Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, France 24 kanalına konuştu. Fırat Kalkanı Harekatı'na işaret edilerek Türkiye'nin Suriye'ye asker gönderdiği ve Suriye'de uçuşa yasak ve güvenli bölge istediği hatırlatılarak, “Suriye'de ne kadar derine gitmeye hazırsınız?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Çavuşoğlu, “İlk olarak en az 45 kilometre aşağıya inebiliriz, inmek zorundayız, Münbiç bölümünü kapatmak için. Bundan sonra bu bölge 'de facto' bir güvenli bölge olabilir. 5 bin kilometrekare civarında" dedi. “Buradan daha ileriye gitmek istemiyor musunuz?" sorusunu cevaplarken de Çavuşoğlu, askeri yetkililerin DAEŞ'e karşı Rakka'da bir operasyon yapılması konusunu görüştüklerini ifade etti.
YEREL GÜÇLERİN KENDİNE GÜVENİ GELDİ
“Rakka'ya Türkiye mi saldıracak?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, “Saldırı derken neyi kastediyorsunuz? Rakka'ya saldırmıyoruz, DAEŞ'e saldırıyoruz. Suriye halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Biz DAEŞ'e karşı savaşan ılımlı güçleri destekliyoruz. Şimdi yerel güçler kendilerine güvenlerini yeniden kazandı. Özgür Suriye Ordusu ve ılımlı muhalefet güçlerine gittikçe daha fazla asker katılıyor. Onlara yardımcı olabiliriz, destek olabiliriz. Türkiye, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve bazı başka ülkelerin özel kuvvetleri onlara alanda destek olurlar ancak yerel kuvvetlerin Cerablus'ta, Çobanbey'de olduğu gibi kendi şehirlerini ele geçirmeleri daha iyi. Yerel güçlerin o bölgeyi ele geçirmeleri önemli. Burası güvenli bölge olduktan sonra, bölgenin güvenliğini sağlamak için devam etmeliler" diye konuştu.
ABD BİZE SALDIRAN ÖRGÜTLE ÇALIŞIYOR
Uçuşa yasak bölge uygulamasının çok faydalı olacağını vurgulayan Çavuşoğlu, böylece yerinden edilmiş insanlar için evler ve altyapı oluşturulabileceğini anlattı. ABD'nin Suriye'de terör örgütü PYD/YPG/PKK'yı doğrudan silahlandırması sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu örgütlerin Kürtleri temsil etmediğini, Kürtlerin Suriye'nin dört bir yanına dağıldığını, PYD'nin terörist bir grup olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Fakat sebep ne olursa olsun, bir terör örgütüyle işbirliği yapmak uygun değil ve kabul edilemez. ABD her zaman terörizmle savaşıyor. Ancak bu olayda talihsiz bir biçimde Türkiye'ye de saldıran terörist bir örgütle işbirliği yapıyor. Ankara'daki iki intihar saldırısını yapan teröristler ABD'nin silah verdiği bu kamplardan geldi. Bu kabul edilemez" dedi.