Kürt siyasetçilerden Cübbeli'ye tepki!

HDP'ye oy verenleri bölücülükle suçlayarak vatandaşlıktan çıkartılması gerektiğini aksi takdirde vatanın bütünlüğünün önlenemeyeceğini savunan Cübbeli'ye Kürt siyasetçiler tepkili: "HDP düşmanlığı, bu ülkede suçunu örtmek isteyenlerin son sığınağıdır"

Eklenme Tarihi: 07 May 2022
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Kürt siyasetçilerden Cübbeli'ye tepki!

"PKK militanlarını destekleyen ve bölünme niyetiyle HDP'ye rey verenleri vatandaşlıktan çıkarmazsanız vatanın bütünlüğünü sağlayamazsınız ve bölünmeyi önleyemezsiniz!"

Bu sözler kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'ye ait.

Cübbeli Ahmet, bu sözleri bir programda yaptığı söyledi. Aslında bu Cübbeli'nin Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) hedef alan ilk açıklaması değil.

Daha önce yine HDP'yi kastederek "Bunlara oy verenler arasında da Müslümanlar var. Bunların ne Marksist Leninist ne dinsiz Siyonist'e çalıştığı anlatılamıyor mu, ben anlamadım ya" ifadeleri olmuştu.

Yöneticiler başta olmak üzere birçok HDP'li siyasetçi ve aktivist, Cübbeli'nin sözlerine tepki gösterdi.

"HDP düşmanlığı suçunu örtmek isteyenlerin sığınağıdır"

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP düşmanlığının ülkede suçunu örtmek isteyenlerin son sığınağı haline geldiği paylaşımıyla tepkisini dile getirdi.

"Cevap vermeye değmezsin ama neyse" paylaşımda bulunan Beştaş, "HDP düşmanlığı, bu ülkede suçunu örtmek isteyenlerin son sığınağıdır. Bu halkı, milyonlarca insanın iradesini hiçe sayanlardan kurtaracak tek güç HDP'dir. İyi ki HDP var" ifadelerine yer verdi.

"AKP kodesten kurtardığı için diyetini ödüyor"

Tepki gösteren bir diğer isim ise sosyolog ve aktivist Veli Saçılık oldu.

HDP'ye oy veren her vatandaşa Cübbeli hakkında dava açma çağrısında bulunan Saçılık, yaptığı paylaşımda şu ifadelere yerdi:

"Karagümrük çetesi operasyonu kapsamında fuhuş amaçlı insan ticareti, tehdit, şantaj ve mafya ile ilişki kurmak suçlamalarıyla tutuklanan Ahmet Efendiyi AKP kodesten kurtardığı için diyetini ödüyor. HDP oy veren her vatandaş bu şaplakçıya dava açmalı."

Peki, Cübbeli Ahmet neden sürekli HDP'yi hedef alıyor?

HDP'ye oy veren 6 milyon ve aileleri de hesaba katıldığında iddia edildiği gibi 15 milyon insanın vatandaşlıktan çıkarılması ciddiye alınmalı mı?

"Bunlar ırkçı Kürt düşmanlarıdır"

Independent Türkçe'ye konuşan eski HDP milletvekili ve hukukçu Hasip Kaplan, Cübbeli'nin AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile aynı çizgide olduğunu savundu.

İktidara yakın medyada Cübbeli gibi isimlerin genellikle muhalif kesimlere saldırmak için kullanıldığını kaydeden Kaplan, "Bu şarlatanların cübbe, sakal ve din ile bir alakası yok. Tamamen ırkçı ve faşist kafalı Kürt düşmanlarıdır. Bunlar demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen herkese düşmanlar" dedi.

Bir grup şeklinde olan bu isimlerin tek işlerinin HDP ve Kürt legal demokratik siyasetine saldırmak olduğunu belirten Kaplan, "Her fırsatta 7 milyona yakın oy almış seçilmişlere saldırıyorlar. Bunlar AKP ve MHP ile aynı çizgide olan insanlardır. HDP üzerinden Kürt düşmanlığı yapıyor" diye konuştu.

