Eğitimci-Yazar Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım, Cumartesi günü bayanlara yönelik yapmış olduğu tefsir dersini internet üzerinden canlı olarak gerçekleştirmeye başladı. Hocahanım, Tefsir Dersi sonunda internet üzerinden kendisine yöneltilen “Erdoğan’ın İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini ve İslam’ın 14 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız şeklindeki açıklamasını ve sosyal medya ile kamuoyundan büyük tepki alması neticesinde bu konuşmalarına açıklık getirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, “Bu acayip bir açıklama biz normalde bu açıklamayı kimlerden duyarız; tamamen laikliği benimsemiş o cenahtan… Eğer bu açıklamayı o cenahtan biri yapsaydı bugün Türkiye'de yer yerinden oynardı” diyerek İslami camianın bunu konuşmaya cesareti olmadığını ifade etti.
Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım'ın açıklamasının tamamı;
ÇOK ACAYİP BİR AÇIKLAMA
Çok acayip bir açıklama, bu açıklamaya ancak böyle diyebilirim. Duygularımızı da konuşmak gerekirse ben çok şaşırdım. Evet, birçok meselede bazı problemler var bir meselenin bu noktaya kadar gelmesi, böyle bir talihsiz bir açıklamanın yapılması gerçekten şaşkınlık verici bir durumdur. Çok da tepki gösterildi yani halkın ne düşündüğünü bilemiyoruz ama birçok hoca bu noktada sosyal medya üzerinden (başka bir yerden açıklama yapamıyorlar, biliyorsunuz televizyonlar kimlerin elinde belli) açıklama yaptı.
BU AÇIKLAMAYI O CENAHTAN BİRİLERİ YAPSAYDI BUGÜN TÜRKİYE'DE YER YERİNDEN OYNARDI
O açıklama tepkilerden dolayı yeni bir açıklama geldi. Başta ilk konuşma öyleydi hatta “Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok Hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele” dedi.
Bu acayip bir açıklama… Biz normalde bu açıklamaları; tamamen laikliği benimsemiş o cenahtan duyarız. Şöyle düşünüyorum, eğer bu açıklamayı o cenahtan birileri yapsaydı, bugün Türkiye'de yer yerinden oynardı…
Herkes, “Ne oluyor, bu ne diyor? Bu lafın ucu nereye varır?” derdi. Ama bu açıklama, o cenahtan değil de bizim cenahtan gelince insanlar şok geçiriyorlar. Bence içlerinden, “Ne oluyor, nereye gidiyoruz?” diye geçiriyorlar ama açıkçası acayip bir dönem yaşadığımız için insanlar konuşamıyorlar, buna cesaret edemiyorlar. İçleri belki kaynıyor ama bunu ifade etmeye çekiniyorlar. Ben, İslami duyarlılığı olan herkesin bu açıklamanın neticesinde içinin kaynadığını hissediyorum “Ne oluyoruz nereye gidiyoruz?” diye bin tane soru işaretinin akıllarda oluştuğunu zannediyorum. Çünkü öyle böyle bir açıklama değil.
Daha sonra Mecellenin kuralını söyleyerek toparlamaya çalıştı; “Herkesin zamana göre hükümlerin değişmeli olduğunu işte o zamanki şartlara göre hükümlerin değiştiğinin normal olduğunu söyledim” gibi birtakım sözler sarf etti.
İSLAM'IN KENDİSİ DE AHKÂMI DA ÇAĞLAR ÜSTÜDÜR
Kıymetli kardeşlerim, İslam'ın kendisi de ahkâmı da çağlar üstüdür. Kur'an ve sünnetin kendisi de, ahkâmı da, hükümleri de çağlar üstüdür. Dolayısıyla sen İslam'ın hükümlerini, ahkâmını çağa göre değiştiremezsin. Eğer bu hükümler direkt olarak Kur'an ve sünnet kaynaklı hükümlerse asla bu noktada yorum dahi yapamazsın. Hükümler deyince ne devreye giriyor? Mesela; “başörtüsü bu çağa uymuyor” “Efendim Çağ değişti, uzaya çıkıyoruz işte onunla mı uğraşacağız…” diyemezsin. Bu o kadar genel bir konuşma ki, “1400 sene önceki hükümleri bugün çağa uygun şekilde güncellemek lazımdır” dediğinde bunun içine her hüküm girer.
HANGİ KAFAYA GÖRE, HANGİ HÜKÜMLER DEĞİŞECEK?
Gerçekten ciddi bir açıklama yapılması gerekiyor. Hangi hükümleri kastediyorsunuz, hangi hükümler bu çağa uymuyor? buna açıklama getirmeniz gerekiyor. Başörtüsü için de, çağa uymuyor, demiyorlar mı? Çağdışı demiyorlar mı? Diyorlar. Hangi kafaya göre, hangi hükümler değişecek? Bunu bir açıklamalı…
İSLAMİ KESİMİN KLİŞELERİNDENDİR; KUR'AN ÇAĞLARI ÜSTÜDÜR
Şimdi 21. yüzyılda hangi hükümler, 22. yüzyılda hangi hükümler kalkacak. O zaman çağa göre sürekli hükümler mi değişecek, haşa Allah bilmiyor da sürekli hükümler mi değişiyor? Biz yıllardır neyi konuşuruz, İslami kesimin klişelerindendir; “Kur'an çağları üstüdür” “Dünya yaşlansa da Kur'an gençleşiyor” lafları İslami kesimin sabit cümleleridir. Olmazsa olmazlarındandır. Dolayısıyla bu tarz cümleler bin tane soru işareti oluşturacaktır. Hangi hükümler kime göre değişecek?
