İstanbul'da son dönemde kiralık ev piyasasında büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Özellikle kentsel dönüşüm, pandemi nedeniyle memleketine giden insanların geri dönmesi ve okullarda yüz yüze eğitimin başlamasıyla kiralık evlere olan talep hızlı bir şekilde yükselmeye başladı. Ev fiyatlarındaki artışlar ise yüzde 50'lere ulaştı. Fiyat artışına bir de ev sahiplerinin şaşırtan istekleri eklenince, öğrenciler keselerine göre ev bulamaz hale geldi.
Kiminden kiranın 4 bedeli depozito parası isteniyor, kimine ise 'eve geçmeden boya-badana yaptıracaksın' gibi şartlar koşuluyor. Kiralık ev bulmakta zorlanan üniversite öğrencileri şimdi de bulabildikleri evlerde, ev sahiplerinin şartları zorlayan istekleri ile muhatap oluyor.
Okulların açılmasına sayılı günler kala, sosyal medyada da öğrenciler yaşadıkları deneyimleri paylaştı. Depozito haricinde mutfağa ankastre yapılmasını şart koşan da var, öğrencilerden 'ayrı ayrı' kira ya da 'aidat ücreti' isteyen de.
'Eve ankastre döşeyeceksiniz'
Bir başka öğrenci ise kiralamak istediği evin sahibinin "Eve ankastre döşeyeceksiniz" şartını koştuğunu söyledi. Sosyal medyaya yansıyan bir başka ev sahibi 'talebi' ise kiracıdan eve girmeden önce boya-badana yaptırması.
Bir diğer şikayet ise ev sahibinin, bozuk tuvalet için öğrencilere "Ben değil siz kullanacaksınız, siz yaptırın" çıkışı.
Uzmanlar ne diyor?
Öğrencilerin bu haklı şikayetleri ile değerlendirmelerde bulunan İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, bazı uyarılarda bulundu.
Mal sahibinin kanunen ancak 3 aylık kira değerinde depozito isteyebileceğini belirten Aşa şunları söyledi:
"Depozito ev sahibi için kiracı çıkarken iade etmek koşuluyla bir teminat olarak kabul edilir. Kiracı eve bir zarar vermez veya abonmanlıklardan doğan bir borç bırakmazsa yani evi aldığı gibi teslim ederse depozito da iade edilir. Mal sahibinin depozito istemesi kanunsuz bir şey değil.
Ancak bunun dışında istenilen para veya mal talebi kesinlikle doğru değil. Ev sahipleri tarafından tadilatların dayatma olarak kiracıya yaptırılması da doğru değil."
'Bu tür fırsatçılıklar kabul edilemez'
Anormal kira artışlarına da değinen Aşa şu tespitlerde bulundu:
"Serbest piyasa ekonomisi olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu sebeple mal sahibine kimse ne kadara kiraya vermesi veya satması gerektiğini dayatamaz. Devlet sadece kira artışına bir kota koyabilir. Kira artışları da zaten TÜFE’ye endekslendi. Yine de mal sahiplerinin kira fiyatlarını çok fazla artırması piyasa koşullarını kötüye kullanmak ve fırsatçılık olarak değerlendirilebilir.
Bu konunun farklı bir boyutu daha var. Mal sahibi evini yüksek fiyata diyelim ki kiraladı. Burada düşünmesi gereken kiracı bunu ödemeyi ne kadar sürdürebilir. Yüksek kiraları istemek önemli değil, ödeme gücüne bakılınca ödenecek gibi değil. Mecbur kalınıp evler tutuluyor ancak bir süre sonra ödenemeyince sonu icra dairelerinde bitiyor.
İstenilen yüksek kiraların bir süre sonra ödenemeyeceğinin bilincinde olan ev sahibi de kiracıya kefil istiyor, fazladan teminat istiyor. Bu tür fırsatçılıklar kabul edilemez."
'Kişi başı aidat yasal değil'
Öğrenciler için şart koşulan 'kişi başı aidat' talebinin de yasal olmadığı belirten Aşa "Kira kontratları bir sözleşme ve iki tarafta bunu onaylıyorsa bir sıkıntı yok. Ancak bu durumu fırsatçılık olarak kullanıp bir evde fazla kişi kalıyor diye, kişi başı kira ve aidat alınması da kabul edilemez. Hele ki aidatı kişi başı almak mümkün değil. Burada da müşterek kullanımlarda bir istisna olabilir" diye konuştu.
Öğrencilerin yasal hakları neler?
Ev sahiplerinin 'yasal olmayan' tutumları için yargı yolunu işaret ve İstanbul genelinde yüzde 50'ye kadar artan kira zamlarının dava konusu olmaya başladığını belirten Avukat Kerem Olcayto ise şu tespitlerde bulundu:
"Öncelikle 'fazladan' depozito için Borçlar Kanunu çerçevesinde belirlenmiş sınırlar var. Buna göre ev sahibi, 3 aylık kira bedelini depozito olarak isteyebilir ama daha fazlasını isteyemez. Dolayısıyla depozito haricinde başka bir nam altında kiracıdan para da talep edilemez.
Konudan bağımsız olarak depozito harici bir bedel ancak depozito bedeli evde kiracı tarafından verilen zararı karşılamıyorsa mal sahibi tarafından talep edilebilir. Depozito zararı karşılamadı, kiracı da ek para vermeye yanaşmıyor ise zararınızın giderilmesi için yargı yoluyla zararın karşılanmasını isteyebilirsiniz.
Fakat bu zararın belgelemesi/kanıtlanabilir olması önemli. Kişi başı kira talep edilmesi hususu da yine aynı şekilde kanunen söz konusu değil. Bir dairenin belli bir rayiç kira değeri vardır ve bedeli odur, hane içinde yaşayan sayısına göre değişiklik gösteremez.
'Ankastre gibi talepler sözleşmeye mutlaka yazılmalı'
Aidat konusu da aylık alınan sabit bir bedel olduğu içim aynı şekilde değerlendirmek gerek. Yine evin içine ankastre yapılması gibi mal sahipleri tarafından getirilen talepler, bunun kira bedelinden düşülüp, düşülmemesi gibi hususlar kiraya veren ile kiracının mutabakatı neticesinde kira sözleşmesinde açıkça belirtilmelidir.
Bu gibi tadilatlar kalıcı eser niteliğinde olduğundan ve eve değer katacağından kiracının yaptırdığı tadilatın akıbetinin ne olacağını kira sözleşmesine açıkça yazması hak kaybına uğramaması için şart. Bu tarz fırsatçı mal sahipleri ve aracılara karşı kiracılar maalesef çaresiz kalıyor ve mecburen bu fahiş isteklere razı oluyorlar.
Oysaki bu tarz taleplere karşı uyanık davranmalı ve haklarını korumalılar. Esasında bu tarz konular devlet tarafından kontrol ediliyor ve bunun gerekli yaptırımları var. 'Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi' üzerinden bu işletmeleri şikayet edebilirler yine haksız taleplere karşı yargı yoluna gidebilirler."