Savaştan ve ülkelerindeki şiddetten kaçan yüzbinlerce sığınmacının Avrupa'ya gelmesi AB ülkeleri arasında sınırları kaldırmış olan Schengen anlaşmasının yeniden sorgulanmasına ve hatta bazı ülkelerin birliğin ruhuna aykırı biçimde sınırlarına tel örgüler çekmesine neden oluyor.
Batı Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda ve Lüksemburg'un 1985 yılında insanların ve malların bir ülkeden diğer ülkeye serbestçe dolaşımını sağlamak için imzaladıkları ve uygulanmasına 1995 yılında başlanan Schengen anlaşması halihazırda 26 ülkeyi kapsıyor.
AA muhabirinin Schengen sistemi tartışmaları ile ilgili sorularını yanıtlayan Jacques Delors Araştırma Merkezi Yöneticisi Yves Bertoncini, "Schengen sistemini geçici olarak askıya almak yasal düzlemde öngörülmeyen bir durum değil. Fakat Avrupa içinde sınır kontrolleri Schengen'in ruhuna aykırı" dedi.
Avrupa ülkelerinin krizi yönetmekte güçlük çektiğine işaret eden Bertoncini, Avrupa'da şu anda güven ve dayanışma krizi bulunduğunu kaydetti.
Alınacak önlemlerin sığınmacı akınını engelleyip engellemeyeceği konusunda da değerlendirmede bulunan Bertoncini, "Schengen'i iptal etmenin tek avantajı göç akınına karşı ülkelerin halkları için psikolojik bir rahatlama olacaktır. Fakat sığınmacıların sınırları geçmesini engelleyeceğinden emin değilim" ifadelerini kullandı.
"AB için ağır bir kriz ama üstesinden gelemeyeceği büyüklükte değil"
Avrupa Komisyonu eski Özel Danışmanı ve Robert Schuman Vakfı Başkanı Jean-Dominique Giuliani, Avrupa'da şu anda kafa karışıklığının hakim olduğunu belirterek, "Göç akını AB için ağır bir kriz ama üstesinden gelemeyeceği büyüklükte değil" dedi.
Göçün kaynaklarına işaret eden Giuliani, "Göçe neden olan Ortadoğu'daki istikrarsızlığı bitirmediğimiz sürece AB düzeyinde kesin çözümler bulmamız mümkün değil. AB'nin Türkiye'yle de işbirliği yaparak Suriye'de çözüme katkı sunması gerekir" ifadelerini kullandı.
Ancak Uluslararası Göç Örgütü'nün son verilerine göre bu yıl Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşan göçmenlerin sayısı 464 bine ulaştı.
AA