Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye destek ziyaretine gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’le görüştü. İkili toplantı sonrası dayanışma mesajı verdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından Türkiye’ye geldi. Stoltenberg ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüştü.
Stoltenberg ve Çavuşoğlu kameraların karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. Bakan ÇAvuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’in ziyaretine ilişkin, “Deprem öncesi planlanmıştı. Pazar günü Münih Güvenlik Konferansı’ndan sonra Ankara’ya gelecek. Depremle ilgili verdikleri destek için teşekkür edeceğiz. Sürekli ilave destek için sordular. Deprem ve bölgesel konular gündeme gelecektir” dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamasından satır başları;
“NATO makamları ilk andan itibaren taleplerimiz doğrultusunda hızla harekete geçti. Sayın Genel Sekreter, Pakistan’dan çadırların hızla gelmesi için müttefiklerle görüştü. Stoltenberg bugün Cumhurbaşkanımızla görüşecek. Genel Sekreter daha sonra bölgeye gidecek. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, kendisini karşılayacak ve bölgeyi ziyaret edecek. BÖLGESEL KONULAR DA KONUŞULDU İkili görüşme fırsatını bulunca bölgesel konuları da değerlendirdik. Ukrayna’daki son durum, tahıl anlaşması görüşüldü. Bugün öncelikli konumuz değil ama İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunu ve Madrid’de imzalanan mutabakatın gerekliliklerini yerine getirmesini konuştuk.”
Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya üyeliklerine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “ Cumhurbaşkanımızın açıklaması Finlandiya’nın üyelik sürecini ayrı bir şekilde değerlendirebiliriz anlamına geliyor. Türkiye’ye verilen sözlerin sadece sözle değil uygulamada da karşılanması gerekiyor. Jens’e biz Türkiye olarak her zaman saygı duyuyoruz. Bu iki ülke bazı adımlar attı. Olumlu atılan adımları inkar etmiyoruz. Özellikle İsveç’in bu mutabakat zaptının yükümlülüklerini tamamen yerine getirdi demek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. İstediğimiz somut adımları görmedik. Anayasa değişikliği yaptılar. Terörizmin finansmanı, insan devşirme ve propagandaları engellemek için yaptılar. Kanun değişti ama PKK’nın faaliyetleri aynı şekilde devam ediyor. Nasıl DAEŞ’in propagandasına izin vermiyorlarsa PKK’yı da engellemeleri gerekiyor.
Anti-semitizm de insanlık suçudur, İslam düşmanlığı da insanlık suçudur. Bu konuda her ülkenin normlarına göre değil genel bir kurala göre adım atmalıyız. Biz NATO’nun genişlemesine karşı değiliz, NATO’nun güçlenmesinden yanayız.” “İTTİFAK TOPRAKLARINDA YAŞANAN EN ÖLÜMCÜL FELAKET”
Jens Stoltenberg’in açıklamalarından satır başları: “Bu ittifakın kurulmasından beri ittifak topraklarında yaşanan en ölümcül felaket. Hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Bugün Türkiye ve Suriye’yle dayanışma için buradayım. NATO’nun bütün ülkelerinde insanlar milyonlarca euroluk bağış kampanyası düzenliyor. Aday ülkeler Finlandiya ve İsveç’in çabaları da çok önemli. NATO yerinden edilmiş binlerce insan için konaklama imkanı sağlamaya çalışıyor. Zaman müttefiklerin yan yana durup Türkiye’yi güçlü bir şekilde destekleme zamanı.” İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN ÜYELİĞİ Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “İsveç ve Finlandiya’nın önemli adımlar attığını düşünüyorum. Ben onaylama zamanlarının geldiğine inanıyorum. Türkiye’nin de son derece meşru güvenlik endişeleri olduğunu biliyorum. Bu nedenle üçlü mutabakat zaptının önemli başlığı terörizmle ilgiliydi. Vilnius Zirvesi’nin de önemli bir başlığı terörizm olacak. İsveç ve Finlandiya’nın başvurusu için ben her ikisinin de şu aşamada onaylanabileceğini düşünüyorum ancak temel konu ikisinin aynı anda onaylamak değil, onların üye olması. KUR’AN-I KERİM’İN YAKILMASI Kur’an-ı Kerim’in yıkılmasıyla ortaya çıkan acıyı anlıyorum ve paylaşıyorum. Ben kutsal kitabın yakılmasının utanç verici olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bu eylemi şiddetle kınadım. Aynı zamanda İsveç hükümeti ve İsveç Başbakanı’nın bu eylemleri kınamasını anlamlı buluyorum. Bu eylemler İsveç’te gayrihukuki değil ancak İsveç hükümetinin kesin bir pozisyon aldığını düşünüyorum. Onay konusunda nihai karar Türkiye’nin olacaktır.”