Kurt Westergaard 24 saat polis koruması altında yaklaşık 10 yıldır saklanarak yaşıyor.
2005 yılında çizdiği Hz. Muhammed’le alay eden karikatürlerden bu yana birçok Müslüman ülkede Danimarka karşıtı gösteriler düzenlendi.
Ölüm tehditleri alan 80 yaşındaki karikatürist, beş sene önce ölümden döndü. Evine giren bir kişi onu baltayla öldürmek istedi.
Karikatüristlere yönelik saldırılardan biri de 14 Şubat tarihinde yaşandı. İsveçli sanatçı Lars Vilks hedef alındı. O günden bugüne Vilks gizli bir mekanda yaşıyor.
Lars Vilks 2007 yılında bir fuarda Hz. Muhammed’e hakaret karikatürü çizmişti. Kendisine düzenlenen saldırılar önlendi ve evi yakılmak istendi.
Lars Vilks ile irtibat kurmak çok zor. Bu sebeple kendisiyle röportaj yapmak isteyen gazeteci Skype üzerinden irtibat kurdu.
Saklanarak yaşamanın en kötü yanı nedir? şeklinde sorulan soruya Vilks;
‘‘Sanırım dışarı çıkamamak. Olabildiği kadar çok az dışarıya çıkıyoruz çünkü her giriş çıkışta görünme ve tanınma ihtimaliniz var. Bu sebeple bu riski asgari seviyeye indirmek zorundasınız. Günde sadece bir defa… Bu biraz üzücü. Çünkü eski hayatınıza hiçbir zaman geri dönemeyeceğinizi kabul etmelisiniz.’‘
Lars Vilks’in konuşma özgürlüğü toplantısında saldırıya uğradığı gün, İngiliz yazar Salman Rushdie’nin öldürülme fetvasının verildiği günün 25. yıl dönümüne denk geliyor.
Konuşma özgürlüğü konusunda İskandinavya ülkeleri rahat olmasına rağmen bazı eleştirmenler karikatürlerin aşırıya kaçtığını ve bunu yapanların tansiyonu yükselttiği için özür dilemesi gerektiğini belirtiyor. Vilks bu görüşe katılmıyor.
Lars Vilks, Karikatürist: ‘‘Hayır. Böyle yaparsam Salman Rushdie’nin özür dileyip ‘en büyük hatam’ dediği duruma düşerim. Hey şeyden önce ben yanlış bir şey yapmadım. Ben o karikatürü 2007 yılında çizerek sadece mevcut durumu kötüye götürdüm. Sonra iş çığrından çıktı ve kontrolü elimize alamadık. Bu durum daha sonra büyük problemlere yol açtı.’‘
Karikatür krizi başladıktan sonra bu olay farklı bir boyut kazandı ve konuşma özgürlüğü, din, hoşgörü, göçmenlik ve uyum, İslam ve Avrupa gibi konular tartışılmaya başlandı. Danimarka hızlı bir şekilde çok kültürlü bir topluma doğru gidiyor. Karikatür krizini okullarda konuşmak bile düşünülen uygulamalar arasında… Peki Danimarka yakın tarihindeki bu sorunu çözmeye hazır mı?
Kurt Westergaard, Karikatürist: ‘‘Ben yaşlı bir öğretmen olsam ve bugün herhangi bir sınıfta ifade özgürlüğü ve çizimler hakkında bir şey öğretecek konuma gelsem, sanırım okuldaki tüm öğretmenler, yöneticiler bu durumdan korkarlardı. Biz bu çizimleri yayınlamaya ve göstermeye cesaret edemiyoruz. Böylece sınıfta tartışmaya başlamak için çok güzel bir konu yakalardık. Çünkü öğretmen korkuyor.’‘
Kopenhang’a yapılan saldırılardan sonra bu karikatürlerin yayınlanma oranı düşmüş. Paris saldırılarından sonra yapılan bir ankette insanların yüzde 80’i Danimarka medyasının bu karikatürleri yayınlaması gerektiğini belirtti. Ancak Kopenhang saldırılarından sonra bu oran yüzde 63’e düştü.
‘‘Şu anda bir korku faktörü var mı?’‘ Sorusuna cevap veren Kurt Westergaard;
‘‘Evet, ben karikatür çizmeye gittiğim zaman herkes dışarı çıkıyor çünkü benim yanımda olmak tehlikeli bir durum. Nereye gidersem gideyim tehlike arz ediyorum ve bu bir paranoya oluşturuyor.’‘
Şu anki durumdan şikayet eden Karikatürist; ‘O bir karikatür çizdi ve suçlu oldu’ diyorlar. Bu 2007 yılında oldu ama kimse bunu unutmuyor.’‘
‘‘Hiç pişman oldunuz mu? Eğer olduysanız 10 sene öncesine dönmek ister miydiniz?’‘ sorusuna ,Kurt Westergaard:
‘‘Evet oldum ama şimdi geri dönmek imkansız. Bu soruyu düşünüp kafa yormak zaman kaybı olur. Geçmişi geri getiremem. Bununla yaşamaya mecburum.’