Reza Zarrab tanık olduğu davanın ikinci oturumunda ifade verdi

ABD’de İran’a yönelik ambargonun delinmesi iddiasıyla görülen davada İran ve Türk vatandaşı Reza Zarrab, dün tanık olarak ikinci kez jürili duruşmaya çıktı. Bir önceki duruşmaya mahkum kıyafetiyle çıkan Reza Zarrab, bu kez mahkemeye sivil kıyafetle gitti.

Eklenme Tarihi: 01 Ara 2017
8 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Reza Zarrab tanık olduğu davanın ikinci oturumunda ifade verdi

ABD'nin İran'a yönelik nükleer yaptırımlarını Amerikan bankacılık sistemini kullanarak ve Türkiye'de hükümet yetkililerinden yardım alarak delmekle suçlandığı davada tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab dün de ifade vermeye devam etti.

Zarrab, "Süleyman Aslan'a rüşvet vermek, Zafer Çağlayan'a rüşvet vermekten daha önemliydi. Nihayetinde kapının asıl bekçisi Aslan'dı" dedi. Zarrab, Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’e Çin’deki bankalara referans olması için 100 bin dolar rüşvet verdiğini de iddia etti.

Duruşmada ilk kez telefon kayıtları dinlendi.

Reza Zarrab'ın Mehmet Hakan Atilla'nın süreçteki rolüyle ilgili açıklamaları soru işaretleri yarattı.

Duruşmayı izleyen gazetecilerden Katie Zavadski, "Zarrab'ın ifadelerinden Süleyman Aslan'ın Atilla'yı yanına çağırarak bu işi yapmasını istediği ve Atilla'nın fikir babasından çok bu büyük oyunda bir piyon olduğu anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.

Perşembe günkü oturum sona ererken, tartışılan bir konu da Zarrab'ın dinletilen ses kayıtları ve WhatsApp mesajlaşmalarıydı.

Duruşmayı izleyen gazeteciler, kayıtların Türkçe olması nedeniyle çevirilerin tamamına erişebilmiş değil.

Savcı ve avukatların dökümler ve ibraz edilen belgelerin kamuya açık hale getirilmesine yanaşmadığı ifade edildi.

Yargıç Berman ise, "Bence ibraz edilen belgeler erişime açık olmalı" dedi.

Duruşmayı izleyen gazeteci Klasfeld, Zarrab'ın ifadesinin tahmin edilenden daha çok zaman alabileceğini söyledi.

Reza Zarrab, kendisine sorulan bir diğer telefon görüşmesi üzerinden, Ahmet Alacacı isimli kişinin de kendisiyle aynı işi kimseden komisyon almadığı için daha düşük fiyattan aldığını ve Alacacı’nın hesaplarını kapatmayı Süleyman Aslan’la görüştüklerini anlattı.

Zarrab, “Ahmet Alacacı kârın bir kısmını Zafer Çağlayan’a verdiğimi ve kendisi kimseye ödeme yapmadığı için benim masraflarımın kendisininkinden daha yüksek olduğunu biliyordu. Bu nedenle Alacacı’nın hesaplarını kapatmayı Aslan’la konuştum” dedi.

Zarrab, jüriye dinletilen bir telefon kaydında, Atilla’ya yeni yönetim içeriğini açıkladığını söyledi. Buna göre Zarrab ses kaydında, altından farklı olarak gerçek bir ticaret yapılmayacağını söyleyince, Atilla konuyu incelemek istediğini belirtti.

Zarrab ifadesinde, “Süleyman’a gidip Hakan’la konuştuğunu ve onun konuyu tam olarak anlamadığını söyledim” diye konuştu. Zarrab, Süleyman Aslan’ın buna rağmen işlemlere onay verdiğini sandığını söyledi.

Zarrab, yardımcısı Abdullah Happani ile bir ses kaydını açıkladı. Kayıtta, ABD’nin altın ticaretinin farkına vardığından söz edildi. Telefon kayıtlarında, Süleyman Aslan'ın altın ticaretinin sona ereceği konusunda bir uyarı yaptığı ve "Gıda, ilaç ve benzer mallara yönelik devasa bir talep var" diye yazdığı iddia edildi.

