Gücü ele geçirince elbette zalim olabilir. Çünkü güç zehirlenmesi insan tabiatında vardır.
Tarih laboratuvarının öğrettiği ders şudur: Sınırlanmayan, denetlenmeyen, dengelenmeyen güç yozlaşır, zalimleşir…
İşte Ak Parti’nin dönüşümü: Baskılardan yakınarak iktidara geldi, AİHM kararlarının bağlayıcılığını Anayasa’nın 90. Maddesine yazdı. Ama “gücünden” emin hale geldikten sonra “AİHM kararları bizi bağlamaz” sözüyle somutlaşan baskılara yöneldi.
‘GÜÇ BOZAR’
Tarihçi Lord Acton, kralların ve papaların yolsuzluklarını, zulümlerini araştırıyordu… Yakın dostu Başpiskopos Mandell Creighton endişeliydi; krallara ve papalara halkın saygı ve güveni sarsılmamalıydı…
Lord Acton “ben her şeyden önce bir tarihçiyim” diyerek, Başpiskopos’a gönderdiği 5 Nisan 1885 tarihli uzun mektupta şöyle diyordu:
“Kralların ve papaların hata yapmayacakları şeklindeki bir önkabulle onları diğer insanlardan farklı değerlendirmenizi kabul edemem… Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar.”
Muaviye’yi Bizans İmparatoru’na özendiği için eleştiren ve kendisi sıradan bir insanın mütevazi hayatını yaşayan Hz. Ömer’ler bütün insanlık tarihinde istisnai ahlak ve adalet örnekleridir.
Evet, güç zehirlenmesi yükseklerde daha kolaydır. Onların gücünü zulüm ve haksızlık yapamayacakları şekilde sınırlamak, denetlemek ve dengelemek şarttır; yani kuvvetler ayrılığına dayalı modern hukuk devleti.
DEVLETİN GÜCÜ
MHP Lideri Bahçeli “devlet yaptırım gücünü gösterdi” diyor, her zamanki gibi Süleyman Soylu’ya sahip çıkıyor.
İçişleri Bakanı Soylu’nun şu sözleri hem iktidarın güç kullanma anlayışını hem polisin her muhalif tezahürde aşırı güç kullanmasının ‘motivasyon’ kaynağını yansıtmaktadır:
“Arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı arkadan gelsin. Kim yıktı biz nereden bilelim!” (28 Ekim 2011)
Abdülhamit Gül, Adalet Bakanı’na yakışan bir tavırla buna karşı çıkmıştı, Gül görevden alındı… Soylu yaklaşık altı yıldır en güçlü bakan…
Sistemin tercihi açık.
Anayasaya göre silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak izin bile gerekmez; hukuk böyle ama uygulamada göz açtırılmaz, “aşırı güç kullanımı” ile dağıtılır.
Tek imzalı Cumhurbaşkanı Kararı ile kanun değiştiren tek ülke de biziz!
Ülkeye zarar veriyor bu otoriter tavırlar. İşte hukuk indekslerindeki sıramız en aşağılara düşerken, paramızın değeri de en aşağıya düştü. Bakan Nurettin Nebati “TL şu an en zayıf durumunda, gideceği yer yok!” diyor.
HAYATİ YAZICI’NIN SÖZLERİ
Hayati Yazıcı değerli bir hukukçudur. Ak Parti’nin liberal değerlere geniş ölçüde yer veren ilk programının hazırlanmasında büyük katkısı olanlardan biridir.
Parti disiplini maalesef hukukçuları da susturabiliyor ama Yazıcı AİHM kararları konusunda önemli bir açıklama yaptı.
Hürriyet’ten Hande Fırat’a, AİHM kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuklu yargılanması hakkında, “AİHM’in gereklerini karşılayacak bir formülasyon bulunmalıdır” diye konuştu.
Türkiye’nin iktisadi ve diplomatik sıkışıklıktan çıkması, tekrar yükselişe geçmesi için hukuk devleti olması şarttır, bunun bir yolu da AİHM hukukunun ülkemizde geçerli olmasıdır. 2010 yılında Erdoğan da bunu söylüyordu.
Yazıcı’yı tebrik ediyorum.
NOT: Ulaştırma Bakanlığı Basın Danışmanı Mehmet Cemal Öztürk telefon etti. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışına muhalefetin davet edildiğini ama gelmediklerini söyledi, teşekkür ederim.
Ben de zaten davetten bahsetmediğimi, “katılımları sağlanmalıydı” diye yazdığımı. Her gün hakaret, “daha neler olacak dur bakalım” tehditleri, sonra da davet…
Doğrusu kutuplaşmayı terk edip partiler arasında medeni ilişkiler geliştirmektir ve Cumhurbaşkanı’nın parti faaliyetleriyle devlet faaliyetlerini ayırmasıdır.