Kötü dublajlı bir yabancı filmi fark etmek oldukça kolaydır. Oyuncuların ağızlarından çıkan sesler duyduğunuz, gördüğünüz dudak hareketleriyle uyuşmuyor gibi görünür. Başka bir deyişle, film sırasında görme ve işitme duyumuz aynı anda uyarıldığında bile, beynimiz hangi dudak hareketlerinin hangi konuşma sesleriyle birlikte gittiğini algılama konusunda gerçekten iyi bir iş çıkarır.
Ancak beynimiz de kolayca yanılır. Sonuçta hiçbirimiz dünyaya doğrudan erişmiyoruz. Bildiğimiz her şey duyularımız aracılığıyla bize geliyor. Ancak duyularımız çoğu zaman bizi kandırma potansiyeline sahiptir. McGurk etkisi bunun ilginç bir örneğidir.
Çok uzun bir süre karanlık bir odada kilitli kaldığınızı düşünelim. Bu odada herhangi bir ses ya da ışık olmasın. Odanın dışından neler olup bittiğine dair en ufak bir fikriniz yok. Sadece ara sıra McGurk adında bir adam odaya girsin ve ve size dış dünyada neler olup bittiğini anlatsın. Anlattıklarından bazıları sizi mutlu etsin, bazıları da canınızı sıksın. Bu durum da uzunca bir süre devam etsin. Bu durumda olsaydınız acaba McGurk’a güvenir miydiniz? Onun dürüstlüğünden şüphe etmeye başlamadan önce bunun daha ne kadar sürmesi gerekirdi?
Dünya hakkında bildiğimiz her şeye duyularımız aracılık eder. Açılış düşünce deneyinde McGurk, gözlerimizin ve kulaklarımızın rolünü oynamaktaydı. Gerçek hayatta da dünyayla doğrudan bir tanışıklığımız yoktur. Bunun yerine dünyanın doğru bir resmini çizmek için duyularımıza güveniriz. Ancak ne yazık ki duyularımız işlerini her zaman başarılı bir biçimde yapmamaktadır.
Bu tip bir surumla da karşılaştığımız zamanlarda ,çoğu zaman duyularımızın bize yanlış söylediklerini düzeltmek için zekamızı ve deneyimimizi kullanırız. Ancak hayatımızda gördüğümüz veya duyduğumuz şeylere bilmeden aldandığımız birçok an vardır. Hatamızı fark etmemiz günler veya haftalar sonra olabilir. Hatta bir ömür boyu bu hataların hiç farkına bile varamayabiliriz. Duyularımızın bizi aldattığı en büyüleyici durumlardan biri McGurk etkisi olarak bilinir.
McGurk Etkisi Nedir?
Duyularımız bizi kolayca kandırma potansiyeli taşımaktadır. “Bizi bir kez bile aldatmış olanlara asla tamamen güvenmemek ihtiyatlı bir davranıştır” diye yazan Fransız filozof René Descartes haklı olabilirMcGurk etkisi, görsel ve işitsel algılarımız arasındaki karışıklıktan ortaya çıkan ilginç bir fenomendir. Bu fenomen llk olarak 1970’lerde İngiliz bilişsel psikologlar Harry McGurk ve John MacDonald tarafından kazara gerçekleşen bir olay neticesinde ortaya konulmuştur.
McGurk etkisi, bir kişi bir başkasının dudak hareketlerinin o kişinin söylediğiyle uyuşmadığını algıladığında ortaya çıkar. Çoğu sözlü iletişim, dinleyicinin konuşmacıyı görebildiği ve onu duyabildiği bağlamlarda gerçekleşir. Ayrıca, konuşma algısı normalde işitsel bir süreç olarak kabul edilir. Ancak bu etki, görmenin konuşma algısı üzerindeki bilinmeyen bir etkisini göstermektedir.
1976 yılında Surrey Üniversitesi’nin Psikoloji bölümünde araştırmalar yürüten Harry McGurk ve asistanı John McDonald, esasen farklı bir araştırma için [ba], [da] ve [ga] hecelerini hem işitsel hem görsel dosyalar olarak kaydeder. Fakat McGurk, teknik asistana [da] sesini işlememelerini, sadece [ba] ve [ga] seslerini işlemelerini söyler. Böylece, teknik asistan [ba] görselinin arkasına [ga] sesini, [ga] görselinin arkasına [ba] sesini yerleştirerek Harry McGurk’e yollar.
McGurk, bu sesleri dinlediğinde [da] sesinin de işlenmiş olduğunu fark eder. Ancak aslında işlenmemiştir. Aslınd dublaj esnasında [ga] görselinin ardın [ba] sesi eklenince bu durum, McGurk’ün sesi [da] olarak algılamasına sebep olmuştur. Hem McGurk hem de MacDonald’ın kafası karışmıştı. Ancak sonunda, fenomenin teknisyenin bir hatasından değil, insan algısındaki bir tuhaflıktan kaynaklandığını anladılar.
