Evet, insanın inanası gelmiyor… Kur’an okunduğu gerekçesiyle bir derneğin kapısına mühür vurulması. Sonra bu gerekçe onlara da çok inandırıcı gelmemiş olmalı ki, yazılı gerekçeyi değiştirdiler. Eğer gerekçe Kuran okumak olursa, tuzakları başlarına geçecek ve kendi başlarını yiyecek ve halka bu gerekçeyi anlatamayacaklar; bunun farkına vardılar… Bu defa tam tersi bir gerekçe ile bir ters oyun oynamayı denediler ve dernek, içki vs. içilen bir lokal olarak kullanılmış dediler. Furkan Derneği’nde içki içiliyor öyle mi! Allahtan korkmazlar! İmanı, izanı, vicdanı olan hiçbir insanın inanmayacağı hatta çıldıracağı bir gerekçe… Hani insan böyle süreçlerde iftiraların olacağını bekliyor ama bu kadarına da pes, dedirtecek bir iftira ile karşı karşıyayız. Sanki milletle dalga geçiyorlar… Sanki insanımızı aptal, ahmak yerine koyuyorlar… Herkesi kör, âlemi sersem zannediyorlar… Ama bu kadim davanın kadim imtihanlarıdır, iftiralar. Hemen yine O aklımıza geliyor; gelmeli de zaten. Kim mi O. Kim olacak, bu davanın baş çilekeşi. O işte; başöğretmen, başkomutan, baş çilekeş; Efendimiz (sav). Bu davanın çilesi, O düşünülmezse, çekilmez bir çileye dönüşür. O’na atılan iftiralar: Deli, yalancı, sihirbaz, aileleri birbirine düşüren fitneci… Yapılan zulümler: Taşlamalar, tükürmeler, tahkirler, tehcirler, boykotlar, suikastlar… Envai çeşit zulüm… Hayatında her çeşit, iftira, zulüm, çile örneği var. Evet, çilesi örnek, derdi örnek, mazlumiyeti örnek… Tüm bunlara karşı takındığı duruşu da örnek olmalı; oluyor da inşallah. O tüm bunlara karşı bir duruş ortaya koydu; pes etmeden, geri adım atmadan; davasına var gücüyle devam etme duruşu… İşte bu duruş O’na Allah’ın yardımını kazandırdı. Bize de Allah’ın yardımını kazandıracak olan aynı duruştur. O’nun duruşu rahmeti celbetmiş; O’nun duruşu gibi durmaya çalışırsak, bizlerin duruşu da rahmeti celbedecektir. Ne yapacağız? Her zaman ki yaptığımız şeyleri yapmaya devam edeceğiz… Tevhidi anlatmaya devam edeceğiz… Çünkü en büyük hakikat tevhiddir ve ASLA bu en büyük hakikati saklayanlardan olmayacağız! Dinden taviz vermeyeceğiz! Ve Rabbin davasını Rabbin istediği yolla, Rabbani yolla hâkim kılma azminden ve kararlığından ayrılmayacağız. Tüm bu engellemelerin başka yollara sevk etme olduğunun farkındayız; tevhid davamızdan ve bu davanın Rabbani yolundan milim sapmayacağız! (Allah’ın izni inayetiyle)
Ne Yapsanız Boş, Yola Devam Edeceğiz!
Paylaş: