Save the Children (Çocukları Koruyun) isimli İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşunun “Gizli Yaralar” başlıklı son raporunda, hâlâ savaşın dehşetini yaşayan Suriyeli çocukların büyük stres altında oldukları kaydedildi.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, raporda ayrıca Suriyeli çocuklara derhâl yardım eli uzatılmaması hâlinde, Suriye’de bir neslin gördüğü zararın telafi edilemeyeceğinin altı çizildi.
2 milyon 300 bin Suriyeli çocuğun ülkelerini terk etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Save the Children, 6 yaşından küçük en az 3 milyon Suriyeli çocuğun da savaş dışında bir şey bilmediğini söyledi.
Uluslararası yardım kuruluşu, Suriyeli çocuklara psikolojik desteğe yönelik bazı programların ise fevkalede sonuç verdiğini belirtti. Benzer programların Suriye çapında genişletilerek uygulanması gerektiğini vurguladı.
Suriye’de altı yıl önce başlayan savaşta 300 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Save the Children ise son raporu için Suriye’nin 14 vilayetinden yedisinde 450’den fazla kişiyle görüştüğünü bildirdi.
Bu kişiler arasında çeşitli yaşlardan çocuklar, anne-babalar, hasta bakıcılar, sosyal hizmet görevlileri, yardım kuruluşu çalışanları ve öğretmenler bulunuyor.
RAPORDAN ÇARPICI TESPİTLER
Uluslararası yardım kuruluşunun “Suriyeli çocukların ruh sağlığı hakkındaki en büyük çalışma”olarak nitelendirdiği rapordan bazı tespitler şöyle:
* Suriyeli çocukların neredeyse tamamı ve yetişkinlerin yüzde 84’ü, çocukların yaşadığı psikolojik strejin en önemli nedeninin bombardımanlar olduğunu söyledi.
* Çocukların üçte ikisi ya sevdiklerinden birini kaybetmiş, ya evlerinin bombalanmasına tanık olmuş ya da savaşta yaralanmış.
* Görüşleri alınanların yüzde 71’i travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle çocukların giderek yataklarını daha fazla ıslattıklarını ve istemsiz idrar kaçırdıklarını kaydetti.
* Yetişkinlerin yüzde 48’i çocukların konuşma yeteneklerini kaybettiklerini ya da savaşın başlamasının ardından konuşma güçlüğü çektiklerini belirtti.
* Save the Children’a konuşanların yaklaşık yarısı “çocukların düzenli olarak ya daima acı çektiklerini veya büyük üzüntü duyduklarını” vurguladı.