Kuzeyde bir İslam temsil kurumu: Norveç İslam Konseyi

Mehmet Temel, Norveç’te Müslümanların örgütlü yapıları hakkında bilgi verirken geleceği dair umut ve endişelerini dile getiriyor! Kuzeyde bir İslam temsil kurumu: Norveç İslam Konseyi Norveç İslam Konseyi (IRN) tarihi, ülkedeki Müslümanların tarihiyle eş değer. Kurumu anlamak bu nedenle aynı zamanda Norveç’teki Müslümanların geçmişini de anlamak anlamına geliyor. Norveç, Avrupa’da İslam’la ilgili tecrübesi, ama aynı zamanda da ön … Kuzeyde bir İslam temsil kurumu: Norveç İslam Konseyi Devamı »

Eklenme Tarihi: 11 Tem 2022
10 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 11 Tem 2022
Kuzeyde bir İslam temsil kurumu: Norveç İslam Konseyi

Mehmet Temel, Norveç’te Müslümanların örgütlü yapıları hakkında bilgi verirken geleceği dair umut ve endişelerini dile getiriyor!

Kuzeyde bir İslam temsil kurumu: Norveç İslam Konseyi

Norveç İslam Konseyi (IRN) tarihi, ülkedeki Müslümanların tarihiyle eş değer. Kurumu anlamak bu nedenle aynı zamanda Norveç’teki Müslümanların geçmişini de anlamak anlamına geliyor.

Norveç, Avrupa’da İslam’la ilgili tecrübesi, ama aynı zamanda da ön yargısı en az ülke olarak görülebilir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi ülkenin tarihî serüvenidir. Ülke bin yıllık geçmişinde bağımsızlık dönemleri dışında Danimarka, Almanya ve İsveç gibi ülkelerin hükümranlığı altında kalmış ve genelde dünyanın geri kalanı, özelde ise İslam ülkeleri ile ticari veya askerî bir teması olmamıştır.

Norveç 2. Dünya Savaşı sırasında Hitler Almanyası tarafından 5 yıl boyunca işgal altında kalmış, akabinde Kuzey Denizi’nde petrol bulunması ve hâlihazırda gemi taşımacılığında mahir bir ülke olmasından dolayı kısa zamanda ekonomik kalkınma sağlamıştır. Bu süreç fakir sayılabilecek bir ülkenin inşası için fırsat doğurmuş ve düşük nüfusa sahip bir ülke olarak yurtdışından iş gücü kabulüne dayanak olmuştur.

1960’lı yıllarda başlayan ve 1975 yılında meclis kararı ile yasaklanana kadar devam eden, özellikle Pakistan ve Türkiye gibi ülkelerden Müslüman kökenli insanların ülkeye gelişi ile birlikte Norveç toplumunda farklılıklar oluşmuştur. Bir toplumun kimliğiyle ilgili savunma refleksinin en güçlü olduğu kültürel ve dinî farklılıklar kendini göstermiş, iş gücü olarak gelen insanların 1975’ten sonra ailelerini getirerek Norveç’te kalıcı olmaya başlaması Norveç toplumunda “Bu yeni komşu kim?” sorusunun dillendirilmesine neden olmuştur.

Bu dönemde Müslüman işçilerin dinî vecibelerini yerine getirmek için ibadethaneler kurması, İslam’ın, Norveç toplumunun günlük hayatına girişini hızlandırmıştır.

Norveç’te Kaç Müslüman Var?

İstatistik kurumlarının kökene dayalı araştırma yapmaması nedeniyle tam rakam verilemese de Norveç’te ağırlıkla Pakistan, Somali, Bosna ve Arnavutluk kökenlilerden oluşan 220.000 Müslüman yaşıyor. Yani 5.5 milyon nüfuslu Norveç’te nüfusun yüzde 4’ü Müslüman.

