Nerede bu Devlet? İşte Çözüm Sürecinin Çözülüşü

Çözüm Sürecinin yanlış gidişatından dolayı PKK bölgede kırsal kesimle birlikte şehirlere yerleşti. Çözüm Sürecini yürüten ekip yapılan uyarıları dikkate alamadı ya da almak istemedi. Gelinen noktada, Korucuların karakolu arayıp ‘silahlı PKK'lılar köyümüze geldi ne yapalım' sorularına karşın karakolun verdiği cevap, ‘Gönüllerini hoş edin gitsinler' oluverdi.

Eklenme Tarihi: 11 Tem 2015
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Nerede bu Devlet? İşte Çözüm Sürecinin Çözülüşü
Silahların susması için 2013 yılında başlatılan ‘Çözüm Süreci' yapılan yanlışlar sonucu bugün resmi olarak açıklanmasa da bitmiş durumda. Çözüm Süreci'nin başlamasından sonra İmralı ile yapılan pazarlıklar gizli tutuldu. Yapılan bütün çağrılara rağmen hükümet süreci şeffaf olarak yürütmedi. 7 Haziran genel seçimlerinde AK Parti'nin tek başına hükümet kuracak kadar milletvekili çıkaramamasından sonra, Çözüm Süreci'nde hangi yanlışlar yapıldı? şeklinde tartışmalar başladı.

