2010 yılında yaptığı araştırma sonucunda çocuklardaki şiddet eğiliminin %18’inin kaynağının medya olduğunu ortaya koyan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü
Öğretim Üyesi ve Çocuk Gelişimi Uzmanı Doç. Dr. Serdal Seven, 2015 yılında farklı bir teknikle yaptığı benzer bir çalışmada ise bu oranın arttığını tespit etti. Sonuçları itibari ile köy ve şehir
hayatı hakkında önemli ayrımların da ortaya çıktığı araştırma, ailelerin çocukları ve medya arasındaki ilişkileri dikkatle gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya koydu.
“ÇOCUKLARIN ŞİDDETİ ALGILAMA BİÇİMLERİ FARKLI”
Medyaya ve video oyunlarına çok kez maruz kalan çocukların gerçeklik algısının zaman içinde bozulduğunu ve çocukların ruh sağlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini ifade eden Doç. Dr.
Serdal Seven; “2010 yılında yaptığım araştırma sonucunda çocuklardaki şiddet eğiliminin yüzde 18’inin kaynağının medya olduğu ortaya çıktı. 2015 yılında farklı bir teknikle yaptığım benzer bir
çalışmada ise bu oranın artığını tespit ettim. Şehirlerdeki yüzde 18’lik oran yüzde 34’lere çıkmıştı. Köylerde bu oran yüzde 15’te, şehirlere göre daha düşük. Araştırmamız özellikle şehirlerde bu
sonucun medyanın hangi yönüyle ilgili olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma kapsamında çocuklara resimler çizdirdik ve resimleri inceledik ve onların çizdikleri ile ilgili anlattıklarını raporladık.
Bu raporlara ve çizdikleri nesnelere bakıldığı zaman köy ve şehirde bu konunun farklılıklar gösterdiğini gördük” dedi.
VİDEO OYUNLARI ÇOCUKLARI PASİFLEŞTİRİYOR
Çocukların sosyalleşme ihtiyacını aileden, okuldan, akranlarından ve medyadan karşıladığını ama burada güçlü bir sosyalleşme aracı olarak ilk sırada aile, okul ve akranlarının yer alması
gerektiğini ifade eden Seven, günümüzde tam tersi bir durumla karşı karşıya kalındığını söyleyerek; “Sosyalleşme aracı olarak medyanın düşük oranda kalması gerekiyor ancak medyanın son dönemde daha
güçlü bir etken olmaya başladığını görüyoruz. Medyanın sunduğu içeriklerin özellikle nitelik anlamında çocukların saldırganlığını arttırdığına dair birçok çalışma var. Örneğin yapılan bir çalışmada
bir yıl içerisinde çocukların sadece TV programlarından gözlemledikleri 12.000 ve 20.000 arasında şiddet görüntüsü olduğu ortaya çıkmış. Bu miktar aslında insan hayatında normal şartlarda bir
kişinin gerçekte yaşayamayacağı kadar fazla. İnsanın bir yıl içerisinde şiddet olayı ile karşılaşma ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle çocukların burada duygusal kontrolü kaybetme riskleri,
gerçeklik algısını yitirme riskleri ortaya çıkıyor” diye konuştu.