İftar ve sahur sohbetlerinin vazgeçilmezi, tebessüm ettiren Ramazan Nüktelerinden birkaç tanesini daha önce sizlerle paylaşmıştık. Ramazan'a özel latifeler olan nüktelerden yaptığımız ikinci derleme şu şekilde;
1) Bir Ramazan akşamı Bedestenli Ahmet Ağa'nın evine çok misafir gelmiş. İftar anında ev çatırdamaya başlayınca misafirlerden biri,
"Aman Ağa! Galiba çatıda bir sakatlık var. Sakın bir kaza olmasın!" der.
Ahmet Ağa:
"Efendim, çatı mübarek günü tesbih ediyor!.." cevabını verince misafir şöyle der:
"Aman Ağa! Tesbih ederken cezbeye gelip de secdeye kapanmaz inşaallah."
2) Keçecizâde İzzet Molla, bir iftarda obur bir adamın yanına düşmüştü. Adam kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırdıkça, İzzet Molla'yı sıkıntılar basıyor, midesi bulanıyordu. Obur adam bir ara elmasiye tatlısına öyle bir kaşık salladı ki koca bir parça sıçrayıp İzzet Molla'nın kucağına kondu ve titremeye başladı. İzzet Molla dayanamadı:
"Mübarek tatlı, şu obur adamın hışmından bana değil, Allah'a sığın!"
3) Eski zamanda bir mektebi teftiş eden bir müfettiş sınıfa girer..
Ders Kur‘an-ı Kerim‘dir. Bir öğrenciyi kaldırarak ismini sorar.
Öğrenci:"Fatih" diye cevap verir..
Müfettiş : "Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım.."..çocuk sureyi okur.
Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir.
Müfettiş yine sorar, "İsmin ne kızım?"
Çocuk cevap verir:
"Meryem ama arkadaşlar bana kısaca Kevser derler."