Dünyada ilk defa Colombia Üniversitesi’nde Walter Mischel tarafından 1970 yılında uygulanan “Marshmallow Testi” diğer adıyla “Zevki Erteleme Becerisi Testi” 40 yıldır 4-6 yaşları arasındaki anaokulu çağındaki çocuklarının kendilerini kontrol etme ve duygularını yönetme becerilerini ölçmek için yaygın olarak kullanılıyor.
Bu test şu şekilde uygulanıyor. Deneyi yapacak kişi önce çocukla bir odada bulunuyor. Çocuk için oldukça baştan çıkarıcı olan bir çikolatayı çocuğun önüne koyuyor. Çikolatanın yanında bir de zil bulunuyor. Ve şöyle diyor. Şimdi burada bir çikolata var. Benim dışarıda biraz işim var eğer ben gidip dönene kadar beklersen sana bir çikolata daha vereceğim. Ama beni beklemeden bunu yersen sadece 1 çikolata alacaksın. Ve zili çalıp bana haber vereceksin. Ama eğer benim dönüşümü beklersen sana 1 çikolata daha vereceğim. Deneyi gerçekleştiren kişi daha sonra sınıftan çıkıp dışarıda çocuğun davranışlarını gözlemliyor. Çocuk çikolatayı yerse zili çalıp uygulayıcıya haber veriyor ve uygulayan kişi odaya dönüyor ve çocuğa sadece 1 çikolata veriyor.
Peki, çocuk odada bu çekici çikolata ile baş başa kaldığı sırada neler oluyor dersiniz? Deneyi yapan kişi daha odadan çıkmadan çikolatayı mideye indirenler mi ararsınız, yoksa kendini tutup söz verilen ikinciyi kazanmak için odada dikkatini dağıtmak üzere gezinen, koşan, şarkı söyleyen çocuklar mı? Çikolatayı sürekli eline alıp bırakanları mı yoksa biraz bekledikten sonra pes edip yiyenleri mi? Bunların hepsini görmek mümkün. İşte bu sırada deneyi yapan kişinin odaya geri dönmesini bekleyen sabırlı çocuklarla, onun gelmesini bekleyemeyip çikolatayı yiyen çocuklar arasında farka bakılıyor.
Zevki Erteleme Testi ile aslında iki önemli şey gözlemleniyor. Bunlardan birincisi kendini kontrol edebilme becerisi diğer ise bekleyebilmenin onun için ne kadar yapılabilir uygulanabilir bir şey olduğu. Yani çocuğun hem güdülerini kontrol etmesi hem de beklerse daha iyisini kazanmanın mantıklı olduğunu düşünüp karar verebilme becerisini göstermesi bekleniyor. İşin içinde hem duygu hem de mantık var.
Peki ya bu çocuklar büyüdüğün de ne oluyor? Bu araştırmayı çocuklar küçükken yapıp sonra zevki erteleyebilenler ve erteleyemeyenler arasındaki akademik açıdan başarı durumuna bakılıyor. Sonuçlar oldukça çarpıcı. Bu testi geçen ve zevki erteleyebilen çocuklar erteleyemeyenlere göre akademik açıdan daha başarılı SAT gibi sınavlarda daha yüksek skor alıyorlar. Madde-alkol bağımlılık riskleri daha az ve ebeveynlerinin raporlarına göre sosyal becerileri daha iyi. Oldukça şaşırtıcı değil mi? Alt tarafı bir çikolata değil mi diye düşünebilirsiniz.
Ya bu çocuklar erteleme becerilerine göre nasıl farklılaşıyorlar? Bu doğuştan mı sonradan mı öğrenilen bir şey? Şüphesiz ikisinin de etkisi var. Doğuştan gelen mizaç özellikleri ile de ilişkili, çocuğun içinde bulunduğu çevre koşulları, ebeveynlerinin davranışları, isteklerini bir çırpıda karşılamaları ve beklemeyi ve sabretmemeyi öğretmeleri ile de oldukça ilişkili bulunuyor.
Peki, sizce siz nasıl bir zevki erteleme becerisine sahipsiniz? Sizi test etmek için çikolataya, lokuma deney yapacak bir uzmana ihtiyaç yok. Kendinizi bir kafede ya da restoranda düşünün. Kahve istediniz? Ne kadar bekleye biliyorsunuz? Tekrar tekrar garsona hatırlatıyor musunuz? Sipariş verdiğiniz yemek gecikince kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Arkadaşınız sakince belerken siz sürekli hatırlatma ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Kalkıp gitmek mi istiyorsunuz? Ya aklınıza düşen bir ayakkabı ya da elektronik aleti almayı ne kadar erteleye biliyorsunuz? Bunun için bir bütçe oluşturmayı beleyebiliyor musunuz? Yoksa gün saat fark etmeden mağazaya koşup hemen ona kavuşmayı mı tercih ediyorsunuz? Bu soruların cevabı bu testi küçükken almamanıza rağmen size kendinizi kontrol beceriniz ile ilgili geçerli bir bilgi verebilir.