50 yıllık bir sürecin sonucunda bugün Norveç’te farklı kökenlerden Müslümanların kurduğu 219 kadar cami bulunmaktadır. Bazen üye sayıları çok düşük olan bu cami derneklerinin ayakta kalmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri ise devletin cami derneklerine belediyeler üzerinden, Avrupa’da örneği nadir görülen bir şekilde üye bazlı finansal destek sağlamasıdır. Bu destek üye başına yıllık 100 avro gibi bir rakama tekabül etmekte ve üyenin yaş sınırı gözetilmeksizin verilmektedir. 2007 yılına kadar bir kişinin birden fazla derneğe üye olması fazla araştırılan bir konu değildi ve bundan dolayı birden fazla dernek, aynı üye üzerinden finansal destek sağlamaktaydı. Ancak belirtilen tarihten sonra devlet bu noktada kontrol mekanizmaları kurdu ve çift üyeliği olan kişilerin bir inanç derneği seçmemesi durumunda kayıtlı bulunduğu hiçbir derneğe destek vermemeye başladı.

Norveç’teki Müslüman Kurumların Üyeleri

İslam’ın Norveç’te sosyal bir faktör olarak kabul görmesi, finansal destek ve bu desteğin inanç derneği üyelerine hizmet olarak dönmesi Müslümanları camilere üye olma noktasında teşvik etmiştir. Diğer bir teşvik unsuru ise doğumu gerçekleşen bebeklerin doğrudan Norveç Kilisesine üye olması uygulamasıdır. “Eğer bir üyelik olacaksa kimliğime uyan bir yere üye olmalıyım.” düşüncesiyle bugün Norveç’te inanç derneklerine üye olan Müslümanların sayısı 180.000’e ulaşmıştır. Bu rakam Norveç’teki toplam Müslüman nüfus baz alındığında yüzde 80 oranının da üzerine çıkmaktadır. Üyelik sayısı yüksek olsa da cami faaliyetlerini takip eden ve üyeliğini aidatlar ile aktif olarak destekleyen kişi sayısı -köken ve cemaat fark etmeksizin- bu orana kıyasla son derece düşüktür.

Bazı Müslüman çatı kurumlarının üye sayısı 10.000 rakamını geçerken bazı derneklerin üye sayısı 100-150 rakamına ancak ulaşmaktadır. Örneğin “Det Islamske Fellesskap Bosnia og Herzegovina” 9300 üyeye, “Central Jamaat-e Ahl-e Sunnat” 6100 üyeye, “Tawfiiq Islamsk Senter” 7800 üyeye, “World Islamic Mission Norway” 4500 üyeye, “Albansk Islamsk Kultursenter” 4400 üyeye, “Den Tyrkisk Islamske Union” (Diyanet) 3400 üyeye, “Det Islamske Forbundet” (Rabita) ise 3300 üyeye sahiptir. Millî Görüş teşkilatlarının Norveç Bölgesi olan “Islamske Samfunn Milli Gorus”ün ise 1800 üyesi bulunmaktadır.

Norveç’te İslam’ın Organize Oluşunu Düzenleyen Kanun: Dinî Cemaatler Kanunu

1969’da çıkartılan Norveç Dinî Cemaatler Kanunu burada detaylıca incelenmesi gereken bir unsurdur. İlgili yasa 4 paragraftan oluşmaktadır. Bu kanun dinî dernekleri idare etmek veya sınırlamaktan ziyade din ve inanç derneklerinin finansal olarak nasıl destekleneceğini düzenler. Zira Norveç’te inanç dernekleri kanunlarla sınırlandırılmaktan ziyade tüzüklerinin demokratik prensiplere uygunluğu şart koşulmuş, bunun dışında dernekler çalışma alanlarında özgür olmuşlardır.

Dinî Cemaatler Kanunu’nun birinci paragrafında inanç derneklerine üyeliğin hangi prosedürle olması gerektiği ve çocukların üyeliğinin ebeveynleri tarafından yapılabileceği gibi noktalar ele alınmıştır. İkinci paragrafta ise derneklerin üye başına maddi destek alabilmeleri için üyelerin şahsi veya ebeveynleri tarafından yazılı olarak başvurmaları, ikametgâhların Norveç’te olması ve başka bir inanç cemiyetine üye olmaması gerektiği gibi noktalara ek olarak hangi şartlarda başvurunun kabul edilmeyeceği ve raporlama ile muhasebe işlemlerinin nasıl olması gerektiği belirtilmiştir.

