Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2017 sonuçlarını yayımladı. En zengin yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay önceki yıla göre 0,2 puan artarak yüzde 47,4’e çıktı. Nüfusun yüzde 20’si toplam gelirin yaklaşık yarısını kazanırken en yoksul yüzde 20’nin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 6,3 oldu.
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütü olarak Gini katsayısının çok düşük bir artış göstererek 0,405’e ulaştı.
GELİRLERİN BEŞTE BİRİ SERMAYE GELİRLERİ: KAR, FAİZ, RANT Gelir türü açısından incelendiğinde toplam gelirlerin yüzde 48,9’unun maaş ve ücret gelirleri, yüzde 19,7’yi büyük bölümü emekli maaşlarından kaynaklanan sosyal transferler, yüzde 19,6’lık bölümü de önemli ölçüde sermayedarların gelirlerini ifade eden “müteşebbis gelirleri” oluşturdu. En zengin yüzde 20’nin gelirlerinde “müteşebbis gelirleri”nin payı yüzde 24,1 oldu.
CREDIT SUISSE RAPORUNA GÖRE SERVETİN YARISI NÜFUSUN YÜZDE 1,8’İNİN Credit Suisse tarafından hazırlanan “Wealth Report”un 2017 verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 55 milyon kişilik yetişkin nüfusun yüzde 75,6’sının yıllık toplam “serveti” 10 bin doların altında, yüzde 22,5’inin 10 bin dolar 100 bin dolar aralığında, yüzde 1,7’sinin 100 bin dolar 1 milyon dolar aralığındayken 1 milyon dolar üzerinde serveti olanların toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 0,1.
100 bin dolar üzeri serveti bulunan kişi sayısı raporda 1 milyon 9 bin olarak belirtilirken, 1 milyon doların üzerinde serveti olanların sayısı ise 78 bin.
1 milyon dolar üzerinde serveti olanların 65 bininin 1-5 milyon dolar aralığında servete sahip olanlardan, 7 bininin 5-10 milyon dolar aralığında olanlardan, 5 bininin 10-50 milyon dolar aralığındakilerden, 535’inin 50-100 milyon dolar aralığındakilerden, 383’ünün 100-500 milyon dolar aralığındakilerden, 41’inin 500 milyon-1 milyar dolar aralığındakilerden, 35’inin ise 1 milyar dolar üzerinde servet sahiplerinden oluştuğu saptanıyor.
Credit Suisse raporunda Türkiye’de 2017 yılı için toplam servet tahmini 1 trilyon 68 milyon dolar olarak belirtilirken, 1 milyon doların üzerinde serveti olan ve nüfusun yüzde 1,8’in oluşturan kişilerin toplam servetteki payının yüzde 50’ye yakın olduğu görülüyor.
ORTALAMA GELİR Araştırmaya göre ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 21 bin 577 lira oldu. 2017 yılında yıllık net asgari ücret 16 bin lira civarındaydı.
Okur-yazar olmayanların yüzde 25,4’ü, bir okul bitirmeyenlerin ise yüzde 21,7’sinin yoksul olduğunu gösteren verilere göre sürekli yoksulluk oranı da yüzde 14 oldu.
EV SAHİPLİĞİ ORANI DÜŞÜYOR, BARINMA KALİTESİ KÖTÜ Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan biri nüfusun yüzde 59,1’inin kendine ait konutlarda yaşaması oldu. Bu oranın artan kentleşmeyle birlikte düştüğü görülüyor. 2000’li yılların başında söz konusu oran yüzde 65 civarındaydı. Toplam nüfus için yüzde 59,1 olarak belirtilen ev sahipliği oranının kentlerde yüzde 55’in altına indiği yine başka çalışmalarda saptanan bir diğer veri. Aynı zamanda mevcut konut stokunun yüzde 25’inin “standart dışı” konutlar olduğu değişik çalışmalarda ortaya konuyor. TÜİK Araştırması’nın sonucu da yüksek ev sahipliği oranına rağmen barınma kalitesinin düşüklüğünü teyid ediyor. Araştırmaya göre kendine ait konutta oturanların yüzde 40,8’i izolasyon eksikliğinden ötürü ısınma sorunu, yüzde 36,6’sı sızdıran çatı, nemli duvar, çürümüş pencere çerçevesi gibi sorunlardan söz etti. Aynı zamanda trafik ve sanayi üretimin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar da yaşandı.
NÜFUSUN ÜÇTE İKİSİ BORÇLU Araştırmada nüfusun, yüzde 69,2’si konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu, yüzde 60,8'i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını karşılayamadığını ve yüzde 13,4'ü konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan etti.
MADDİ YOKSUNLUK ÇEKENLERİN ORANI YÜZDE 28,7 Araştırmada finansal sıkıntıda olmayı ifade eden, temel ihtiyaçları karşılamada sıkıntı çekme düzeyini gösteren “maddi yoksunluk” oranı 2017 yılında 4,2 puan düşerek yüzde 28,7 olarak saptandı.