Kullarının günahlarını affetmek için tevbe kpısını daima açık tutarak tevbe etmeleri için fırsat veren, yine kulunu arınmış bir şekilde canını almak için temizlenebileceği gün, ay ve geceleri yaratan ve kullukta yükselmenin kapılarını kullarına açan rabbimize hamdolsun.
Kullukta arınma ve yükseliş için bol fırsatların olduğu on bir ayın sultanı olan ramazan ayına yaklaşıyoruz. Tıpkı efendimiz gibi biz de dua ediyoruz. “Rabbim sen bize recep ve şabanı mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır.” ( Camiü’s-sağir, 2/90) Yine hadislerdeki rivayetlerde Efendimizin Ramazan ayını ihya etmeye ayrı bir özen gösterirdiğini öğreniyoruz. Aişe (r.a) anlatıyor: ”Resulullah ramazan ayında diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha fazla çaba gösterirdi. Son on günde geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı.”(Müslim, itikaf 8; Ebu Davut Salat 318)
Öyle bir ramazan geçirmeliyiz ki bu bizim hayatımız için yeni bir başlangıç ve bir devrin kapanıp yeni bir devrin açılması gibi olmalı. Bu hissiyat ile oruç tutmalıyız. Ramazan ayına girmeliyiz. Efendimiz: Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.( Tirmizi, Cihâd 3, 1624) buyurmuştur. Ramazan ve oruç cehennemden kurtarır, kişiyi temizler ama senin de te-mizlenmek için çabalaman her biri elmas kadar kıymetli gün ve gecelerini değerlendirmen gerekir. Değerlendiremeyen ise büyük bir fırsatı kaçırmış ve mahrum bırakılmıştır. Onun için Efendimiz: “Bir gün minberde iken arka arkaya üç kere; ‘Âmin! Âmin! Âmin!’ buyurdular. Sonra da bu davranışının sebebini şöyle açıkladı: ‘Cebrail bana gelerek: ‘Ey Muhammed! Anne babasından birinin yaşlılığına yetiştiği halde, onlar sayesinde cenneti kazanamayana lanet olsun’ dedi. Ben de ‘âmin’ dedim. Sonra; ‘Ey Muhammed! Ramazan ayına kavuştuğu halde günahlarının affını sağlayamadan ölen kimseye Allah lanet etsin’ dedi, ben de ‘âmin’ dedim. Arkasından yine ‘Ey Muhammed! Senin adın yanında anıldığı halde sana salât-ü selam getirmeyen kimseye Allah lanet etsin’ dedi, ben de ‘âmin’ dedim.”(Taberani)
Yukarıdaki hadisten de anlaşılacağı üzere Ramazan ayı affedilmek için bir fırsattır. Bu sebeple ramazan ayında ibadetlere ayrı bir hassasiyet göstermek gerekmektedir. Bu ayda yapılan ibadetlerin tümü orucun faydalarını tamamlayıcı maksat ve nitelikte ve kulu yükselişte bir ay gibi kısa bir zamanda zirveye taşıyabilecek özelliktedir.
Ramazan ayını diğer aylardan ayıran, on bir ayın sultanı yapan efendimizin ibadete ehemmiyet vermesi, sadece bu aya has olan ibadetlerin mevcut olması, şeytanların zincire vurulduğu için hayır yolunun kolaylaşması, kadir gecesinin bulunması gibi sayabileceğimiz bir takım farklar vardır ki bu ayın ehemmiyetini artırmıştır. Ramazan ayında nefsimizi terbiye ederek yükseldiğimiz gibi ibadetlere de ayrı bir önem vermeliyiz. Ramazan ayında ibadetleri yaparken kazandığımız alışkanlıkları ramazan sonra da devam ettirmeliyiz.
Şimdi ramazanda bizi Rabbimize daha da yakınlaştıracak ibadetleri tek tek ele alalım.
1) Oruç: Oruçla nefis terbiyesi elde edilebilir. Seyri suluk nefis terbiyesinde oruç ibadetine ayrı bir ehemmiyet vermektedir. Arzu edilen nefis terbiyesinin gerçekleşebilmesi için iftar ve sahurda da aç gözlü hareket etmemeye dikkat etmelidir. Nasıl olsa oruç tutuyorum diyerek iftar ve sahurda ölçüye dikkat etmemek nefsi terbiye etmede ramazan ayından ve oruçtan faydayı azaltacaktır. On bir ay boyunca dilediği gibi yeyip içen ve nefsinin terbiyesini ihmal eden kişi oruçta ölçüye dikkat ederse nefis terbiyesinde mesafe kat edecektir.
2) Gece ibadeti ve sahur: Sahur bu ümmete bir bereket olduğu gibi gece ibadetinde alışkanlık kazanmak için de bir fırsattır. Efendimiz: “Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler.” (Müsned, 3:44) buyurmuştur. Kalp huzuru ile bir ibadeti ikame için gecenin bir saatinde kalkmanın manevi hazzı ancak sahurda ve gece ibadetinde elde edilebilir. Berekettir çünkü uyku ile geçirilen gece sahurda ibadet ile hayat bulacaktır.
3) İnfak: oruç tuttukça kalbi incelen, yumuşayan, iman kalbine diğer ibadetler ile ılık ılık akan kul gece uykusundan severek verdiği ve vaktinden Allah için ibadete cömertçe vakit ayırdığı gibi malından da cömertçe vakit ayıracaktır. Yine Buharî’nin naklettiği bir hadîse göre her zaman cömert ve fakir, fukaraya karşı merhametli olan Rasul-i Ekrem (sav)’in cömertliği ramazanda doruk noktasında olurdu.
4) Kuran okumak: Kuran bu ayda indirildiğinden ve efendimizin Cebrail(a.s.) ile bu ayda Kuranı mukabele ettiğinden Kuran okumaya bu ayda ayrı bir özen göstermek gerekir. Ama unutmamak gerekir ki asıl olan “Kuranın indirildiği bu ayda Kuranın mesajını ve davasını anlamaya çalışmaktır.” Ashabın alimlerinden Abdullah İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: “Resulullah s.a.v. insanların en fazla cömert olanı idi. Onun bu cömertliği ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil a.s. karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil a.s. ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Resulullah s.a.v. ile buluşur, Resulullah s.a.v. ona Kur’ân’ı arz ederdi. Resulullah Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert ve daha faydalı olurdu.”(Buhârî, Savm,7; Müslim, Fedâil,50; Nesâî, Sıyam,2)
5) İtikaf: Kulun Rabbine ”Allahım senin kapına geldim affına muhtacım.” Diyerek yakarışıdır itikaf. Bir yıl boyunca unuttuğu kalbine derinlemesine bir eğiliştir itkaf. Bin aydan hayırlı olarak kuranın ifade etiği bir geceyi kaçırmamak için yapılan bir ibadet itikaf. Bu gün Efendimiz(S.A.V)’in unutulan bir sünnetidir itikaf. Artık bir ay boyunca ibadete sarılan kul mütevazi bir şekilde bir mescide Rabbinin huzurundadır. Amellerine değil Rabbinin merhametine güvenerek ister. Kapıyı adete ısrarla çalarak affedilmeyi bekler.
Daha burada ele almadığımız tevbe, tesbihat, dua vs. birçok ibadet Ramazan ayında öne çıkmaktadır. Ramazanda elde ettiğimiz bütün bu hayır, kalp hallerini ve ibadetlerdeki alışkanlıkları Ramazandan sonra da devam ettirmeliyiz.
Rabbimiz bizlere Ramazanı affolunmuş olarak tamamlamayı nasib etsin.