Reza Zarrab'ın Mehmet Hakan Atilla'yla ilgili ifadesinden:

"Hakan Atilla'ya ulaşmamız gerektiği ya da onun bize ulaşmaya ihtiyaç duyduğu birçok durum oldu"

Savcı, Süleyman Aslan'a ait olduğu iddia edilen bir mesajı yeni bir kanıt olarak sunuldu. Duruşmada dinlenen Reza Zarrab ve Mehmet Hakan Atilla arasındaki ses kaydının mahkeme kayıtları arasına girdiği için erişime sunulacağı açıklandı. Zarrab konuşmada Atilla’nın ‘İran’dan gönderilen mebla ve Halkbank’a gönderilmesi için gelen bu paraları gönderen şirketlerle ortaklık yapısından’ söz ettiğini belirtti. Atilla’nın avukatlar tercümeye itiraz ederek konuşmanın hisseler ile ilgili olduğunu savundu.

Hakan Atilla'nın avukatı Fleming, sunulan yeni belge ve telefon kaydı belgelerine "şayia ve dayanaksız" olduğu gerekçesiyle itiraz etti. Duruşmaya 5 dakika ara verildi.

İddia makamı, Zarrab ve Aslan arasındaki Whatsapp mesajlarını kanıt olarak sundu. Savcının "Süleyman Aslan'la Whatsapp üzerinden neleri konuşuyordunuz?" sorusu üzerine Reza Zarrab, "Genel olarak, hassas konuları, özel konuları ve önemli konuları WhatsApp üzerinden konuşuyorduk" dedi.

Zarrab'ın "Elimize ulaşan para tutarına eşdeğer miktarda altın ihracatı yapmamız gerekiyordu, eğer isterlerse şema üzerinde gösterebilirim" diyerek şema önerisi sunmasına, hakim Berman "şimdilik sanat şovu istemiyorum" dedi.

Davada, Zarrab ve Rüçhan Bayar isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesine ilişkin bir transkripsiyon konuşuldu. ABD'li gazeteci Adam Klasfeld'in aktardığına göre Zarrab, şöyle konuştu:

"Bayar, 'Çin bankalarındaki kontaklarımızın Halkbank'ta yapılan işlemin aynısı Çin'de yapılmasına kesinlikle izin verilmediğini söyledi"

Reza Zarrab, İran’la iş yapması nedeniyle Çin’de sorun yaşadığını ve Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istediğini iddia etti. Reuters’ın haberine göre Zarrab, Muammer Güler’in kendisine Çin bankalarına referans mektubu yazması için oğlu Barış Güler’e 100 bin dolar verdiğini söyledi.

Zarrab'ın Çin'de kurduğu şirkete ilişkin bilgiler ve Çin'deki bankalara yazılmış mektupların taslaklara ilişkin görüntüler yer aldı. Zarrab, Çin'deki işlemlerin Türkiye'den daha sıkıntılı olduğunu çünkü İran'la ilgili işlemler konusunda Çinlilerin gergin olduğunu söyledi.

Zarrab'a "Halkbank'ta uygulandığınız sistemi başka bir ülkede uygulamayı denediniz mi?" sorusu yöneltildi. Zarrab, buna 'Evet' cevabını verdi. Zarrab, "Hangi ülkede?" sorusuna ise "Çin" cevabını verdi.

Belgelerde, Süleyman Aslan’ın isminin ilk harflerinin yanında 2 milyon euro ödemenin bilgisinin yazıldığı bilgisi verildi. Reza Zarrab, davanın tek tutuklu sanığı olan Mehmet Hakan Atilla’ya rüşvet verip vermediğine ilişkin soruya “Hayır buna ihtiyacım yoktu. Zaten ekonomi bakanına ve genel müdüre veriyordum” yanıtını verdi. Zarrab, tutuklu olarak yargılanan Hakan Atilla'ya hiçbir zaman rüşvet vermediğini, Atilla'nın da böyle bir talebinin söz konusu olmadığını söyledi.

Zarrab: "Zafer Çağlayan'a İran ticareti konusunda yüzde 50 ödeme yaptım. Bu kazançların toplamı hesaplanacaktı" dedi. Zarrab'ın Çağlayan'a gönderdiği belirtilen paranın belgesi mahkemede gösterildi.