Üçüncü paragraf ise sadece Norveç Kilisesine ayrılmış bir maddedir. Bu kilisenin Evanjelik-Lüterci olduğu vurgulanmış, seçimlerin nasıl yapılacağı, finansman kaynakları, rahip ve piskoposun hizmet alanları, kilise binaları gibi konular ele alınmıştır. Son paragrafta ise genel olarak toplumsal dinî ihtiyaçlar ele alınmıştır. Bu paragrafta özellikle Avrupa’nın diğer ülkelerinde sorun olan mezarlıklar ve dinî nikah gibi noktalar ele alınmıştır. Norveç’te her dinin kendi mezar alanının olması ve dinî derneklerdeki mütevelli başkanının resmî nikah kıyma işlemini yapabilmesi teminat altına alınmıştır.

Yeni Yasal Düzenleme: Din Özgürlüğüne Saygı

Uzun süre bu yasa, inanç derneklerini sınırlamaktan ve kontrol altında tutmaktan ziyade daha çok çerçeve belirleyen bir içeriğe sahipti. Yukardaki maddelerden de anlaşılacağı üzere derneklerin kontrol mekanizması yıllık beyan edilen muhasebede şeffaflık, üyelik sistemindeki usullere ve tüzükte belirtilen ilke ve prensiplere riayet ile denetlenebiliyordu. Ancak 2020 yılında eklenen ve 2021 yılında yürürlüğe girecek bir madde, yasanın özgürlükçü ruhunu kaybetmesine neden olabilir. 3. paragrafa eklenen 6. maddenin ilgili cümlesi şu şekildedir: “Din ve inanç özgürlüğüne saygı göstermeyen devletlerden destek/katkı alan inanç derneklerine üye desteği talebi reddedilebilir.”

Bu muğlak cümlenin önümüzdeki dönemde inanç derneklerini nasıl etkileyeceğini öngörmek zordur. “Saygı göstermeyen” ifadesinin nasıl hayata geçirileceği, kriterlerin ne olacağı, saygının kime göre ve kime karşı belirleneceğini önümüzdeki dönemde yaşayıp göreceğiz. Diğer taraftan bu kanunu yasalaştıran Norveç’in 1864 yılında kurulan Deniz İnsanı Kilisesi Derneği (Nr. “Sjømannskirken”) üzerinden aralarında Alanya da olmak üzere yurt dışındaki onlarca kilise merkezine finansman kaynağı sağladığı da unutulmamalıdır. Norveç devletinin bu derneğe 2009 yılında sağladığı kaynak 63 milyon kr (6 milyon avro) düzeyindeydi.

Norveç İslam Konseyi (IRN) Kuruluşu

Elbette bu şekilde organize olmuş, devlet tarafından tanınan ve finansal olarak desteklenen bir dinî cemaat entegrasyon, çeşitlilik, eğitim, güvenlik ve istihdam gibi konularda devletin muhatap almak isteyeceği bir aktör olarak da ortaya çıkmaktadır. Bu şartlar altında fiilî olarak 1991, resmî olarak 1993 yılında Müslümanların genel sorunlarına çözüm ve onların güçlü temsilini sağlamak adına Müslüman dernekler bir araya gelerek Norveç İslam Konseyini (Nr. “Islamsk Råd Norge” – IRN) kurdular. Kurucu dernekler Boşnak ve Pakistan kökenli dernekler ve buna ek olarak Rabita derneğidir. Başkanlık görevinde bulunanlar ise her zaman farklı kökenlere sahip olmuşlardır. IRN’nin ilk başkanı Fas kökenli Mohammed Bouras ve takip eden süreçte Gambiyalı, Norveçli, Filistinli, Boşnak, Pakistan ve Somalili başkanlar görev almıştır.