İkili devamında yürüttükleri çalışmada iki sonuca vardılar. Yaptıkları deneylere katılanların çoğu, aynı algı hatasını yaptı. Bunun sonucunda ise işittiğimiz konuşmanın gördüklerimizden etkilendiği bulgusuna ulaştılar. Ayrıca yaşın bir etken olduğu da gözlemlediler. Yaş arttıkça bu etki de artıyordu.
Bu etki insan duyularının birbirinden bağımsız olmadığının, bunun yerine bir çok duyumuzun birbiri ile ilişkili çalışmak zorunda olduğunun güzel bir örneğidir.McGurk Etkisi Neden Gerçekleşir?
Zayıf işitsel uyaranların ve yüksek kaliteli oküler bilgilerin bir kombinasyonu, McGurk etkisinin ortak bir kaynağını oluşturabilirken, çok sayıda faktör bu fenomenin büyüklüğünü etkiler. Görsel-işitsel konuşma algısında optik dikkatin rolü üzerine bir araştırma, McGurk etkisini iki farklı durumda gözlemledi.
İlk örnekte dinleyicinin dikkati konuşanın yüzüne odaklanırken, ikinci örnekte dinleyici, konuşanın yüzünde hareket eden bir yaprağa dikkat ederek yüzü görmezden geldi. Sonuçlar, McGurk etkisinin ikinci senaryoda daha zayıf olduğunu gösterdi. Bu sonuç, görsel dikkat ile görsel-işitsel konuşma algısının modülasyonuna bağlandı.
Görsel dikkat dağınıklığı, aşinalık ve hece yapısı gibi çeşitli dış faktörler McGurk etkisini güçlendirebilir. McGurk etkisinin büyüklüğü diller arasında da değişkenlik göstermektedir.
Maske takmak hala birçok insanın hayatının bir parçası. Başkalarıyla bir maske aracılığıyla iletişim kurmaya çalışmak birçok zorluğu beraberinde getirir. Başkalarıyla maskeler aracılığıyla konuşurken, gördükleriniz ve duyduklarınız uyum içinde değildir ve konuşmayı maskeler olmadan yaptığınız gibi takip etmekte zorlanırsınız. Hatta bu nedenle paylaşılanları yanlış yorumlayabilirsiniz. Sonuç olarak, beyniniz sizi hiç söylenmemiş bir şey duyduğunuza ikna etmeye çalışabilir. McGurk etkisi, birinin dudaklarını görmemenin neden iletişimi zorlaştıracağını anlamada faydalı olan bir kavramdır.Duyularımıza Güvenmemeli miyiz?
Filozofların şüphelendiği ve sinirbilimcilerin tekrar tekrar kanıtladığı gibi, beynimiz etrafımızdaki dünyayı inşa eder. Göremediğimiz detayları renklendirir. Gözlerimiz aslında çok küçük bir odak alanına sahiptir. Eğer bu odak daha fazla olsaydı, görsel duyusal girdinin miktarı, kafataslarımızın barındırabileceğinden çok daha büyük bir beyin gerektirirdi. Bu nedenle, beynin ayrıntılar konusunda biraz gevşek olması mantıklıdır. McGurk etkisi, beynin yapması gerekeni yapmasıdır.
Bazı filozoflar, zamanında duyularımıza güvenmememiz gerektiği sonucuna varmışlardı. Bunun yerine her şeye bir miktar şüphe ile yaklaşmamız gerektiğini önermişlerdi. Hindu Vedanta’nın Advaita okulunda dünyaya “maya” veya illüzyon denir. Pek çok Budist ve Hindu geleneğinde, dünyanın bir yalan olduğu ve duyularımızın gerçeğin garantisi olmadığı bir gerçektir.
Tabii ki, bu konuda yapabileceğimiz çok az şey var. Duyularımız olmadan yaşamanın ve dünyaya erişmenin alternatif bir yolu yoktur. Çoğu durumda, eğitim ve deneyim, gözlerimizin veya kulaklarımızın bizi ne zaman aldattığını anlamamızı sağlar. Ancak bu arada hatırlatalım. McGurk etkisi, düzeltmeye oldukça dirençli bir yanılsamadır. Yani şu anda konuyu öğrenip, o artık yanılmam diye düşünüyorsanız bundan fazla da emin olmayın. Konuyu bilmeniz yanlış sesi duymanızı engellemeyecektir.
Kaynak: Matematiksel/Sibel Çağlar