Anne baba için çocuk eğitiminde önemli olan çocuğun sorunlarını çözmek ve ihtiyaçlarını karşılamak değildir; çocuğa, sorunlarını çözebilme cesaretini ve ihtiyaçlarını karşılama becerisini kazandırmaktır. Son yıllarda çocuk eğitiminde popüler iki kavram kullanılıyor. Bunların birincisi öz güven gelişimi, diğeri ise karakter eğitimi. Öz güveni yüksek çocuk yetiştirmek denilince “her şeyi başarabileceğine” dair inancı olan ve bir nevi “gözü kara” çocuklar yetiştirmek akla geliyor. Karakter eğitimi ise öz güven gelişimine göre çocuk eğitiminde daha sonraları kullanılmaya başlanan bir kavram. Karakterden yoksun bir öz güven gelişimi çocuğu aşırı bencil yapar. Çocuk, “her şeyi başarabileceğine” dair bir inanç geliştirir. Böylece çocuk, her şeyi tek başına yapabileceğini, başkalarına ihtiyacı olmadığını, paylaşımın ve iş bölümünün gereksiz olduğunu düşünmeye başlar. Bu düşüncelerle büyüyen çocuk, toplumsal yaşamda kendine özgü bir dünya kurar. İş, kariyer, statü vb. değerler bakımından başarılı bir birey olsa bile paylaşma, dostluk kurma, bir arada olduğu kişilerle ortak hareket etme, insani ilişkiler kurma yönünden ise son derece zayıf bir kişilik olacaktır. Küçük yaşlardan itibaren ailenin çocuğuna davranışlarıyla kazandıracağı değerler önemlidir. Bu nedenle anne-baba öz güveni yüksek, ahlâklı ve karakterli çocuk yetiştirmek istiyorsa öncelikle bu değerlerin kazanılmasına yönelik davranışlarda bulunması gerekir.1 Ebeveyn sevgisini kazanmanın ‘başarılı ve akıllı uslu olmak’ olarak algılandığı günümüzde, çocuk, anne-baba sevgisini alabilmek için kendi dünyasını yaşamak yerine onların istediği gibi olmak zorunda kalıyor. Çocuk dışa vurduğu dünyanın olduğu gibi kabul edilmeyeceği endişesini taşırsa, anne-babasının kendisini ciddiye almadığını anlarsa ve incitileceğini onların gözlerinden veya sözlerinden bir defa sezerse kendi ruhundaki yaradılış sırrını dışa vurmaz. Duruma göre sahte bir kişilik geliştirir. Bu çocuklar koza içinden çıkmadan canı çıkmış olan çocuklardır. Yaşamlarını bir beden olarak sürdürseler de bedenlerinin içinde henüz kendi sırrını açığa vurma cesaretini toplayamadıkları için ruhu başka, bedeni başka, davranışları bambaşka bir haldedirler. Çocuk ne kendisi gibi olabiliyor ne de anne-babasının zoraki kişiliğini ruhuna sindirebiliyor. Ne deve ne de kuş olabiliyor. Kendi fıtratı ile anne-babasının beklentileri arasında kalıyor. Kişilikli Ve Karakterli Bir Çocuk Yetiştirmek İçin Neler Yapmalı? 1- Ödüllendirerek veya cezalandırarak çocuktan birtakım davranışlar sergilemesini istemeyin. Çocuk, yapacağı davranışları vicdanında duymalı, duygu dünyası ile kendisinden arzu edileni anlayıp kabul etmeli. 2-Çocuk ne ise o olmasına izin verilmeli. Onları dar kalıplar içine sokmamalı, kişilik ve karakterlerinde tahribat oluşturulmamalı. 3- Çocuk, her hali ile kabul görmeli. Çocuksu acemilikleriyle sergiledikleri yanlışlıklar sırasında alaya alınmamalı, küçük düşürülmemeli, bakışlarla dahi ceza ve şiddete maruz bırakılmamalı. Çocuğun benlik inşası için ebeveyn müdahale etmek yerine rehber olmalı. Müdahale edilmesi durumunda çocuk, öğrenmeyi iç kılavuzunun yol göstermesiyle değil, dış müdahalelerin tesiriyle gerçekleştirir. Bu da merak duygusunu köreltir. Günümüzdeki yaşanan öğrenme güçlüğünün en büyük sebebi yapılan bu gereksiz müdahalelerdir. Ayrıca çocuğun kişiliğinin zarar görmemesi için, diğer çocuklarla kıyaslanmamalı ve hiçbir çocukla yarış içerisine sokulmamalıdır.