Zarrab, "Süleyman Aslan'a rüşvet vermek, Zafer Çağlayan'a rüşvet vermekten daha önemliydi. Nihayetinde kapının asıl bekçisi Aslan'dı" dedi.

Süleyman Aslan ile bir görüşmesinde, Aslan'ın kendisine çok risk aldığını, endişeleri olduğunu, geleceğini garanti almak istediğini söylediğini aktardı ve "Zafer Çağlayan talimat veriyor ama tüm yükü ben alıyorum dedi. Aslan, yaptıkları işlemlerin Amerikalıların gözlerine battığını, sürekli uyarılar aldıklarını anlattı. Geleceğine ilişkin çekinceleri olduğunu söylüyordu. Kendisi bu işten pay, para istiyordu" dedi. Aslan'a “bakıp döneceğim” karşılığı verdiğini anlatan Zarrab, Zafer Çağlayan'dan onay aldıktan sonra Süleyman Aslan'a da rüşvet vermeye başladığını söyledi. Zarrab, İranlıların bankalardan kendilerine doğrudan transfer yaparak kendisini aradan çıkarmak istemesinden endişe duyduğunu anlattı. Zarrab, bunun yaşanmaması için de Süleyman Aslan ile çalıştığını söyledi.

Dava ile ilgili ses kayıtları dinlendi. Zarrab savcılığın belge olarak sunduğu tüm telefon ses kayıtları ve e-postaların gerçek olup olmadığı, içeriklerinin doğru olup olmadığı, kendi konuşmaları ve yazışmaları olup olmadığı sorularına "Evet, içerikleri doğru, konuşmalar ve yazışmalar benim" karşılığını verdi.

Davayı takip eden gazetecilerin aktardıklarına göre, duruşmanın çeviri nedeniyle ağır ilerlediği ve simultane tercüme yapılamadığı belirtiliyor. Savcı sorusunu sorduktan sonra sustuğu, tercümanın da çeviriyi yaptığı öğrenildi.. Zarrab'ın da cevabı verdikten sonra aynı şekilde çeviriyi beklediği ve savcılığın soru sormaya devam ettiği belirtildi.

Savcı, Reza Zarrab'a "Dönemin Başbakanı kimdi?" diye sordu. Zarrab, "Recep Tayyip Erdoğan'dı" diye yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adı ilk defa davada geçti.

Reza Zarrab, şirketinin banka kayıtlarının zaman zaman bizzat Çağlayan tarafından kontrol edildiğini öne sürdü. Zarrab, mahkemede konuyla ilgili "Zafer Çağlayan hesap ekstrelerini bizzat kontrol ettiyordu. Çağlayan'ın bilgisi dışında hiçbir şey yapmadım" dedi.

Zarrab, Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın Hindistan’la ilgili konuda aldığı büyük riskten ötürü rahatsız hissettiğini söyledi. Zarrab, "Bir şekilde geleceğini garanti altına almak istiyordu" ifadesini kullandı. Zarrab, Süleyman Aslan hakkında, “"Amerika’dan, İranlıların işlemlerine dair endişe konusunda sürekli uyarı alıyordu" dedi. Bu sözleri Zarrab, 'Süleyman Aslan para istiyordu' diye yorumladığını anlatan Zarrab, Halkbank Genel Müdürü Aslan'a rüşvet vermek için Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın iznini alması gerektiğini söyledi. Zarrab, “Şunu söylemeye çalışıyorum, Aslan'da Zafer Çağlayan gibi para istiyordu” dedi. Zarrab, Süleyman Aslan'ın kendisine, "El eli yıkar, elde yüzü yıkar" dediğini söyledi. Zarrab, yargıçın bu cümlenin ne demek olduğu sorusuna ise "Bu, Süleyman Aslan'ın yardımına karşılık rüşvet istediği anlamına geliyor" cevabını verdi.

Mahkeme salonunda bulunan ve olayı canlı aktaran ABD'li gazeteciler, Zarrab'ın ifadesinde, diğer bir Türk bankasından onay aldıktan sonra Süleyman Aslan'a giderek bu şemanın kendileri için uygun olduğunu söylediğini iddia etti. Zarrab, "İşlemlerin TL üzerinden yapılması gerekiyordu ki ABD ya da Avrupa’nın haberi olmasın. Halkbank'ın uluslararası bankacılık düzenlemeleri konusunda bir kaygısı yoktu" ifadesini kullandı.