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ? Çözüm Süreci ne oldu da başarısızlıkla sonuçlandı? Sürecin başlamasından sonra 2013 yılındaki nevrozda Öcalan'ın mektubu okundu. Mektupta Öcalan, “Bugün milyonların şahitliğinde yeni bir dönem başlatacağım. Silah değil siyaset. Silahlı güçlerimiz sınır dışına çekilsin” çağrısında bulundu. PKK yöneticilerinden Murat Karayılan da, Öcalan'ın mektubundan sonra PKK'nin 8 Mayıs itibari ile geri çekilmeye başlayacağını açıkladı. Ancak PKK göstermelik olarak bir iki grup militanı sınır dışına çıkarmaktan başka bir şey yapmadı. Hükümet yetkililerinin de bölgeye yaptıkları ziyaretlerde PKK dışında hiçbir yapıyı muhatap almamaları ve PKK'yi tüm Kürtlerin temsilcisiymiş gibi göstermeleri süreci bir çözülme sürecine dönüştürdü. AİLELER ÇOCUKLARIMIZ KAÇIRILIYOR DİYE İSYAN ETTİ PKK silahlı militanlarını sınır dışına çekmemesine rağmen Hükümet-İmralı-Kandil arasındaki görüşmeler kapalı kapılar ardında devam etti. Süreçle birlikte silahlı PKK militanları köylerden şehirlere inmeye başladı. Bölge tamamen PKK'ye teslim edildi. Kürt ailelerinin çocukları HDP'li belediyelerin ve PKK'ya yakın derneklerin düzenlediği pikniklerle dağa kaçırıldı. Aileler çocuklarının dağa kaçırılmasına isyan edip eylem başlattı. Ancak bu eylemler sonuç vermedi. PKK hala çocukları kaçırmaya devam ediyor. Net rakamlar ortada yok ama binlerce çocuğun dağa kaçırıldığı ifade ediliyor. Çocuk kaçırmaların vahameti Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük'ün yaptığı bir açıklamayla ortaya çıktı. Şanlıurfa Valisi, sadece son 6 ayda PKK'nın 3 bin çocuk kaçırdığını açıkladı. 6-8 EKİM KIRILMA NOKTASI OLDU Çözüm Sürecinde yaşanan en büyük kırılma noktası ise 6-8 Ekim olayları oldu. HDP-Öcalan-Kandil'in açıklamaları ile sokağa dökülen HDP-PKK yandaşları Diyarbakır'da kurban eti dağıtan Yasin Börü ve arkadaşlarını vahşi bir şekilde katletti. HDP-PKK yandaşları Yasin Börü ile beraber Riyad Güneş, Hüseyin Ahmet Dakak ve Hasan Gökgüz'ü sığındıkları evde silah ve bıçaklarla vahşice katledip, balkondan aşağı attı. Bununla yetinmeyen gözü dönmüş HDP-PKK yandaşları balkondan aşağı attıkları cesetleri taşlarla ezdi, ateşe verdi ve en son araba ile üstlerinden geçti. Bu vahşet yaşanırken kadınların zılgıtla destek vermesi Türkiye'yi dehşete düşürdü. Devam eden olaylar başka illere de sıçradı. Sakallı oldukları ve Kürtçe bilmedikleri için insanlar katledildi. Polis ve askerin ise olaylara seyirci kalması sert tepkilere neden oldu. PKK İÇİN, SİLAH BIRAKMAK ÖLÜM DEMEKTİR! 6-8 Ekim vahşetinden sonra Cemil Bayık, ‘PKK için silah bırakmak ölüm demektir' şeklinde açıklama yaptı. PKK KATLİAM YAPIYOR DEVLET SEYREDİYOR 6-8 Ekim vahşetinden iki ay sonra PKK militanları Cizre'de Nur Mahallesinde bulunan HÜDA PAR üyelerinin oturduğu mahalleyi kuşattı. Asker ve polis yine seyirci kalıp müdahale etmedi. Silahlı militanların saldırdığı mahalle ile askeri kışla arasındaki mesafe iki yüz metre olmasına rağmen müdahale edilmedi. 10 saat süren saldırılarda 65 yaşındaki Abdullah Deniz hayatını kaybetti. HDP-PKK yandaşları, içinde kadın ve çocukların bulunduğu evi ateşe verdi. Yakınları, hamile bir kadını ve çocuklarını son anda kurtardı. ÖCALAN PKK'YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI YAPMADI PKK'nın yaptığı katliamları görmezden gelen hükümet yetkilileri Öcalan'ın 2015 nevrozunda silah bırakma çağrısı yapacağını savundu. Öcalan nevroz mesajında PKK'ya yönelik “silah bırakma” çağrısı yapmadı. ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖZETİ Çözüm sürecinde bölgenin PKK'ya nasıl teslim edildiği ile ilgili yaşanan örneklerden Kürt halkının nasıl HDP-PKK kucağına itildiğini gösteriyor. İşte o örneklerden bir kaçı: VARAN 1: PKK militanları seçim sürecinde korucuların olduğu bir köye gidiyor. Köy korucuları karakolu arayıp bilgi veriyor ve müdahale etmelerini istiyorlar. Karakol, Çözüm Süreci olduğu için müdahale etmeyeceklerini söylüyor. Bunun özerine korucular o zaman biz müdahale edelim diyorlar. Karakol buna da izin vermiyor. Korucular o zaman ne yapalım diye soruyor. Karakolun verdiği cevap çözüm sürecini özetliyor: “Gönüllerini hoş edin, gitsinler” PKK militanları silahları ile seçim propagandalarını yapıp köyden ayrılıyor. VARAN 2: PKK birçok yerde kamp kurmuş. Bazı kamplar karakollardan bile görünüyor. Silahlı PKK militanları, askerlerin önünden ellerini kollarını sallayıp geçiyor, dolaşıyor. VARAN 3: PKK'nın Lice sorumlusu, Lice Kaymakamına ait aracı 5 ay kullandıktan sonra tekrar kaymakamlığa teslim ediyor. VARAN 4: İddialara göre, kaymakamlığa resmi bir işinin hal edilmesi için giden bir AK Partiliye kaymakam, işini yapamayacağını söylüyor. Vatandaş bunun nedenini sorunca aldığı cevap ile şok oluyor. Kaymakam, ‘örgütün gönlünü hoş et, gel. Ondan sonra senin işini yapayım' diyor. VARAN 5: PKK halktan haraç alıyor, çocuklarını kaçırıyor, tehdit ediyor... İddialara göre karakola şikâyet etmeye giden insanlara karakol, PKK kampı falan yerde oraya gidip işinizi hal edin, biz bir şey yapamayız şeklinde yol gösteriyor(!) VARAN 6: Haraç toplayan PKK militanlarını şikâyet eden köylüler, PKK militanlarının köyden ayrılmasından sonra askerin köye geldiğini anlatıyor. Sebebini soran köylülere asker ‘can güvenliğimiz yok' şeklinde cevap veriyor. VARAN 7: HDP'li belediyeler bütün imkânları ile PKK'ya lojistik destek sağlıyor. Belediye araçları ile çocuklar dağa kaçırılıyor, PKK militanları belediyelere ait araçlar ile alınıp tedavi ediliyor. Cizre olaylarında belediye araçlarıyla PKK militanlarına mühimmat taşındı. VARAN 8: Cizre'de kazılan hendekler aylarca Türkiye gündeminde konuşuldu. Bu hendekler belediyelere ait iş makineleri ile kazıldı. VARAN 9: İş adamları ve esnaflar PKK'ya haraç vermeden belediyelerdeki resmi işlemlerini yaptıramıyor. VARAN 10: PKK militanları şehir içinde ve köylerde yol kesip kimlik kontrolü yapıyor. VARAN 11: PKK kurduğu sözde mahkemeler ile insanlara para cezası kesip haraç alıyor. İddialara göre bu sözde mahkemelerin yerleri polis ve askerce bilinmesine rağmen hiçbir müdahale edilmiyor. Sonuç olarak yapılan bütün bu yanlışlardan dolayı halk PKK'nın silahına boyun eğdi. Hükümet, Çözüm Süreci adı altında kendi eli ile bölgeyi PKK'ye teslim etmiş oldu. Çözüm sürecinin özeti böylece ‘Gönüllerini hoş edin, gitsinler' oldu.

DOĞRU HABER