Sanal Hayatın Gerçek Hesabı

Müslüman gençlerin en çok düştüğü tuzaklar; Sanal âlemin hesaba çekileceğini unutmak, internette vaktini boş işlerle geçirmek, sosyal medyayı karşı cinsle etkileşime girmek için kullanmak, Alimleri kolayca tenkit etmek, uygunsuz fotoğraflar paylaşmak, haram görüntüler izlemek.

Eklenme Tarihi: 04 Ara 2016
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Sanal Hayatın Gerçek Hesabı

Müslüman gençlerin en çok düştüğü tuzaklar:

1.SANAL ÂLEMİN HESABA ÇEKİLECEĞİNİ UNUTMAK

Sayısız çirkinliğin yalnızca bir tık öteye taşınabildiği internet ortamı, Müslümanlar için de günahlara kolayca girebilecek bir ortam haline gelmiştir. Bu durumun başlıca sebeplerinden birisi de insanların sanal âlemde yaptıkları yanlışları, girdikleri siteleri “geçmişi” silerek kurtulabileceklerini sanmalarıdır. Kimi kazandırıyoruz? Asıl geçmişimizin Hesap Günü dürülmek üzere önümüze koyacağını bilmiyor muyuz? Sabahtan akşama kadar yaptıklarımızı kaydetmekle yükümlü melekler bize çoktan bir internet defteri açmıştır, değil mi? Şuan ne yapıyor olduğumuz, az önce neleri izliyor olduğumuz veya hepsinin öncesinde neleri keşfetmiş olduğumuzdan hesaba çekileceğiz! İğrençliklerin zirve yaptığı bu sanal âlemde gezinirken unutmayın ki karanlık bir gecede siyah taşın üzerindeki karıncayı gözeten bir Rabbimiz var! Eşinizden, dostunuzdan sakladığınız geçmişinizi O’ndan nasıl saklayacaksınız?

“Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir.”

2.İNTERNETTE VAKTİNİ BOŞ İŞLERLE GEÇİRMEK

“Eyvah, hem gençlik gitti, hem ömür gitti, hem müflis olarak kabre gidiyorum; keşke aklımı başıma alsa idim.”

Müslümanlar neden geri kaldı sorusunun cevabını çok da uzaklarda aramaya gerek yok sanırım. İnternet önümüzdeki tuzakların belki de ne tehlikelisi… Oyun oynamak, haram ve fuhşiyat içeren filmler izlemek, dünya ve ahirete bir fayda sağlamayacak işler peşinde koşmak… Bu önemsiz uğraşlar vaktin nasıl geçtiğini o an için unutursalar da iki cihan bir araya gelse, artık o kıymetli saatlerinizi bir daha geriye getirmeyecektir. Biraz dikkatli bir gözle baktığımızda tüm medyanın, internet dünyasının insanları buna çekmek için uğraştığınızı görebilir?

Gençlik heyecanını, enerjisini dava şuuruyla daha da artırabilecekken, öğrenebilecek birçok faydalı ilim varken, Müslüman gençler bir an önce kendine gelmeli, geçici dünyanın kıymetsiz eğlencelerine kapılmadan ömrünü Rabbi’ne ve O’nun yoluna adamalıdır.

3.SOSYAL MEDYAYI KARŞI CİNSLE ETKİLEŞİME GİRMEK İÇİN KULLANMAK

Hemen herkesin en az bir sosyal medya hesabına sahip olduğu günümüzde, bu yerleri kötü amaçlar için kullanan Müslümanların çoğaldığını görmek ne kadar üzücüdür! Özellikle dini paylaşımlar adı altında dönen “dindar” profilli kızlar ve erkekler arasında geçen “masum” konuşmalar şeytanın attığı birer oltadır. Gerçek hayatta namahrem olan kimse, sanal âlemde de namahremdir. Yani o kişilerle yüz yüze olmamanız takınmanız gereken edep çizgisini aşmayı gerektirmez! Herkesin birer televizyon yıldızı edasında süslediği profil fotoğraflarına bakıp da arkadaşlık istekleri göndermek, tanışma umuduyla özel mesajlar atmak Müslümanlara asla yakışmıyor. Sokakta gördüğümüzde bakışımızı önümüze eğmemiz gereken namahreme nasıl olur da arkadaşlık isteği gönderebiliriz? Gelin, kendimize çeki düzen verelim ve şeytanın bu tuzağına düşmeyelim. Hesabınızı asla kızlarla ve erkekle iletişime geçmek için kullanmayın. Facebook, Twitter, İnstagram ve diğer hesaplarınızı Kıyamet günü size fayda getirecek şekilde kullanın, aleyhinize olacak şekilde değil!