IRN’nin kuruluş amacı tüzükte de beyan edildiği üzere aşağıda belirtilen üç maddeden oluşmaktadır:

  • Müslümanların İslam inancı üzerine yaşamasını temin ve Norveç toplumunda Norveçli-Müslüman kimliğini oluşturmak
  • Norveç’teki Müslümanlar arasında birlikteliği sağlamak ve üye derneklerin haklarını savunmak
  • Norveç toplumunda Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasında din, kültür ve ahlaki değerleri baz alarak köprü vazifesi görerek diyalog ortamı oluşturmak
  • Norveç İslam Konseyi (IRN), genel kurul, yönetim kurulu, imam komisyonu, sekreterlik ve alt komisyonlar şeklinde düzenlenmiş hiyerarşik bir yapılanmaya sahiptir. Ana finansman kaynağı üye aidatı, proje gelirleri ve helal sertifikası komisyonudur. IRN helal sertifikası verdiği her kilo et başına belli bir ücret almakta, sertifika verdiği her kurumdan da yine gelir elde etmektedir.

    IRN’nin yönetim kurullarında çeşitliliğe son derece önem verilmiş ve tüzükte üye sayısına bakılmaksızın bir dernekten, 7 kişiden oluşan yönetim kuruluna alınacak üye sayısı 2 ile sınırlandırılmıştır. Yönetime gelen kişiler -2017 yılına kadar genel sekreterlik pozisyonu hariç- gönüllülük esasına göre çalışmıştır. Genel sekreterlik pozisyonu ise 2017 yılında yaşanan ciddi tartışmaların sonucunda gönüllülük esasına evrilmiştir. Şu anda IRN’deki bütün birimler fahri olarak görevlerini ifa etmektedir.

    IRN’deki İlk Deprem 2017’de

    IRN, Norveç devleti tarafından doğrudan diğer İslami derneklere ulaşmak adına muhatap alınmış ve kurulduğu 1993 yılından 2017 yılına kadar Müslümanların Norveç’teki tek temsil kurumu olmuştur. Bu dönem zarfında 42 üye dernek ile toplamda 82.000 Müslüman’ı temsil etmiş ve Norveç’teki en büyük İslami dernekleri çatısı altında toplamayı başarmıştır.

    2017 yılında ise kamuoyunda özellikle sağcı Fremskrittspartiet Partisinden Kültür Bakanının da dâhil olduğu tartışmalar yaşanmıştır. IRN’nin bölünme sürecini başlatan en önemli konu, istihdam gereksinimi gerekçe gösterilerek devletten finansman sağlanması ve bu finansman ile ofis çalışanı pozisyonunda kamuya açık ilan vererek işçi alımı yapılması olmuştur. İşe alınan kişinin peçe kullanması ve yüzü görünmeyen bir kişinin diyalog çalışmalarını nasıl sürdüreceği tartışmaları IRN’ye ciddi manada prestij kaybettirmiş ve IRN’nin bölünmesine kadar gidecek iç tartışmaların fitilini ateşlemiştir.

    Norveç İslam Konseyi (IRN) ve Düşen Üye Sayısı

    Peçeli çalışan istihdam edilmeden önce kamuya açık ilan verilmiş, başvurular tecrübeye dayalı değerlendirilmiş, mülakatlar yapılmış ve sonuç olarak liyakat sahibi olarak görülen bu kişi istihdam edilmiştir. Ayrıca bu kişinin sözleşmesinde sadece ofis işlerinden sorumlu olacağı ve dışa dönük bir faaliyet içinde olmayacağı ilan edilmesine rağmen, mesnetsiz eleştiriler neticesinde istihdam edilen kişinin iş akdine ilk genel kurulda son verilmiştir.

    Bu hadiseye ek olarak IRN’de genel sekreterlik pozisyonunda olan Pakistan kökenli çalışanın 8 yıl gibi uzun bir süre görevde kalması ve tek başına derneği temsil ediyor hâle gelmesi, kısa süreli de olsa Pakistan kökenli derneklerin ağırlığının hissedilmesi, bazı üye dernekler tarafından eleştirilmiş ve dernek nihai olarak 2017 yılında bölünmüştür.

