Her güne ayet , hadis, söz paylaşımlarımızı istifadenize sunuyoruz. Dünyada ve ahirette saadete ermek, Kur'an'ın ve Rasulün gösterdiği yola uymakla olur.
Günün Ayeti;
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma. (Araf 205)
Ayetin Tefsiri:
Bir önceki âyette Kur’ân-ı Kerîm’i dinleme âdâbından söz edildikten sonra burada da zikir âdâbı özetlenmektedir. Sözlükte “bir şeyi kalple veya dil ile anma, hatırlama, akılda tutma” anlamına gelen zikir kelimesi, dinî bir terim olarak “Allah’ı anmak, hatırlamak, dilde ve gönülde tutmak, O’nu unutmamak, gaflet halinde olmamak” mânasında kullanılır; daha özel olarak Allah ismini ve esmâ-i hüsnâyı, “lâ ilâhe illallah” gibi diğer dinî ifade kalıplarını dilde tekrar etmeye de zikir denir.
Tarikat ehlinin Allah’ın isimleriyle dinî mahiyetteki başka bazı kelime ve ibareleri belli zamanlarda ve belli sayılarda düzenli olarak dilde tekrar etmeleri de zikir kelimesiyle ifade edilir. Fakat Kur’ân-ı Kerîm’de (Ra‘d 13/28; Nûr 24/37) ve hadislerde (Tirmizî, “Du‘â”, 4-8; İbn Mâce, “Edeb”, 53) zikir, genellikle herhangi bir zaman veya sayı belirlemeksizin, müminin dilinde Allah ismini ve zihninde Allah bilincini daima canlı tutmasını ve bu bilinçle yaşamasını ifade eder.
Konumuz olan âyette Allah’ı dil ile zikrederken aynı zamanda ruhen de zikir halinde olmak, kulluk şuuru ve edebiyle, Allah’a saygıdan dolayı ürpererek yakarış hali içinde O’nu zikretmek gerektiği belirtilmektedir. Konuyu bütün yönleriyle büyük bir vukufla inceleyen Gazzâlî (İhyâ’, I, 293-304), zikrin bütün ibadetlerin en yücesi ve en faydalısı olduğunu, fakat bu özelliği taşıyabilmesi için zikreden kişinin kalbinde ünsiyet (kendini Allah ile beraber bilme) ve sevgi duygusunun bulunması gerektiğini ifade etmekte; böyle bir ruhî halin eşlik etmediği, sadece dilde kalan zikrin insanın mânevî hayatına ve ahlâkî gelişmesine hiçbir katkıda bulunmadığını belirtmektedir.
Nitekim âyetin sonundaki “Gafillerden olma!” uyarısı da bu hususa işaret etmektedir.
Günün Hadisi;
Rasûlullah (sav) buyurdular:
‘Herkim, Müslüman bir kimsenin hakkını yemini ile kendi üzerine alırsa, Allah onun için ateşi vacip kılmış ve kendisine cenneti haram etmiştir’ buyurdu.
Bunun üzerine bir kimse:
−O hak çok az bir şey olsa yine böyle mi olacak Ya Rasulullah? diye sordu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Misvak ağacından bir çubuk olsa da böyledir’ dedi.” (Müslim 137/218)
Günün Sözü;
Mevlana Celaleddin Rumi şöyle buyurdular;
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.