Obama'nın veto ettiği o tasarı kabul edildi

ABD Başkanı Barack Obama'nın geçen hafta veto ederek Kongreye geri gönderdiği ve Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırılarından dolayı dava açılmasına imkan tanıyan yasa tasarısı, Senatoda ezici çoğunlukla yeniden kabul edildi.

Eklenme Tarihi: 29 Eyl 2016
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Obama'nın veto ettiği o tasarı kabul edildi
Obama'nın geçen cuma günü veto ettiği "Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası" yasa tasarısı, ABD Senatosundan 97 "kabul" oyuyla yeniden geçti. Sadece 1 ret oyu kullanılan yasa tasarısının yarın ABD Temsilciler Meclisinde görüşülmesi bekleniyor. Daha önce Temsilciler Meclisinden geçmiş olan yasa tasarısının yarınki ikinci oylamada da kabul edilmesinin büyük ihtimal olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Senatodan sadece tek fire ile geçen yasa tasarısının Obama'nın vetosuna takılmaması için Temsilciler Meclisinden de 3'te 2 çoğunlukla geçmesi gerekiyor. Obama'nın veto yetkisini aşan ilk yasa olabilir Yarın yapılacak oylamada "Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası"nın 3'te 2 çoğunlukla kabul edilmesi durumunda Obama'nın ikinci kez veto yetkisini kullanması mümkün olmayacak. Bu durumda Obama, 8 yıllık görev süresi boyunca ilk kez ABD Kongresinden gelen bir yasa için veto hakkını kullanamamış olacak. ABD kamuoyunda tartışmalara yol açan ve Suudi Arabistan'ı derinden rahatsız eden yasa tasarısı, 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybeden kişilerin ailelerinin, saldırılarda Suudi yöneticilerin rolü olabileceği gerekçesiyle ABD mahkemelerinde dava açabilmesine imkan tanıyor. Suudi yönetiminden 750 milyar dolarlık "tehdit" Söz konusu yasa tasarısı, ilk gündeme geldiğinde Suudi yönetimi, Obama'yı "Hazine bonoları dahil ABD'deki toplam 750 milyar dolarlık varlığını satmakla" tehdit etmişti. Yasa tasarısı, yabancı bir devletin Amerikan mahkemelerinde dokunulmazlığının kaldırılmasına ve "terörizme sponsorluk yaptığı iddia edilen" kişi ve kurumların Amerikan mahkemelerinde yargılanmasına imkan tanıyor. Obama, cuma günkü veto açıklamasında, yabancı egemen devletlerin ABD hukukuna karşı dokunulmazlığının kaldırılmasının, diplomaside "mütekabiliyet" ilkesinin doğal sonucu olarak ABD'ye karşı da uygulanacağını ve dünyanın hemen her coğrafyasında görünür olan ABD'yi zor durumda bırakacağını savunmuştu.