Şardan: “MHP’li ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı”

Tolga Şardan: Çukurambar cinayeti ve yaşananlar “MHP’li ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı” T24 yazarı Tolga Şardan, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da cinayete kurban gitmesiyle ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı. Şardan’ın aktardığına göre cinayet soruşturması çerçevesinde MHP’nin bir isminin evinden yapılan gözaltı işlemi Ankara Emniyeti’nde krize neden … Şardan: “MHP’li ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı” Devamı »

Eklenme Tarihi: 03 Oca 2023
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 03 Oca 2023
Şardan: “MHP’li ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı”

Tolga Şardan: Çukurambar cinayeti ve yaşananlar

“MHP’li ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı”

T24 yazarı Tolga Şardan, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da cinayete kurban gitmesiyle ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı. Şardan’ın aktardığına göre cinayet soruşturması çerçevesinde MHP’nin bir isminin evinden yapılan gözaltı işlemi Ankara Emniyeti’nde krize neden oldu.

Şardan’ın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

Öncelikle belirtmek gerekir ki; Ateş’in öldürülmesi, faili kim olursa olsun Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nın konumu nedeniyle “siyasi bir cinayettir”, sıradan bir silahlı saldırı değildir. Cinayeti sıradanlaştırmak, hele ki mafya organizasyonuna dönüştürmenin ülkücü camia içindeki karşılığı çok farklı olur. Soruşturmayı yürüten polis ve savcılık bu durumun farkındadır umarım. Bu nedenle soruşturmayı sıradan cinayetleri soruşturma görevi bulunan Asayiş Şubesi yerine, siyasi olayları kovuşturan Terörle Mücadele Şubesi’nce yürütülmesi daha sağlıklı sonuç verebilirdi. Ancak; Ankara Adliyesi ile Ankara Emniyeti olması gerekeni değil, olmaması gerekeni tercih etti.Bu süreçte; soruşturmayı yürüten polis biriminin asıl sorumlusu Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın konumu çok dikkat çekici.Şöyle ki; Yılmaz, MHP Genel Merkezi ile “çok yakın” diyalog halinde olan bir AKP dönemi bürokratı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun MHP yönetimi ile olan yakınlığını sağlayan isim demek yanlış olmaz. Fakat aynı Yılmaz, öldürülen Sinan Ateş’le de yakın. Bir dönem sıkça teması vardı. Hatta Ateş’le “sabah yürüyüşleri” yapacak kadar yakın olduğu bizzat Ateş’in yakın çevresince ifade ediliyor.Tam bir “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” vaziyeti. İki arada, bir derede kaldı Yılmaz.

MHP Genel Merkezi, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, AKP yönetimi, Emniyet kaynaklarının sessizliği dikkat çekse de – ortaya çıkan bilgilerde MHP’yi işaret eden iddialar mevcut. Gazeteci Alican Uludağ, MHP İstanbul İl Başkanlığı yöneticisi ve Eski Ülkü Ocakları Maltepe Şube yöneticisi Ufuk Köktürk’ün gözaltına alındığını hafta sonu duyurdu. Böylelikle suikast soruşturmasında ilk kez MHP gölgesi belirdi.Kaldı ki, söz konusu bilgilendirmeye karşın, soruşturmacı birimlerden aksi bir açıklama gelmemesi dikkat çekici.Yeri gelmişken, kulislerde konuşulan iki iddiayı aktarayım.

İlki, soruşturma çerçevesinde MHP’nin bir isminin evinden yapılan gözaltı işlemi. Bu ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı. Yapılan gözaltı işleminden Emniyet Müdürü Yılmaz’ın bilgi dışında olduğu ve sonrasında söz konusu kişinin serbest bırakıldığı emniyette dilden dile konuşuluyor dünden bu yana.İkincisi ise, olayın ardından bir Suriyeli’nin gözaltına alınması. Altındağ’dan yaşayan ve “515 çetesi” adıyla bilinen grubun elemanı olduğu belirtilen Suriyeli’nin neden gözaltına alındığı ve sonrasında hangi gerekçeyle serbest bırakıldığı muammaya dönüştü.Olayla ilgili gözaltında olduğu ifade edilen şüpheliler, Büyüteç’i yazdığım dün akşam saatlerine kadar Ankara Adliyesi’ne çıkarılmamıştı. Gözaltı süreci tamamlandığında nasıl bir tablo karşımıza çıkacak acaba?