Sarıkamış Harekâtı'nın bugün 106. yıldönümü. Osmanlı Devleti tarafından, dönemin Çarlık Rus devletine karşı başlatılan Sarıkamış Harekatı, tarihimizin en acı savaşlarından birine sahne oldu. Sarıkamış'ta vatan savunması için zor koşullarda yola koyulan 60 bin vatan evladı, taktiksel hata sonucu donarak şehit oldu. Ruhları şad olsun.
Fotoğraflarla Sarıkamış Harekâtı
Kahraman Mehmetçik bundan 106 yıl önce 1914'te bu topraklar için kar, kış, ayaz demeden, emre itaat edip yollara düştü.
Osmanlı Devleti, Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından Birinci Dünya Savaşı'na girmek zorunda kalmıştı. Ancak Balkan Savaşı'ndan yeni çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalındı.
Osmanlı donanmasına bağlı Yavuz ve Midilli gemilerinin Sivastopol'u bombardımanının ardından 1 Kasım 1914 günü Rus Ordusu hududu geçerek baskın tarzında taarruza başladı.
Ancak ağır zayiat veren 3'üncü Türk Ordusu, geri çekilen düşmanı takip edememiş; daha elverişli bir arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekilmişti.
Avrupa'da savaşın mevzi harbine dönüşmesi ve Galiçya'da Avusturyalıların Ruslar karşısında zor durumda kalmaları üzerine Başkomutan Vekili Enver Paşa, müttefiklerin Avrupa'daki yükünü hafifletmek için "Alman Başkomutanlığının da etkisiyle" Doğu Cephesi'nde Rusların imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar verdi.
Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) Doğu Anadolu'da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya'ya aktarılmasına imkan veriyordu. Enver Paşa, bu amaçla 14 Aralık 1914'te İstanbul'dan Köprüköy'e geldi. Taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3'üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'yı görevinden alarak 3'üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine aldı.
Bu harekâtı icra edecek 3'üncü Ordu; 9, 10 ,11'inci Kolordular ve 2'nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3'üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler.
Geri dönmeyi düşünmediler!
22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış-Muharebeleri'nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış'ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını planlıyordu.
Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskliydi. Özellikle 10'uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları'nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir.
Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak vefat etmiştir. Sarıkamış'a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri püskürtülmüş, bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915'te 3'üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa'ya devrederek İstanbul'a gelmiştir.
Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30 bin, Türklerin zayiatı ise 60 bin idi. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak elde etmişlerdi. Savaş sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kaldı.
Sarıkamış Harekâtı ile ilgili haberler, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiğinden burada olup bitenler çok sonraları açıklığa kavuşturulmuştur.
Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur.
Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir.
Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.