Geçen iki yılda yüz binlerle ifade edilen kişi tutuklanıp ihraç edilirken kanun hükmünde kararname düzeni kurulan Türkiye ağır yaralı halde...
Gazeteci S. Tartanoğlu’nun haberine göre parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişte bir araç olarak kullanıldı.
İki yılda 32 adet kanun hükmünde kararname yayımlanırken 150’den fazla yasada, 1000’den fazla madde ile 300’ün üzerinde değişiklik yapıldı.
Az sayıdaki KHK, Bakanlar Kurulu’nun onayının ardından kısa bir süre içinde Meclis’e gönderildi. 31 KHK, komisyon süreci işletilmeden doğrudan genel kurula indirildi.
OHAL sürecinde binlerce kişi, bir gecede terörist ilan edilebildi. Meclis’ten çıkan ilk dört KHK, ana muhalefet partisi tarafından, iptal talebiyle, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı ancak buradan da yetkisizlik kararı çıktı.
Bu noktada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de eleştiri konusu oldu ve kendisine yapılan başvurular kabul etmeyerek işlevsiz kaldığı yorumlarına yol açtı. AİHM, iç hukuk yollarının tüketilmemesi, idare mahkemesine veya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun denenmeden AİHM’ye gelindiği gerekçesi ile başvuruları reddetti. Daha sonraki kararlarında ise, “bir iç hukuk yolu olarak gördüğü” OHAL Komisyonu’nu işaret etti.
OHAL sürecinde gözaltı süreleri önce 30 güne çıkarıldı, daha sonra yarısında bir kere daha uzatılmak kaydıyla toplamda 14 güne indirildi. Bu düzenleme OHAL süresi ile sınırlı tutuldu. Yaklaşık 1.5 yıldır yüzlerce insan, anayasaya aykırı olarak 14 güne kadar gözaltında tutuldu.
Darbe ve terör suçlarında, en fazla tutukluluk süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarıldı. Tutukluluk durumuna itirazların incelenmesi için geçerli olan 3 günlük süre 19 güne çıkarıldı. Tahliye taleplerinin incelenmesinde dosya üzerinden karar verilmesinin önü açıldı. Savcılara, mahkeme tarafından verilen tahliye kararlarına itiraz etme hakkı verildi. Cezaevlerindeki hak ihlallerini denetlemekle görevli bir iç mekanizma olarak işleyen izleme kurullarının yöneticileri bir kararla değiştirildi.
OHAL’li Türkiye’de çok sayıda işkence haberi basına yansırken Avrupa Konseyi İşkenceye Karşı Komi- te; Ankara’daki terörle mücadele, asayiş şubeler ile geçici alıkonma yerlerini; Batman, Diyarbakır, İstanbul, Siirt, Trabzon’daki terörle mücadele şubeleri ile cezaevlerinde incelelemerde bulundu. 2016 ve 2017 yıllarında yapılan iki incelemeye ilişkin raporlar komite tarafından hükümet sunuldu, ancak hükümet yayımlanmasına onay vermedi.
OHAL’de en büyük darbeyi yiyen mecraların başında medya geliyor. “Terör örgütü” ile ilişki gerekçesiyle yüzlerce basın kuruluşu kapatıldı, “darbecilik”, “anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs”, “silahlı örgütlerle işbirliği ve yardım” gazetecilerle yüzlerce gazeteci hapsedildi. RTÜK tarafından televizyon kanalarına uygulanacak idari yaptırımların kapsamı genişletildi. Terör eyleminin, faillerini mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunulması idari para cezası ile ilişkilendirildi. Terör olaylarının ekranlarda son dakika anonsu sunulması bile engellenmek istendi.
İki yılda KHK ile 15 vakıf üniversitesi ve 120’ye yakın devlet üniversitesinde hissedildi. 5 bin 700’den fazla akademisyen ihraç edildi. Bunlardan 404’ü 2016 yılının Ocak ayında Barış İçin Akademisyen bildirgesine imza atanlardan oluştu.