarım ürününe yöneltiyor Küresel ısınma ile birlikte son yıllarda kuraklık, dünya gündeminin neredeyse ilk sıralarında yer alıyor. Bununla birlikte gezegen ısınırken dayanıklı ve besin değeri yüksek beş ürün umut vadetmeye başladı. Bilim insanları, tarih boyunca insanların altı binin üzerinde farklı bitki türü … Küresel ısınma çiftçileri sıcağa dayanıklı yeni ürünlere yöneltti Devamı »

Eklenme Tarihi: 20 Ağu 2022
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 20 Ağu 2022
Küresel ısınma çiftçileri sıcağa dayanıklı yeni ürünlere yöneltti

İklim krizi ile yaşanan aşırı sıcaklar çiftçileri sıcak ve kuraklığa daha dayanıklı 5 tarım ürününe yöneltiyor

Küresel ısınma ile birlikte son yıllarda kuraklık, dünya gündeminin neredeyse ilk sıralarında yer alıyor. Bununla birlikte gezegen ısınırken dayanıklı ve besin değeri yüksek beş ürün umut vadetmeye başladı. Bilim insanları, tarih boyunca insanların altı binin üzerinde farklı bitki türü yetiştirdiğine inanıyor. Ancak zaman içinde çiftçiler en yüksek verime sahip olanları ekmeye yöneldi. Günümüzde ise sadece pirinç, buğday ve mısırdan oluşan üç ürün, dünyadaki kalorinin neredeyse yarısını sağlıyor. Az sayıda ürüne olan bu bağımlılık, tarımı zararlılara, bitki kaynaklı hastalıklara ve toprak erozyonuna karşı savunmasız hale getirdi. Bu da monokültür (bir seferde sadece bir ürün yetiştirme uygulaması) ile daha vahim bir tablo meydana getirdi. Bu aynı zamanda diğer ürünlerin kuraklık ve diğer doğal afetlere karşı gösterdiği dayanıklılığın kaybedilmesi anlamına geliyor. Şimdilerde iklim krizinin etkileri daha da belirginleştikçe, dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler eski mahsulleri yeniden keşfetmeye ve kuraklık veya salgın hastalıklar karşısında daha dayanıklı olabilecek ve aynı zamanda önemli besin maddeleri sunabilecek yeni ürünlere yönelmeye başladı.

The Guardian’ın haberine göre, Gıda ve tarımda çeşitliliği desteklemek için kurulan ‘Ütopik Tohum Projesi’ isimli ABD merkezli organizasyonun kurucusu Chris Smith, “Çeşitlerimizin yüzde 90’ını kaybettik’ gibi istatistikler duyarsınız. Ancak son zamanlarda fark ettik ki ciddi üzüntü, çeşitliliği kaybetmiş olmamız değil. Asıl üzücü olan, bu çeşitliliği kaybettiğimizin farkında bile olmamamız” ifadesini kullandı. İşte pirinç, buğday ve mısırın ötesinde, küresel ısınma ve kuraklığın gölgesinde dünya genelindeki çiftçilerin bu soruna çözüm bulmak umuduyla yetiştirdiği beş ürün:

Yapraklarından tohumuna tamamı yenilebiliyor. Sekiz metreye kadar uzayan amarant sapının tepesinde yeşil, kırmızı ya da turuncu tohum dolu tüyler bulunuyor. Amarant, Afrika ve Asya’da uzun süredir sebze olarak tüketiliyor. Yerli Amerikalılar ise karabuğday ya da kinoayı andıran bitkinin tohumunu bile tüketiyor. Amarant yaprakları sotelenebilir veya tavada pişirilebilirken, tohumu genellikle kavrularak bal veya sütle yeniyor. Dokuz temel amino asidin tamamını içeren tam bir protein olan amarant, iyi bir vitamin ve antioksidan kaynağı olarak biliniyor.

Amarant bitkisi

İspanyol sömürgeciler, Amerika kıtasına gittiklerinde Aztek ve Mayaların amarant yetiştirmesini yasaklamış. Ancak bitki, yabani ot olarak büyümeye devam etmiş ve birçok çiftçi, amarant tohumlarını sömürgecilerden saklayarak torunlarının tekrar yetiştirmesine izin verilene kadar gizlice nesiller boyu aktarmış. Şimdilerde Guatemala, Meksika ve ABD’deki yerli çiftçiler, kuraklığa dayanıklı mahsulü yetiştirmek için işbirliği yapıyor. Bir Afrika tahılı olan fonio gibi, amarant da yeni bir ürün değil, ancak topluluklar iklim krizine uyum sağladıkça yeniden canlanan bir ürün. Tennessee Eyalet Üniversitesi’nden Profesör ve Amaranth Enstitüsü Eş Başkanı Matthew Blair, “Yeni olan her şey bir zamanlar eskiydi,” diyor. Amarant, Avrupa mutfağına girmeye başladı ve Ukrayna, ürünün kıtadaki en büyük üreticisi haline geldi. Batı Afrika’daki çiftçiler binlerce yıldır, tadı daha ziyade cevizli kuskus veya kinoaya benzeyen ve bir tür darı olan fonio yetiştiriyor.