4.ÂLİMLERİ KOLAYCA TENKİT ETMEK

İnternette görmeye alışık olduğumuz manzaralardan bir diğeri de; ömrünü ilim tahsil etmekle geçirmiş âlimlere ve hocalara bir takım ‘klavye mücahidleri’nin “Bu hoca şöyledir, şucudur…”hükmü giydirmesidir.

“Hüküm vermek ancak Allah’a aittir; kendisinden başkasına değil” Yusuf 40

Hal böyleyken biz kim oluyoruz da oturduğumuz yerden o insanları tenkit etmeye kalkıyoruz? Herkes haddini, ilmini, konumunu bilip ona göre davranmalı. Özellikle ümmet olarak birbirimize daha çok sahip çıkmamız gereken bir zamanda böylesi eleştirilerle ancak Müslümanların arasını açmanın hesabını Allah’ın soracağını unutmamalıyız. Ben bir şeyleri düzeltmek istiyorum diyorsanız da bunu kimseyi rencide etmeden, fitneye sebebiyet vermeden o kişiye özel olarak iletebilir, tavrınızı buna göre takınabilirsiniz.

5. YAZI DİLİNDE GIYBET, KÜFÜR , HAKARET EDİLEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK

Efendimizin, “Buna sahip çık, cennet senindir” dediği dilin, karşısındakini incitmesi için yerinden kıpırdaması gerekmediğini hepimiz biliyoruz. Dilimizin görevini elimizin ifa ettiği günlerde, “Nasılsa direk ağzımdan çıkmıyor” düşüncesine kapılıyor olmalıyız ki, günlük hayatta salihler salihi(!)bir kul iken, yazı dilinde Nemrutlaşabiliyoruz. Neden? Çünkü karşıya verdiği etkiyi gözümüzle görmüyor, yaptığımız hasarın bilincine varamıyoruz. Belki de birçoğumuz hayır ben böyle yapmıyorum şeklinde düşünebilir, ancak inanın bu saydıklarımızı “eleştiri” adı altında o kadar çok yapıyoruz ki… Bir şeylere çok kızmış olabilir; bunu mümkün mertebe karşıdakini incitmeyecek şekilde dile getirmeye çalışamaz mıyız?

6.UYGUNSUZ FOTOĞRAFLAR PAYLAŞMAK

İnternet âleminde müslümanların kapıldığı bir başka akımda ne olduğuna, nereye gittiğine dikkat etmeden fotoğraflar paylaşmaktır. Özellikle hanımlar, kötü kimselerin eline geçebileceğini düşünmeden hesaplarına fotoğraf koymalarını meşru bir sebebe sığdırabilirler mi? Yalnızca kızlar değil, erkelerde paylaştığı fotolara dikkat etmeli, ego kabartmak, kendini beğendirmek için karşı cinsin dikkatini çekecek fotoğraflar paylaşmaktan uzak durmalıdır. Yüzümüzün değil birde ruhumuzun fotoğrafı çekilseydi paylaşmaya ne kadar heveslenirdik, bir de bunu düşünün.

7.HARAM GÖRÜNTÜLER İZLEMEK

Her yanımızı kuşatmış açık saçık kadın fotoğraflarıyla Müslümanlar olarak çetin bir imtihan vermekteyiz. Ancak yine kimse görmüyor düşüncesiyle girdiğimiz siteleri izlediğimiz görüntüleri kıyamet günü gözlerimiz haber verecek.

“O gün ki Allah onları diriltecekte bütün yaptıklarını kendilerine haber verecek, Allah onu bir bir saymış onlarsa onu unutmuşlardı. Allah her şeye şahittir.”(Mücadele 6)