TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP'li Enis Berberoğlu ile HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nun milletvekilliklerinin düşürülmesiyle ilgili açıklama yaptı. “İç tüzük açık bir şekilde ifade etmiş, verilen ceza milletvekili seçilmeye engelse, 1 yılın üzerindeyse bu genel kurulun bilgisine sunulur ve milletvekilliği düşer” ifadelerini kullanan Şentop, “Genel kurul toplanmadan önce partililere bilgi verdim” dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, video konferans yöntemiyle NTV canlı yayınına konuk oldu. CHP’li ve HDP’li üç ismin milletvekilliklerinin düşürülmesi ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Şentop'un Ahmed Arpat'ın sorularına verdiği yanıtlar şu şekilde:
3 ismin millletvekilliklerinin düşürülmesi söz konu. Belki kısa kısa soru cevap gitmek ilgili yasayı, Meclis İç Tüzüğü'nü bilmeyenler için de daha aydınlatıcı olur. Dokunulmazlığı kalkmış ve yargılama sonucunda mahkumiyet kararı almış bir milletvekilinin, milletvekilliğinin düşürülmesine giden süreçte nasıl bir prosedür işler?
Milletvekili yargılanmış, hakkında karar verildikten sonra karar TBMM Başkanlığı'na gönderilir. En son aşama Yargıtay onama aşamasıdır. Kesin hükümler eğer 76. maddesindeki milletvekili seçilme yeterliliğine engelse TBMM Genel Kurulu'nda okunur ve milletvekilliği düşer. Anayasanın 84. maddesi var. İkinci fıkrasında milletvekilliğinin düşmesi mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle olur diyor. 3 arkadaşımızla ilgili kesin kararlar var. İç tüzük açık bir şekilde ifade etmiş, verilen ceza milletvekili seçilmeye engelse, 1 yılın üzerindeyse bu genel kurulun bilgisine sunulur ve milletvekilliği düşer. 3 arkadaşmızla ilgili yapılan işlem bu şekildedir. Genel kurul toplanmadan önce partililere bilgi verdim.
Neden 2 yıla yakın bir süredir bu kararlar genel kurula inmedi?
Bu konuda bir süre konulmamış. Makul bir süre içerisinde genel kurula sunulması gerekir. Bugüne kadar ki uygulamalar da bu şekildedir.
Haber vermeme gibi bir durum söz konusu değil. Hakkında kesin hüküm olan milletvekili arkadaşlarımızın lehine bir gelişme olma söz konusuysa bunlar değerlendirilir.
Şöyle iddialar var. MHP lideri Bahçeli’nin yaptığı bir açıklamada “Dokunulmazlıklar konusunda beklentinin karşılanması” yönünde bir cümlesi olmuştu. Çarşamba günü AK Parti MYK toplandı, karar orada alındı, ertesi gün de uygulandı deniyor? Yani Meclis Başkanlığı’na bu noktada, “Genel Kurul gündemine alınsın” şeklinde bir telkin yapıldığı iddiası. Ne dersiniz?
Bunlar doğru değil bu karar daha önce verilmiş bir karardı. Biz yargı paketinden yararlanan iki arkadaşımızın dosyası ayrıldıktan sonra Enis Berberoğlu ile ilgili dosyayı değerlendirdik. Ocak ayında diğerleriyle ilgili dosyalar da geldi. Salgın nedeniyle Meclis tatile girince bir fasıla oluştu. Kararın okunmasıyla ilgili bize bir telkin olmadı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Anayasa’nın 83. maddesine atıfta bulunuyor orada şöyle bir ifade var. “Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma Meclis’in yeniden dokulmazlığının kaldırılmasına bağlıdır” Sayın Kılıçdaroğlu o noktadan hareketle Anayasaya aykırı bir işlem yapıldığı görüşünde.
Bu TBMM Başkanlığı'na hitap eden bir düzenleme değil. Sayın Berberoğlu ile ilgili olan dosyada 26. dönemde dokunulmazlığın kaldırılması söz konusuydu.
Ortada kesin hüküm varsa gereğini yapma mecburiyeti var. Bizi ilgilendiren husus kesin hüküm müdür, değil midir ona bakmak lazım. Ortada Yargıtay'ın kesin bir hükmü var. Yargıtay'ın kararının Anayasa'ya uygun olup olmadığı tartışılabilir.