Reza Zarrab, Hindistan’ın ödemelerine dair işlemlerde Arap Turk (A&T) bankasının da kullanıldığını söyledi. Kendisine Arap Türk bankasında çalışan Özgür Eker isimli bir kişiyle telefon konuşması soruldu. Şemasının önünden konuşan Zarrab, Hindistan’ın ham petrol parasını Halkbank’a yatırdığını, Halkbank’ın bu paranın kaynağını gizlemek için TL’ye çevirerek EFT yoluyla Arap Türk Bankası’na gönderdiğini, oradan da Zarrab’ın hesabına yatırıldıktan sonra altın alındığını aktardı.

Zarrab, Mehmet Hakan Atilla ve Süleyman Aslan’ın da katıldığını söylediği ve İranlılarla yapılan bir toplantıda, İran’dan ham petrol alan Hindistan’ın Halkbank’taki bir hesaba nasıl ödeme yapacağının ve bu parayı nasıl kendisinin ‘altına çevireceğinin’ ele alındığını anlattı. Zarrab, "İranlılar Hindistan'a yapılan petrol satışında baskı yaptı ve Halkbank'tan uluslararası ödemelerini yapmalarına olanak verilmesini istedi" ifadesini kullandı. Zarrab, Halkbank ve İranlı yetkililer arasındaki görüşmelerden birinde, "toplantıya katılanların bu planların medyaya sızmasından endişe edildiğini" dile getirdiğini ifade etti. Zarrab, Süleyman Aslan’ın ‘mevcut sistem' dediğini ve bu sözlerle muhtemelen kendisini kast ettiğini söyledi.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın ve tutuklu olarak yargılanan eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın İranlı petrol yetkilileri ile yapılan toplantılara katıldıklarını anlatan Zarrab, bir soru üzerine "Swissotel'den Halkbank Genel Müdürlüğü binasına gitmemiz gerekti toplantı için. Ama trafik çok yoğundu. O dönem, İstanbul Trafik Şube Müdürünü olan Murat Şengün'ü aradım, emniyet şeridini kullanmak için izin istedim" dedi.

Zarrab’a, Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Özel Kalemi Onur Kaya ile yaptığı bir telefon konuşması soruldu. Zarrab, kaydı nasıl alındığı belirtilmeyen bu konuşmada, Kaya’yla, İranlılarla bir toplantı düzenlemeyi ele aldıklarını söyledi. Zarrab, "Çağlayan ve İranlılar arasında benim de katıldığım çok sayıda toplantı yapıldı" dedi.

Reza Zarrab, yasa dışı altın ticaretinde Hindistan, Çin, Kore ve İtalya’yla da temasları olduğunu anlattı. Zarrab, ‘adını hatırlayamadığı’ bir Hint şirketinin temsilcileriyle İran’a ait fonları ülke dışına çıkarmak için 2012’de toplantı yaptığını söyledi.

Zarrab sivil kıyafet giymesinin hâlâ bir mahkum olmadığı anlamına gelmediğini söyledi. Savcı, "FBI neden sizi koruma altına aldı?" sorusu üzerine Zarrab, "Hapishanede şahsıma yönelik tehditler nedeniyle halen FBI gözetimindeyim " dedi.

Zarrab, savcının “Farklı giysiler giydiğinizi görüyorum” demesi üzerine, "Evet avukatlarım sayın yargıcın izniyle sivil kıyafetler giyebileceğimi söyledi. Onların aldığı giysileri giyiyorum" yanıtını verdi.

REZA ZARRAB İLK İFADESİNDE NELER SÖYLEMİŞTİ

Jürili ilk duruşmada "(ABD ile) işbirliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu" diyerek ifade vermeye başlayan Reza Zarrab, eski Bakanlar Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış’a ilişkin dikkat çeken iddialarda bulunmuştu. Ayakları kelepçeli ve hapishane giysisiyle tanık koltuğuna oturtulan Zarrab, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini söylemişti. Zarrab, Aktif Bank'ta hesap açmasına eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın yardımcı olduğunu ifade ederek, "Aktif Bank Genel Müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım, günlük 5-10 milyon euro işlem hacmiyle açıldı" şeklinde konuşmuştu.