“Kendisini ekonomist diye lanse eden Sayın Cumhurbaşkanı bırakın hep birlikte çukurun içine girmeyi; bizi kuyunun dibine attı”
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Şu anda ülke olarak hırsızlık, yolsuzlukta Avrupa birincisiyiz. OECD ülkeleri arasında ikinci, G20 ülkeleri arasında dördüncüyüz. Bu utanç bu ülkeyi yönetenlere yeter. Utanmalılar” dedi.
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, parti genel merkezinde yapılan basın toplantısında konuştu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Çayır, şunları söyledi:
“Koyun değil, canlar giderken siz seyredip duruyorsunuz”
“Bugün 33 gün olmuş, Ankara’nın orta yerinde bir can katledilmiş. Ne yazık ki hala sır perdesi aralanmamış. Ötesi berisi ortaya çıkarılmamış. MHP Genel Merkezi’ne 2 kilometre, Beştepe’ye beş kilometre bir yerde bir can katlediliyor. Katledilen bu canın ‘neden katledildiği, arkasında kimler var, kimler yok, sebep ne’ bunlarla ilgili bütün sorular cevapsız. İnsan düşünmeden edemiyor. Hani Fırat’ın kıyısında bir koyunu kurt kapsa ondan sorumlu olacaktı ülkeyi yönetenler? Kendilerini sorumlu hissedeceklerdi. Ne oldu? Koyun değil, canlar giderken siz seyredip duruyorsunuz. Sebep ne? Neden bu işin aslı arkası, karanlık kalmış ne kadar noktası varsa; açıklamak yerine susmayı tercih ediyorsunuz. Sanki olay öylesine faili meçhullere karışsın diye bir duruş sergiliyorsunuz. Sebep ne? Gelecek ile ilgili kaygılarınıza bir kötülük mü gelecek? Yoksa şu veya bu şekilde karanlıkta kalmasını istediğiniz hususlar mı var? Herkes bilsin ki eğer yaşanılabilir bir Türkiye’de hep beraber yaşamak istiyorsak; canımız ve malımız mutlaka emin bir halde olmalıdır. Geleceğimizden kaygı duymadan yaşamalıyız. Endişe duymadan sağımıza, solumuza bakmalıyız. Velev ki bir şey olduğunda adalet bunun gereğini yapmalıdır. Yapmazsa ne olur? Umutsuzluk olur, gelecekler ilgili hayallerimiz kaybolur. Sinan Ateş suikastı mutlak anlamda aydınlatılmalıdır.
“Kendisini ekonomist diye lanse eden Sayın Cumhurbaşkanı bırakın hep birlikte çukurun içine girmeyi; bizi kuyunun dibine attı”
Bu anlayışlarla ülkeyi yönetmek gerçekten zor. Türkiye batağa doğru gitmektedir. Kendisini iktisatçı, ekonomist diye lanse eden Sayın Cumhurbaşkanı bırakın hep birlikte çukurun içine girmeyi bizi kuyunun dibine attı. Nefessiz bıraktı. Çıkmış, hiç gerçeklerle alakası olmayan, hakikatle yan yana durmayan vaatlerle, para basarak, borçlanarak bizi idare etmeye çalışıyor. Yeni bir şey var mı? Yok. Faizi indiriyor, emirle. Hayatın pahalılıktan kurtulacağını sanıyor. Emirle faiz iner mi? Nerede yaşıyorsun sen? Yüzde 9 yapmışlar Merkez Bankası faizini. Soruyorum, buradan Türk milletine. Bankaya vardığınızda banka size yüzde 9 ile para veriyor mu? Yok. Kaç ile veriyor? Yüzde 30’la, 40’la veriyor. O halde faiz sebep, enflasyon sonuç hikayedir. Bilmediğiniz şeyi bilenlere soracaksınız. Bilmediğiniz şeyi ‘bilmiyorum’ diyeceksiniz ki bilenlerle istişare edeceksin.
“Türkiye ne yazık ki birbirini aratan iktidarlara sahip”
Şartlar ne olursa olsun; yolsuzluğu, arsızlığı, hırsızlığı hayatımızdan çıkarmak zorundayız. Çıkarmazsak ne olur? Geçmişte yaşanan neyse gelecekte de yaşanan o olur. 140 yıllık ezberden bahsederken boşuna bahsetmiyoruz. Türkiye ne yazık ki birbirini aratan iktidarlara sahip. Yani birbirinin kopyası iktidarlara sahip. Gelen gideni arattırıyor. Geliyor adam ‘Hırsızlık, yolsuzluk bu ülkenin kaderi olamaz’ diyor. Sonra 20 yıl sonra kader yapıyor. Bu yasaklar, bu baskılar ‘Neyin nesi’ diye bas bas bağırıyor. Kendisi başa geçince, sopayı eline alınca aynı sopayla başkalarını dövmeye çalışıyor.
“Yolsuzlukta Avrupa birincisiyiz”
Şu anda ülke olarak hırsızlık, yolsuzlukta Avrupa birincisiyiz. OECD ülkeleri arasında ikinci, G20 ülkeleri arasında dördüncüyüz. Bu utanç bu ülkeyi yönetenlere yeter. Utanmalılar. Yönettikleri ülkenin hali ortada. Avrupa ülkeleri arasında yolsuzlukta birinciyiz. Üretimde, adalette, insani yaşamda değil. Ülkeye bakar mısın? Ne hale getirmişler ülkeyi.”