Mısır'ın cunta yönetimi tarafından aralarında Muhammed Mursi ve Dünya Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de bulunduğu 106 kişiye verilen idam kararını protesto etmek isteyen Diyarbakırlılar, polislerin engellemesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Protesto esnasında darp edilen Diyarbakırlılar, yaşadıklarını İlke Haber Ajansı'na (İLKHA) anlatarak, polislerin kasti bir şekilde kendilerine saldırdıklarını iddia ettiler.
Mısır'daki idamlar kararları için Ulu Cami önünde bir protesto olacağını duyduklarını söyleyen Zafer Karaturgut, “Biz de Müslüman olarak verilen kararı protesto etmek için oraya gittik. Polisler şeyh Sait Meydanına izin vermeyince bir gerginlik yaşandı. Polislerin protestoculara hakaret etmesi tepkilere neden oldu.” dedi.
“Polis hedef gözeterek plastik mermi sıktı”
Polisin hedef gözeterek plastik mermi sıktığını dikkat çeken Karaturgut, “Olay çıktığı sırada arkalardayım, olayın bitmesi için öne geçip uyarıda bulundum. Tam o sırada polis hedef gözeterek plastik mermiyi göğsümün sol tarafına sıktığını gördüm. Polis biber gazı attıktan sonra kendimizi camiye atmak zorunda kaldık. Hiçbir şekilde polise müdahalede bulunmadım. Daha sonra hastanenin acil bölümüne gittim. Görevli doktorlar polis ile görüşmemi istediler. Kendim gitmek istemedim, çünkü polisler ile bir sıkıntı yaşandığından dolayı sorun çıkaracaklarını düşündüğümden dolayı vazgeçtim rapor almaktan.” ifadelerine yer verdi.
Vedat Taşer ise, Mısır'daki idam kararı için Ulu Cami önünde beklediklerini ifade ederek, “Tekbir ve sloganlar ile bekleyiş içerisindeydik. Polisin yürüyüşe engel olduğunu ve anlamak için arka saflardan öne gelince polisin müdahalesi ile karşılaştık. Polis iki bacağım ve başımdan yaraladı. O sırada başka bir yerimize gelebilirdi ölüm tehlikesi olabilirdi. Neden öyle yaptıklarına anlam veremedim, kimden talimat almışlarsa onu bilmiyoruz, daha önce de yürüyüş yapıldı ama engeller olmadılar. Böyle bir olayın çıkacağını bilmiyorduk bilmiş olsaydık, kadın ve çocuklar oraya gelmezlerdi. Hastanede bana darp raporu verildi. Bana yazılan darp raporunun hastane tarafından polislere verildiğini biliyorum." şeklinde konuştu.
Birkaç kez daha yürüyüş yapıldığını polislerin engel olmadığını belirten Recep Karayel, Şeyh Sait Meydanına yürüyüş yapmak için bekliyorduk. Polis başka grupların yürüyüşlerine ses çıkartmıyor ama bize izin vermeyince olaylar başladı. Biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti. Sıktıkları plastik mermi başıma isabet etti. Rapor almak için hastaneye gittim. Görevli doktor rapor vermemek için sorun çıkartıyorlardı. Darp raporunu aldım ve aldığım ve rapor hastanede kaldı.” ifade etti.