Türkiye’de yaşanan sistem krizinin bir önemli sonucu da yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının ortadan kaldırılması oldu. Bunun neticesinde Türkiye’de çok sayıda insan hakkı ihlali yaşanıyor. Türkiye’deki yargı kanallarından olumlu sonuç alamayanlar ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidiyor. AİHM’in verdiği kararların hemen hepsi ise Türkiye’nin tazminat ödemesiyle sonuçlanıyor.
Altı muhalefet liderinin bugün açıkladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metninde dikkat çeken başlıklardan biri de yargının bağımsızlığının sağlanması konusunda oldu.
Metinde, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde öncelikle yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayacağız. Yüksek yargı kurulları ile yüksek yargı organlarının bağımsızlıkları ve demokratik meşruiyetlerini güçlendireceğiz. Bu kurullara ve organlara yürütmenin müdahalesini engelleyecek tedbirleri alacağız” ifadeleri yer aldı.
HAKİMLİK TEMİNATİ GÜÇLENDİRİLECEK
Bu kapsamda yapılacaklar ise “Hakimlik teminatını güçlendirecek ve hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlayacağız. Hâkimlik ile savcılık mesleklerini, tam bağımsızlık için birbirinden ayıracağız. Hâkimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğuna ilişkin Anayasa hükmünü kaldıracağız” şeklinde sıralandı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararlarının derhal uygulanacağına dikkat çekilen metinde, AİHM’den gelecek tazminat kararlarının o karara neden olan savcı ve hakimlerden sağlanacağı yönünde ifadeler yer aldı.
Metinde, “Görevini kötüye kullanmak suretiyle Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız” denildi.
HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU DEĞİŞECEK
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda da değişikliklere gidileceği ifade edildi. Buna göre hâkimlik mesleği ile savcılık mesleği birbirinden ayrılacak.
Yine metne göre Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak.Metinde, “Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız. Çoğulculuğun, hesap verebilirliğin ve demokratik meşruiyetin sağlanması için Yüksek Yargı Kurullarında üyelerin yarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız. Üyelerin diğer yarısı ise Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hakim ve savcılar tarafından, kendi mensupları arasından doğrudan seçilecektir. Bağımsızlık ilkesinin güçlendirilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kurulu’nda yer almayacaktır” ifadeleri yer aldı.