Fonio tahılı

Fonio, tarihsel olarak Afrika’nın en eski ekili tahılı olmanın yanı sıra şeflerin ve kralların yiyeceği olarak kabul ediliyor. Günümüzde, dayanıklılığı ve sağlığa faydaları nedeniyle fonioya olan ilgi gün geçtikçe artıyor. İklim değişikliği devam ettikçe, fonionun kuraklığa dayanıklılığı ve verimsiz topraklarda yetişme kabiliyeti, bitkiyi su kıtlığı olan bölgelerde öne çıkan bir ürün haline getiriyor. Ayrıca düşük glisemik, glütensiz bir tahıl olarak önemli bir besin değerine sahip olması hasebiyle diyabet veya glüten intoleransı olan kişiler için iyi bir amino asit kaynağı haline geliyor. Avrupalılar bir zamanlar fonio’yu “aç pirinç” olarak adlandırırken, Avrupalı şirketler artık kendi foniolarını üretiyor.

1940’larda ABD’de 5 milyon dönümden fazla börülce yetiştiriliyordu ve bunun çoğu çiftlik hayvanlarını beslemek için saman olarak kullanılıyordu. Ancak güney bezelyesi ya da börülce olarak da adlandırılan bitki, Amerika’ya gelmeden çok önce, Batı Afrika’da insanların tüketimi için yetiştiriliyordu. Üretimi son yıllarda ABD’de azalmış olsa da, Afrika’nın büyük bölümünde hala son derece önemli. Nijerya, dünyanın en büyük börülce üreticisi konumunda.Tarihsel olarak insanlar çoğunlukla börülce tohumu yemiş olsa da, bilim insanları yapraklarının ve kabuklarının da iyi bir protein kaynağı olduğunu belirtiyor.Börülce, kuraklığa son derece dayanıklı olduğu için iklim değişikliğinde de iyi bir aday olarak görülüyor.

Taro, Güneydoğu Asya ve Polinezya’nın tropik bölgelerinde uzun zamandır patatesten farklı olarak kök sebze olarak yetiştiriliyor.Ancak artan sıcaklıklar bitkinin doğal ortamda yetiştirilmesini tehdit ettiğinden, kıta Amerikası’ndaki çiftçiler, Amerikan kışlarının soğuğuna dayanamadığı için tropikal çok yıllık bitkiyi ılıman bir yıllık olarak yetiştirmeye adapte etmeye çalışıyor.Fonio, amarant ve börülce gibi taro da yeni bir ürün değil, sadece günümüz gıda sistemi için yeni.Birçok alternatif ürün, nesiller önce dünyanın farklı bir yerinde yetiştirilen bitkiler olsa da, diğerleri iklim değişikliğine dayanmak için özel olarak yetiştirilmiştir.Pennsylvania merkezli Rodale Enstitüsü’nden araştırmacılar, 1980’lerde buğday gibi yıllık tahılların yerine geliştirilebilecek çok yıllık bir tahıl ürünü olarak “buğday çimi” adı verilen buğday benzeri bir ot tespit etti.Amaç, tahıl üretiminin çevresel etkilerini en aza indirmek. Sürdürülebilir tarıma odaklanan Kansas merkezli “Land Institute” isimli kar amacı gütmeyen araştırma kuruluşu, 2019 yılında, buğday çiminden geliştirilen ve çiftçilerin resmi ıslah programından tohum aldıklarını bilmelerini sağlamak için bir tahıl ürünü olan Kernza’yı tanıttı. Araştırmacılar hala tahılın verimini artırmak için mücadele etse de, Minnesota, Kansas ve Montana’daki çiftçiler binlerce dönüm arazide artık Kernza yetiştiriyor.Land Institute Mahsul Yönetimi Direktörü Tessa Peters, “Yetiştiriciler çok yıllık bitkilerin arazileri üzerindeki faydalarını hemen anlıyorlar” diyor ve ekliyor:”Tahıl üretimi yapılan bölgelerde çalışanlar için Kernza çok cazip.”