"Kim kimi kimin ülkesinden kovuyor"

HDP'ye oy veren insanların vatandaşlıktan çıkarılmasına kimsenin gücü yetmediği gibi haddi de olmadığının altını çizen Kaplan, şunları kaydetti:

Halkımız böylelerini ezer geçer. Kim kimi, kimin toprağından ve ülkesinden kovuyor. Bizler milattan önce 10 bin yıldan beri bu topraklarda yaşarken bunların tozu bile yoktu. Aslında böylelerini ciddiye almamak lazım ama bazen cevap vermekte gerekir. HDP'ye oy verenleri vatandaşlıktan çıkarmak kimsenin haddi olmadığı gibi buna kimsenin gücü de yetmez.

"Ulema peygamberi kendine örnek almalı"

HDP Şanlıurfa Milletvekili ve eski Diyarbakır Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş da dünya görüşüne sahip her inanç, felsefe ve düşüncenin kendini ifade etme hakkının olduğunu söyledi. İfade hakkının kutsal olduğunu ifade eden Erdoğmuş, "Hakkın inkar edilmemesi ve buna riayet edilmesi gerektiğine inanıyor ve saygı duyuyoruz. Bir insan hakkını kullanırken diğerinin hukukuna da riayet etmeli, aksi takdirde bu tecavüz olur" dedi.

Dini dünya görüşüne sahip olduğunu ve bu düşüncesinden hareketle görüşü ikiye ayırdığını aktaran Erdoğmuş, "Birincisi, iktidarcı dini dünya görüşüdür. Tarih içerisinde bu sürekli olarak iktidarlara müşterek, dinin sürekli olarak iktidar tarafından sömürüldüğü, adeta sömürgeci yapı ve sistemlerin sömürgesine maruz kalan bir görüş olmuştur. İkincisi ise sömürülenlere hizmet eden dini dünya görüşüdür" ifadelerine yer verdi.

Peygamberlerin varisi olan ulemanın da peygamberlerin zorluk, mücadele ve taşıdığı misyon gibi sorumluluk taşıması gerektiğine değinen Erdoğmuş, "Çünkü ulema din aydını sıfatını taşıyor. Alim olmak, kitapları ya da metinleri ezberlemek veya o kitaplar üzerinden dersler vermek, birtakım neşriyat faaliyetlerinde bulunmak yetmiyor. Önemli olan ulema bilincini taşımaktır. Eğer nebevi bilinci aşıyorlarsa bugünkü dünyada sömürü ve zulüm nedir? Adaletsizliğin ne olduğu ulemanın birinci derecede misyonu olmalı" diye konuştu.

"Peygamberler dini araçsallaştıranlara karşı mücadele verdi"

Erdoğmuş'a göre tarikat, cemaat, cemiyet, ilahiyat, Diyanet İşleri Başkanlığı dahil kendilerini dine hizmete adamış irili ufaklı yapı ve şahısların sömürgeci ile sömürülen arasındaki çizgiyi görememesi ve net olmaması durumunda söylem ve eylemlerinin sadece iktidara yarıyor ve bu toplumcu dini görüşün tersi faaliyetidir.

Nebevi gelenek ve inançlarda gönderilen peygamberlerin dinsiz veya ateistlere karşı mücadelesinin olmadığına dikkati çeken Erdoğmuş, "Peygamberler dini araçsallaştıran, özünden koparan, dine hizmet etmeyen ama mevcut iktidarı ayakta tutan o bildiğimiz özünden kopmuş anlayışa karşı mücadele etmişlerdir. Peygamberler geldiğinde insanlar inanıyordu. Mesela Hz. İsa'ya en çok fanatik dinciler muhalefet etti" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

Dolayısıyla şahıslar üzerinden meseleyi değerlendirmenin ne kadar doğru olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Ancak topluma hizmet ediyorsa, dini dünya görüşü toplumsalsa, toplumun dert ve yaralarına derman oluyor, problemlere çözüm ve sorulara cevap olabiliyorsa bunun toplumu aydınlattığı söylenebilir ve bizim önemli olan da bu çizgidir. Yok eğer iktidarcı ve iktidarın ayakta kalmasına hizmet ediyor ve iyi geçinmenin yollarını arıyorsa bu farklı bir alandır. Değerlendirmelerimde kim kendini nereye konumlandırır, bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.