Muhalefet bu 3 ismin Anayasa Mahkemesine başvurduğunu, dolayısıyla hukuki sürecin sona ermediğini söylüyor. Anayasa 84. madde net “kesin mahkeme kararı” vurgusu var ama artık Yargıtay kararı son, nihai karar değil. Anayasa mahkemesinden bir bozma kararı çıkabilir ve dava silbaştan olabilir. Burada doğacak bir hak ihlaline karşı ne yapılmalı?
Kesinleşmiş bir mahkeme kararı sonrası AYM'ye başvuru yapabilirsiniz. Sonra AİHM'e başvuru yapabilirsiniz. Bireysel başvurular hükmün kesinleşmesine engel değil. Olağan başvuru yolları temyizle birlikte sona erer. AYM'nin kararı ihlal şeklinde ortaya çıktığı zaman ceza mahkemelerinde yeniden yargılanma süreci gerçekleşecektir. Bir yasama dönemi içerisinde kesin hükümden sonra AYM'ye bireysel başvuruyu ve AİHM'e yapılacak başvuruyu beklersek iç tüzüğü uygulamamış olacağız.
Burada birbirine karıştırılan konular var. Daha önceki teamül dönem sonuna bırakılmasıydı. Bu tamamen yanlış bir bilgi, bilerek yapılıyorsa yalandan ibaret. Hakkında kesin hüküm olan bir milletvekilinin dosyasını dönem sonuna bırakma yönünde bir uygulama yok. Dönem sonuna erteleme gibi bir örnek de yok. Uygulamamızın Anayasa ve iç tüzük bağlamında bir yanlışlığı olmadığı gibi daha önceki örnekleri destekler mahiyette bir uygulama. Bir teamül varsa bekletme değil, kararın okunmasıdır.
Gündemdeki başlıklardan biri de siyasi partiler ve seçim yasasında değişiklik. Konu, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun erken ya da baskın seçim olursa Deva ve Gelecek partilerinin seçime girebilmesi için geçmiş dönemde İYİ Parti’ye verilen desteğin bir benzerini verebiliriz” açıklamasıyla gündeme geldi. Milletvekili transferi konusuna nasıl bakıyorsunuz?
Bu siyasi partilerimizin getirebileceği bir tekliftir. Şunu ifade etmek isterim. Dünyada birçok ülkeyle ilgili yapılmış çalışma var. Birinci grup milletvekillerinin sınırlama olmadan grup değiştirdiği sistemler var. Sınırlama getirilmemiş. Bununla ilgili Türkiye'nin sistemini de söyleyebiliriz. Bir milletvekili partisinden istifa ettiği zaman komisyonlardan da ayrılmasını esas alan sistemler var. Kısıtlama getiren sistemler de var. Yasama döneminin başında grup kurulması gibi. Yıl boyunca grup kurulamaması gibi düzenlemeler var. Dünyada da yaşananlara göre tedbir uygulayan ülkeler var. Meclis'in kompozisyonunu bir plan dahilinde değiştirmeye yönelik olayları sınırlayan ülkeler var. Türkiye'de yapılacak değişikliğin ne mahiyette olacağını göreceğiz.
Geçtiğimiz günlerde 27 Mayıs darbesinin 60. yıldönümüydü. Siz de Yassıadadaki törene katıldınız. 27 Mayıs kararlarının topyekün iptali için mecliste bir çalışma yapılması yönünde beklenti de seslendirilmişti. Var mı bu yönde bir hazırlık?
27 Mayıs darbesinden sonra bu kararlarla ilgili birçok adım atılmaya çalışılmış. Mahkemeler Türk milletti adına karar verilir. Yassıada'da Türk milleti adına diyemiyor. Bu mahkemenin aslında mahkeme olmadığına yönelik bir tespitle kararların boşa çıkacağını düşünüyoruz. İdam edilenleri geri getirecek bir düzenleme mümkün değil. Yapılacak şey yapılanları hukukta mahkum etmek. Önümüzdeki hafta inşallah bir gelişme olur diye umut ediyorum.
Temmuz ayında TBMM’de Başkanlık seçimi var? Beklentiniz? Aday olacak mısınız?
Daha bir ay kadar bir vakit var. Vakit yaklaşınca bu konuda bir netliğe ulaşırız.