    İçlerinde Rabita, Boşnak, Arnavut ve bazı Pakistan kökenli üyelerin yoğun olduğu 7 dernek IRN’den ayrılma kararı almış ve Müslüman Diyalog Ağı (Nr. “Müslimsk Dialog Nettverk” – MDN) isimli yeni bir çatı organizasyonu kurmuştur. Bunun sonucunda IRN’nin temsil ettiği dernek sayısı 42’den 35’e, üye sayısı ise 82.000’den 45.000’e düşmüştür. Buna rağmen özellikle çok sayıda derneği hâlâ bünyesinde tutan IRN, tek olmasa dahi Norveç’teki en güçlü çatı kuruluşu olmayı sürdürmektedir. Norveçli yetkililer tarafından ise MDN kısa sürede kabul görmüş ve Müslümanları temsil gücü kabul edilmiştir. Bugün de Norveç kamuoyunda IRN tutucu bir yapı olarak görülürken MDN daha ılımlı olarak kabul ediliyor.

    Norveç İslam Konseyi (IRN), MDN ve Kadıyaniler Tartışması

    Bütün bu süreçte şüphesiz en önemli gelişme Din ve İnanç Toplumları Ortak Çalışma Konseyi (Nr. “Samarbeidsrådet for tros og livsynssamfunn” – STL) bünyesinde gerçekleşen tartışmalar olmuştur. STL, Norveç’te bulunan din ve inanç kurumlarının en önemli çatı organizasyonudur. 2017 yılına kadar İslam dinini temsilen IRN tek başına bu organizasyona üyeydi. Ancak 2017 tarihindeki tartışmaların bir neticesi olarak STL, IRN üyeliği ile ilgi bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara göre toplumsal güven yoksa üyeliğin devamı da söz konusu olmazdı. Bu noktada IRN bir karar vermek zorunda kaldı. Ya tavizkar açıklamalar ile süreci yönetecek, ya üyeliğini kendisi donduracak ya da üyelikten ayrılacaktı. Yönetim ileriki süreçte elini güçlü tutabilmek için üyeliğini dondurma kararı aldı.

    Bu noktada ise Kadıyaniler (Ahmediye Cemaati) sahne aldı. Söz konusu cemaat uzun süredir STL’ye üye olmak adına girişimlerde bulunuyor, ancak IRN -ve Müslümanların kahir ekseriyeti- bu cemaati İslam dışı gördüğü için İslami temsil anlamına gelecek bu üyeliğe engel oluyordu. Bu engel ortadan kalktığında Kadıyanilerin STL’ye üyeliği de gerçekleşti. Kuruluşundan sonra MDN’nin STL’ye üyelik başvurusu da kabul edildi. 2019 yılında gerçekleşen IRN Genel Kurulunda STL üyeliği yönetim kurulu tarafından önerilse de, delegelerin ekseriyeti tarafından kabul edilmedi. Bu ret kararının en önemli gerekçesi ise bir dinî çatı organizasyonu olan STL’nin, peçe gibi dinî motivasyonlu tartışmaların odağında kaldığında IRN lehine bir açıklama yapmaması ve yalnız bırakması olmuştur.

    Temenni: Müslümanların Asli Unsur Olarak Kabulü

    Başta da vurgulandığı gibi Norveç, İslam dini ile tanışma süreci daha yeni sayılacak bir ülkedir. Kamuoyu tartışmalarının gölgesinde İslam’ın ülkeye kurumsal entegrasyon süreci devam etmektedir. Norveç devleti bu konuda tarafsız kalmayı başarmış ve güvenlikçi değil özgürlükçü bir ortam sağlayarak inanç derneklerini toplumun birer parçası olarak kabul etmiştir. Ancak bugün geldiğimiz noktada Norveç’te de aşırı sağcılığın toplumsal tabanı genişlemiş ve aşırı sağın yönetimdeki temsili artmıştır. İslam’ın önümüzdeki süreçte daha çok gündeme geleceği ve tartışılacağı aşikar. Türkiye kökenli Norveçli bir Müslüman olarak umudumuz, bu tartışmaların Müslümanların asli unsur olarak kabulü ile sonuçlanması.