Verda Özer'in "Ordunun yüzde kaçı AK Partili" başlığıyla yayımlanan (4 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Türkiyede orduyla iktidar ilişkisi hep sıkıntılı olageldi.
Tarihimiz boyunca yaşadıklarımız hepimizin malumu. İlginç olan ise AK Parti’nin neredeyse 15 yıldır iktidarda oluşu bile bu durumu değiştirmedi. Halkın neredeyse yüzde 50’sinin oyunu alan bir partiyle askerin arasında, hâlâ ciddi bir uçurum var.
15 Temmuz, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki FETÖ yapılanmasını gözümüzün önüne serdi. Kalkışmanın yıldönümü yaklaşırken, basında orduyla ilgili hararetli bir tartışma yürüyor. Bugün TSK içinde hâlâ büyük bir FETÖ’cü kitle var mı? İddia edildiği gibi darbe peşinde koşanlar çok mu? Ve yazılıp çizildiği gibi ordu içinde AK Parti destekçileri sadece yüzde 1 mi?
Ordunun yüzde 85'i ultra-laik
Artık “milli güvenlik uzmanımız” haline gelen Metin Gürcan’la konuşuyorum. Gürcan eski bir asker ve Sabancı Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi’nde (IPC) araştırmacı. Doktorasını da “TSK’nın kurumsal dönüşümü”üzerine yapmış.
Gürcan, doktora tezi sırasında ordu içinde geniş çaplı bir anket yapmış. Öncelikle şöyle genel bir eğilim olduğunu söylüyor: Atatürkçülük, subayların yüzde 85’inin temel değeri, yaşam felsefesi. Ancak alt rütbeler (yani yüzbaşı ve altı) daha kariyerist, yani kendi kariyerlerine dönükler. Rütbe yükseldikçe (binbaşı ve üstü) askerlerin siyasi görüşü ve değerleri daha öne çıkıyor. Dolayısıyla üst rütbelerde laiklik hassasiyeti çok daha yüksek.
*
Gürcan, ordunun yüzde 85’inin “ultra-laik” olduğunu söylüyor. Bu tanımı dolduran ise “dindarlık” anlayışı. Bunu da anketinde 4 kriter üzerinden sorgulamış: Oruç tutma, ahiret inancı, faiz algısı ve din-bilim ilişkisi. Bu yüzde 85’lik kesim, dinin kamuda görünür olmasına özellikle karşı. Alt rütbelere indikçe laiklik hassasiyeti zayıflıyor.
Gürcan’a göre Kemalist, NATO’cu, Avrasyacı, ülkücü gibi tüm kategoriler bu yüzde 85’in içinde. Yani hepsi Atatürkçü ve ultra-laik; sadece kimi merkez sağa, kimi ise merkez sola daha yakın.