Fransa, Cezayir’i 1830-1962 yılları arasında tam 132 yıl işgal altında tuttu. Bu süre içinde Cezayir halkına sürekli zulmetti. 1954-62 arasında gerçekleşen sekiz yıllık bağımsızlık savaşı sürecinde ise bir buçuk milyon insanı hunharca katletti.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun Ocak 2022’de Fransa’nın sömürge dönemiyle ilgili arşivleri açması, hukuki sürece fırsat vermesi, tazminat ödemesi ve özür dilemesi gerektiğini bu ülkenin yöneticilerine hatırlattı. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa’nın sömürge geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini dile getirmekle birlikte herhangi bir özür veya af dilemenin de söz konusu olmayacağını söyledi. Çünkü Emmanuel Macron’a göre Cezayir’de yapılan katliamların, zulüm uygulamalarının öyle af veya özür dilemeye değer bir yanı yoktu.
Bu zihniyet aslında Batı emperyalizminin kendilerinden olmayanlara nasıl baktığını göstermesi açısından da ibret vericidir. Onlar için sömürgeleştirilen ülkelerin halklarını öldürmek sinek öldürmek gibi bir şeydir, öyle özür veya af dilemeye değecek bir yanı yoktur.
Ülkesinin Cezayir’le ilgili kötü sicilini kabul etmekle birlikte özür dileme gereği bile duymayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz perşembe günü bu ülkeye üç gün süreceğini söylediği bir ziyaret başlattı. Cezayir’in Huvari Bumedyen Havaalanı’nda Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun tarafından karşılanan Macron, ilk görüşmesinde Fransa ile Cezayir arasında “acı” bir tarih olduğunu itiraf ederken bunun ara sıra kendilerini ilerlemekten alıkoyduğunu söyledi ve; “Bizim için asıl önemli olan ülkelerimiz için birlikte ortak bir gelecek inşa etmektir” ifadesini kullandı.
Bu arada geçmişin araştırılması ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, sömürge döneminin başlamasından bitmesine kadar geçen süre içinde yaşanan olayların hiçbir kısıtlama söz konusu olmaksızın açığa çıkarılması için bir ortak tarihçiler heyeti oluşturulacağını ifade etti.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun da Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la yaptığı görüşmeden memnun kaldığını ve bu görüşmenin iki ülke arasında yeni ufuklar açmasını temenni ettiğini dile getirdi.
Aslında Cezayir Cumhurbaşkanı’nın Fransa’ya yönelttiği eleştirilerden ve ülkesine yönelik olarak tarihte işlediği suçlarıyla ilgili taleplerden dolayı bu iki ülke arasında ilişkiler epey gerginleşmişti. Siyasi gerginlik bazı ekonomik ilişkileri de etkilemeye başlamıştı. Sonra biraz yumuşama oldu. Şimdi yeniden tam normalleşmenin sağlanması ve ilişkilerin düzeltilmesi için yeni bir atak gerçekleştirildiği görülüyor.
Ama anlaşıldığı kadarıyla bu konuda itici unsur, ahlakî değerler değil birtakım çıkar hesaplarıdır. Avrupa’nın, Rusya’yla yaşadığı sıkıntıdan dolayı son dönemde ciddi bir doğal gaz sıkıntısı içinde olduğu biliniyor. Bu sıkıntının kış döneminde daha da artacağı tahmin ediliyor. O yüzden Avrupa şimdi bir yandan alternatifler oluşturmaya çalışıyor.
Cezayir petrol ve doğal gaz yönünden zengin bir ülke. Avrupa için de iyi bir alternatif. O yüzden Fransa Cumhurbaşkanı’nın son ziyaretinin sadece kendi ülkesiyle değil genel olarak Avrupa’nın tümünü ilgilendiren problemle ilgili olduğu tahmin ediliyor. Çünkü Avrupa ülkeleri Rusya doğal gazına alternatifler oluşturacak yeni kaynaklar temin edilmesi konusunda bir program geliştirme yönünde bazı kararlar almışlardı.
Cezayir, Avrupa’nın bu konudaki sıkıntısını ve Fransa’nın kendisiyle zorunlu olarak kurduğu irtibatı bazı siyasi hesaplar için değerlendirmeye çalıştı. Fransa’nın Cezayir’deki sömürge döneminin sorgulanması ve gerçeklerin hiçbir kısıtlama söz konusu olmaksızın ortaya çıkarılması için bir ortak tarihçiler heyeti kurulmasını kabul etmesi de bu sebepledir. Ama bu konudaki taahhütlerinde ne kadar samimi davranacağı şüpheli. Çünkü Fransa’nın Cezayir işgaliyle ilgili gerçekler bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıkarılırsa Almanya’nın Nazi dönemi hakkında sergilediği tavrın aynısını Fransa’nın da Cezayir işgali hakkında sergilemek zorunda kalması gerekebilir.