Plastik sektörünün geçen yıl yüzde 3,9 büyümesine rağmen 2017 üretimini yakalayamadığını kaydeden Gülsün, bu yıl ise sektörün bu seviyeyi geçtiğini aktardı.
Gülsün, şunları söyledi: "2018 yılında yaşanan kur şoku ve sonrasında 2019 yılında küresel otomotiv pazarında yaşanan daralmanın etkisiyle zayıf geçen iki yılın ardından 2020’de sektörün yüzde 5,7 büyümesini bekliyoruz. Tüm dünyada derin yaralar açan pandemi boyunca hijyenin sağlanması ve tedarik zincirinin kırılmaması için büyük önem arz eden plastiğin tüketimi de arttı.Ülkemiz plastik sektörü mevcut kurulu kapasitesi ve esnek yapısı sayesinde dünyada artan bu talebi karşılama konusunda önemli bir atılım yaptı. Bu kapsamda derneğimiz tarafından yapılan analizler yıl sonu itibariyle ülkemiz plastik mamul üretiminin 10,4 milyon ton dolayında olacağını gösteriyor.”
Pandeminin etkisiyle ihracat yüzde 7,6 arttı
Plastik sektörü ihracatının yılsonu itibarıyla yüzde 7,6 artmasını beklediklerini açıklayan Gülsün, en önemli artışın ambalaja yönelik plastik filmde yaşandığını, mühendislik plastikleri ve plastik inşaat mamulleri sektöründeki artışın da önemli seviyelere ulaştığını kaydetti. Pandeminin etkisiyle ihracatta yaşanan artışın kalıcı hale getirilmesinin büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Gülsün, “Gerek artan talep gerekse Uzak Doğu menşeli ürünler yerine Türk ürünlerinin tercih edilmesinin ihracatta yarattığı artış Türkiye Tanıtım Grubu gibi kuruluşların tanıtım faaliyetleri ile kalıcı hale getirilmeli.” şeklinde konuştu.
İç pazarı güçlendirecek adımlar atılmalı
2021 yılının özellikle ilk yarısında pandeminin ve buna bağlı belirsizliklerin devam edeceğini belirten Selçuk Gülsün, “2020 yılında sektörümüz ihracatla büyümesini sürdürmüş olsa da belirsizliklerin yoğun olduğu böyle dönemlerde tüm imalat sanayi için güçlü bir iç pazar büyük önem arz etmektedir. Son dönemde yaşanan döviz hareketleri ve buna bağlı olarak düşen alım gücü iç pazarı daraltmıştır. Gerek sektörel gerek diğer sebeplerle iç pazara çalışmak zorunda kalan ve ihracat tecrübesi bulunmayan işletmelerimizin hayatta kalması için iç pazarı güçlendirecek adımlar bir an önce atılmalıdır.” diye konuştu.
Bu adımların atılması ve iç pazarın güçlendirilmesi durumunda imalat sanayinin yatırımlarını kendinden emin bir şekilde hayata geçirebileceğini belirten Gülsün, “Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kalıcı ve sürdürülebilir bir büyüme için imalat sanayimizi geliştirmemiz şart." ifadalerini kullandı.
"Yeni normale hazır olmalıyız"
Pandemi süresince gündemin gerisine düşmüş olan döngüsel ekonomi konusunun pandemi sonrası dönemde yeniden önemli bir gündem maddesi olacağının altını çizen Selçuk Gülsün, şunları söyledi: “AB Yeşil Mutabakat süreci vesınırda karbon vergisi uygulamalarıyla döngüsel ekonomi her geçen gün gündemimizde daha büyük bir yer kaplayacak. Bu sürece hazırlık için gerek geri dönüşüm sistemimizi gerek toplama ayrıştırma sistemimizi geliştirmek ve sıfır atık hedefine kararlı şekilde yürümemiz şart. Eğer orta ve uzun vade politikalar yerine kısa vadeli popülist yaklaşımlarla geri dönüşüm sektörünü tamamen ortadan kaldıracak atık ithalatının yasaklanması gibi adımlar atılırsa plastik sektörünün ihracat potansiyeli de hızla eriyecek ve ülkemiz yeni kurulacak tedarik zincirinin bir parçası olamayacaktır. Bunun yerine denetimlerin arttırılması yoluyla sağlıklı bir geri dönüşüm sektörüne sahip olmamız sektörümüzü yeni normale hazırlayacaktır."