Hasan Demir’in mahkeme sonrası yaptığı açıklamanın tamamı:
Kıymetli kardeşlerim, değerli katılımcılar;
Bugün 6 Eylül 2019. Alparslan Kuytul Hocaefendi ve vakıf başkanımız Ali Alagöz kardeşimizin tutukluluğunun 574. günü. Allah’a hamdolsun 574 gün sonra vakıf başkanımız Ali Alagöz tahliye edilmiştir.
Bildiğiniz ve bizim de defaatle dile getirdiğimiz üzere Alparslan Kuytul Hocaefendi kendisine isnat edilen terör ve suç örgütü kurma suçlamalarının her ikisinden de çıkarıldığı ilk mahkemede tahliye almıştır. Ancak 24 Ocak’taki tahliyesinin üzerinden 24 saat bile geçmeden siyaseten tekrar tutuklanmıştır. En son yapılan 22 Ağustos mahkemesiyle de dosyadaki tüm bilgi ve belgeler toplanmış, tüm sanık ve tanıklar dinlenmiş ve dava dosyasına eklenecek herhangi bir bilgi ve belge kalmamıştır. Dava sürecinin başından beri toplanan tüm deliller Alparslan Hocanın suçsuz olduğunu ispat ediyor olmasına rağmen uzun tutukluluk sürecinin artık bir infaza dönüştüğüne tüm kamuoyu şahitken ne hazindir ki mahkeme sanki 20 aylık süre yetmemiş gibi yeniden tutukluluğun devamına karar vermiştir. Hukuki açıdan bakıldığında tahliye hatta beraat alması gerekirken Alparslan Hocanın tutukluluğunun devamına karar verilmesi mahkemelerin hukuku değil gücü ve siyaseti dikkate aldıklarının göstergesidir. Toplumun bu şekilde devam eden mahkemelere ve bu mahkemelerin adil yargılama yapacağına, adalet dağıtacağına güveni kalmamıştır. Gelinen noktada adalet mülkün temeli olmaktan çıkmış, siyasetin ve gücün kırbacına dönüşmüştür.
Esas itibari ile bu karar ile yalnız Alparslan Kuytul Hocaefendi değil, onun nezdinde İslam davası ve her türlü hayırlı faaliyetler mahkum edilmiştir. Böylelikle İslami faaliyetler yapmakta olan tüm STK, İslami cemaat ve hocalara bir gözdağı verilmiş, aba altından yargı sopası gösterilmiş olmaktadır. “Meşru olarak yapmış olduğunuz faaliyetler yarınlarda asılsız iftiralar ve isnatlarla yargıya taşınabilir ve keyfi kararlarla tutukluluk ve mahkumiyetlere maruz kalabilirsiniz.” denilmek istenmektedir.
Alparslan Kuytul Hocaefendi vatanını, milletini seven ve halkının teveccühünü kazanmış kıymetli bir alimdir. Tevhidi anlatmasıyla, İslamı ve Müslümanları ilgilendiren meselelere hassasiyetiyle, doğruları söylemesiyle, mazluma sahip çıkıp zalimin karşısında durmasıyla tüm kamuoyunun sevgisine mazhar olmuştur.
Böylesine kıymetli bir alime zulmeden insanlara sesleniyorum;
Onun hayatının 40 yılı İslam davasına hizmetle geçti. Allah rızasından başka bir gayesi, İslam medeniyetinden başka bir hedefi, “Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı” demesinden başka bir söylemi olmadı. Sizler onun suçsuz, tertemiz ve mütevazi bir hayat yaşadığını, hiçbir zaman terörle işinin olmadığını bildiğiniz halde onu zindana gönderdiniz.
Alparslan Hoca milletine hizmetler yapıyor ve hayırlı işlerde öncülük yapacak bir nesil yetiştirmeye çalışıyordu.
İdeolojinizi ve yanlışlarla dolu nizamınızı reddedip tevhidin gerçeklerini anlatması, yanlışlarınızı tenkit etmesi ve hakkı korkusuzca haykırması mı sizi korkuttu? Bu sebeple mi onu hapsettiniz? Tutukluluğunun devamına diye hükmettiniz?
Bilesiniz ki zindanda mazlumiyetin izzetini yaşarken, sizlerde dışarda zalimliğinizin zilletini yaşayacaksınız.
Tarih onun dik duruşunu, zulme boyun eğmeyişini ve hakkı gür bir sesle haykırmasını yazacak! Sizin de zulmünüzü, hayırlı faaliyetlere engel olmanızı yazacak! Bu gidişle saltanatınızı ve gücünüzü kaybedeceksiniz. Her geçen gün artan günahlarınız, yalanlarınız ortaya dökülecek! Yanınızda kimse kalmayacak, kalplerde yeriniz olmayacaktır!
Alparslan Kuytul Hocaefendinin talebeleri ve sevenleri olarak diyoruz ki;
Hukuksuzluğunuzu ve zulmünüzü her yerde anlatacağız. Bu dosyanın suç dosyası değil sus dosyası olduğunu ve asıl meselenin tevhidi anlatmaktan kaynaklandığını her yerde konuşacağız. Susmayacağız. Geri adım atmayacağız. Bu dinin en temel hakikati olan tevhidi anlatmaya devam edeceğiz.
Biz beşeri güçlere değil; yalnız Rabbimize güvenip, dayandık. Son söz onundur ve o daima doğrularla beraberdir.
Kıymetli kardeşlerim;
Alparslan Kuytul Hocaefendinin tutukluluğunun 20.ayını doldurduk. Bugüne kadar sizler de desteğinizi esirgemediniz. Her zaman onun yanında oldunuz. Onun talebeleri olduğunuzu kanıtladınız.
Gerek Alparslan Kuytul davasına gerek Furkan Vakfı davasına destek veren tüm gazeteci, hukukçu, siyasi ve gönüllü olan STK, cemaat ve derneklere buradan da teşekkür etmek istiyorum