Mesela bankacılık diyelim, o kadar çok bankacılık sektörü gelişti ki, 21 yüzyılda faiz apayrı bir sektör haline geldi. Şimdi faiz bu kadar yaygınlaşmış bu kadar kurumsallaşmış hatta halkın nazarında bile meşrulaşmış. O zaman bu laflar oraya da varır diyebiliriz. 21. yüzyılda faiz nasıl haram olacak, haram denilecek? Şimdi bu kadar faiz merkezli sistemler var faizle çalışıyor. Faiz bunların olmazsa olmazı dolayısıyla faiz bu çağa uymuyor mu diyeceksin, ne diyeceksin? Hangi hüküm hangi kafaya göre değişmeli? İslam hukukunda bir kural vardır; Nas olan konuda, Kur'an ve sünnetin açıkça bildirdiği konularda içtihat edilemez.
Eğer kastettiği şey, içtihat edilen konular değil “yani o hükümlerde bir değişiklik olmaz ama içtihad edilen konularda bir içtihad güncellemesi” diyorsa, bunu bu şekilde açıklamalıydı.
BU ÇOK ÇELİŞKİLİ VE TEHLİKELİ BİR İFADEDİR
Bundan yüz sene önce İslam âlimlerinden bazıları; “şapka küfürdür” dediler. Hatta o dönemde şapka kanunu çıktığında bazıları şapka için, alamet-i farika(küfür alameti) diyor ülkeyi terk ediyor. Çünkü bir Müslüman asla öyle şapka takmazdı, takanlar şöyle bakıverdiğinde şapkalı biri geliyor, ya Hristiyan’dır ya da Yahudi’dir” derlerdi. O zaman âlimler Kur'an sünnet ışığında içtihat ettiler, “Kâfire benzemek doğru değil. Dolayısıyla bu şapka caiz değildir” diyenler oldu. Şimdi bu içtihadi bir konudur şuanda hiç kimse “şapka takmak caiz değildir” diyemez çünkü şapka alamet-i farika olmaktan çıkmıştır. Şu anda öyle bir durum yoktur. Dolayısıyla böyle bir içtihadi durumda güncelleme lazımdır denilseydi anlaşılabilirdi ama öyle bir şey denmiyor. “İslam'ın hükümleri güncellenmeli” deniliyor. Bu çok çelişkili ve tehlikeli bir ifadedir…
İSLAM'IN HÜKÜMLERİ ASIL BU ÇAĞDA LAZIM
Sene 1998'de, bundan 20 sene önce, Süleyman Demirel TRT de bir programda çok açık bir şekilde; “Bu ahkâm ayetleri, hüküm ayetleri Kur'an'dan çıkartılmalı. 1400 sene evvelki hükümler bu çağa uymuyor” dedi. Sanki ne değişmişse… Sanki uzaya çıktık, hırsızlık bitti mi? Evler güzelleşti, hayat standardı yükseldi, ahlak düzeldi mi? Hayat düzeldi mi, hırsızlık, ahlaksızlık bitti mi, toplum tertemiz bir toplum haline mi geldi? 21. yüzyıla geldik de ne oldu? ‘İnsanın mı yapısı değişti, toplumların mı yapısı değişti?’ İnsanın da, toplumların da yapısı aynıdır dolayısıyla zannedildiği gibi şartlar değişmemiştir. İnsanın bulunduğu durum, fıtrat, suçlar, toplumların içindeki durum, toplumsal problemler aynıdır, değişmemiştir. Dolayısıyla onların dediği gibi şartlar değişmemiştir. Görüntüde bir takım değişiklikler var ama aslında insanın özünde de toplumların özünde bir değişiklik yoktur. Hatta daha felaket bir noktaya gelinmiştir, insanın da özü daha marazlı bir hale gelmiştir, toplumlar da, daha marazlı toplumlar hale gelmiştir. Hırsızlık da, zina da artmıştır, faiz almış başını gitmiştir. Dolayısıyla İslam'ın hükümleri asıl bu çağda lazım.
BİR TEK ÇARE İSLAM…
İnsan bazen bazı hükümleri özlüyor. “Ah İslam medeniyeti” diyorsun, Gerçekten toplumlar, gençler mahvoldu diyorsun… “Ah İslam medeniyeti olsa şimdi, nasıl her şeyi bir anda düzeltebilir” diyorsun.
Bir tek çare İslam… Bunu dünya âlem bilsin… Bu toplumların düzelmesinin çaresi İslam…
İslam'ın her şeyi; İslam'ın iman boyutu, ahlak boyutu, hukuk boyutu, her boyutu… Ahkâmı, hükümleri yani hukuku her şeyi… Bu toplumu düzeltecek yegâne formül İslam'da.
Birçok yazar, İslam'ın hükümleri değil, esas insanların kalpleri güncellemeli, imanları tazelenmeli, problem iman problemidir. Hükümde problem yok? 21. asrı Allah bilmiyor mu? Bu çağı Allah bilmiyor mu? Bilmedi de mi o hükümleri gönderdi? 6. Asra hitap eden ama 21. Asra hitap etmeyen hükümler mi gönderdi? Sabit hükümler mi gönderdi? Allah sabit hükümler gönderdi.
Kur'an ve sünnette olmayan meselelerde değişiklik olabilir, içtihat kapsamına girmeyen konularda elbette ki değişiklikler olabilir, içtihat kapısı kıyamete kadar açıktır. Elbette ki o mevzularda Kur'an sünnet ışığında içtihat yapılabilir. Dolayısıyla o konularda güncelleme olabilir ama bunun dışındaki hükümlerde güncelleme denildiğinde iş çok farklı bir boyut kazanıyor.