Bir süredir Ukrayna Savaşı’nın Avrasya coğrafyasında ciddi kırılmalara yol açmakta olduğunu yazıyorum. Bunun en büyük belirtisi de birçok ülkenin yaşamsal güç kaynağı olan ulaştırma/lojistik/enerji güzergahlarında yeni bir yapılanmaya gitme iradesiyle şekilleniyor.
Bunlardan biri geçtiğimiz hafta hayata geçirildi bile.
Yeni kurulan Çin-Kırgızistan-Özbekistan-Afganistan koridoru test edilmeye başlandı.
Bu aslında karma bir rota halinde sürecek. Zira fiziki ve ekonomik kimi problemlerle şimdilik karayolu ve demiryolu ağı birlikte kullanılacak. Örneğin Çin-Kırgızistan sınırı boyunca uzanan sıradağlar demiryolu için daha zaman olduğunu gösteriyor.
Yeni karma rota Çin’in kuzeybatısı yani Doğu Türkistan’dan başlıyor, sonra Afganistan’a girmeden doğrudan Kırgızistan ve Özbekistan’dan uzanıyor. Tarihi Kaşgar şehrinden Kırgızistan’ın Oş bölgesine karayolu ile geçiliyor. Bu arada Satuk Buğra Han’ın başkenti Kaşgar’dır. İlk Türk sözlüğünü yazan kişi Kaşgarlı Mahmud’tur. Yaklaşık 500 km mesafede olan bu mesafe de aslında projede demiryolu planlasa da şimdilik karayolu ile gerçekleşecek. Oş’tan sonra Orta Asya üzerinden Afganistan’a bir demiryolu hattıyla varacak.
Söz konusu güzergah Ağustos ayında ilgili devlet şirketlerinin ortak kararı ile belirlendi ve ilk 2 konteyner 13 Eylül’de Kaşgar kentinden ayrıldı. Deneme süresi 3 ay sürecek. Hedeflenen varış süresi 2 hafta.
Bu aynı zamanda Özbekistan’ı Pakistan limanlarına bağlayacak olan Trans-Afgan demiryolunun hayata geçirilmesi için de ön deneme olacak.
Halen Çin ve Afganistan arasındaki kargo taşımacılığında Karaçi limanı (Pakistan) önemli yer tutuyor. Afganistan bu hatta ki gecikmeleri önlemek tarifeleri düşüreceğini taahhüt etti. Tabi ne kadar uyulur tartışmalı!
Kaşgar’dan Kırgızistan sınırına uzanan bu güzergahın ayrıca Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu projesine bağlanması da planlamalar arasında.
Öte yandan bu yeni karma Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu hattıyla karıştırılmamalı. Zira Orta Asya merkezli demiryolu hattının potansiyeli çok daha yüksek. Ticaret merkezleri ve tarım arazilerinden geçecek. Mesafeyi 900 km kısaltacak. Yani yaklaşık 7-8 gün… Rusya’nın devre dışı bırakıldığı bu planlamada Orta Asya üzerinden, Türkiye ve Güneydoğu Avrupa’ya uzanması planlanıyor. Kırgızistan, Özbekistan ve Afganistan gibi denize kıyısı olmayan ülkeler için bu yeni yönelim büyük fırsatlar sunuyor.
Eş zamanlı biçimde bu iki güzergahın hayata geçiriliyor olması elbette bir tesadüf değil. Ukrayna’daki savaş ve Rusya ile ilgili oluşan çekinceler Çin’i bölgede güçlendirirken diğer ülkeleri de hızlı hareket etmeye sevk ediyor.
Yukarıdaki gelişmeler Türkiye açısından iki özet cümleyi seslendirmemizi gerektiriyor.
Birincisi Türkiye eğer doğru bir strateji uygularsa ve bu gelişmelerden uzak kalmaz ise yeni oluşan bu hatlar üzerinde ciddi bir imkan bulabilecektir. İkincisi de Doğu Türkistan sahasının Çin’in dünyaya açılması konusunda ne kadar önemli olduğu Türkiye için bir başka irdelenmesi gereken stratejik noktadır.