İki kez hakim-savcılık mülakatından elenen İsa Temur, bilgi edinme kanunu çerçevesinde mülakat tutanaklarına erişti. Temur, “Rezilliğin bu boyutta olduğunu tahmin etmiyordum” dedi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2019 yılında ‘onur öğrencisi’ olarak mezun olan avukat İsa Temur, Temmuz 2020 ve Haziran 2021 tarihlerinde olmak üzere iki kez Hâkim ve Savcı Adaylığı mülakatına girdi. Yazılı sınavlardan 86,3 ve 85,5 puan almasına rağmen Temur, sözlü mülakatlardan gerekli olan 70 puana erişemedi ve yalnızca “Başarısız” yanıtını alarak hâkim ve savcılığa giremediğini öğrendi.
İsa Temur mülakattan başarısız olduğunu bu sonuçla öğrendi.Mülakat sonuçlarının içeriğini öğrenmek için CİMER’e yaptığı başvurular sonuçsuz kalan Temur, bu kez Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde talepte bulundu. Adalet Bakanlığı, Temur’un başvurusuna olumlu yanıt verdi ve mülakat aday değerlendirme tutanaklarının birer örneğini Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla imza karşılığında Temur’a iletti.
KOMİSYON ÜYELERİ BEŞ BAŞLIKTA DA 12 PUAN VERDİ, TOPLAMDA 60 PUANDA KALDI
Mülakat tutanağına göre avukat Temur’un 24 Temmuz 2020 tarihinde girdiği ‘Hâkim ve Savcı Adaylığı Mülakatı’nda dönemin Hakimler Savcılar Genel Sekreteri, Ceza İşleri Genel Müdürü, Bakan Yardımcısı, Yargıtay Üyesi, Hukuk İşleri Genel Müdürü, Personel Genel Müdürü ve Teftiş Kurulu Başkanı’ndan oluşan 7 kişilik heyet yer aldı.
Temur mülakatta, “Muhakeme gücü”, “Bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneği”, “Genel ve fiziki görünüm, davranış ve tepkilerin mesleğe uygunluğu ve liyakati”, “Yetenek ve kültür” ve “Çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı” olmak üzere beş başlıkta 20 puan üzerinden değerlendirmeye tabi tutuldu. Hiçbir komisyon üyesi Temur’a toplamda 70’e ulaşacak puan vermedi. Bazı komisyon üyelerinin beş başlıkta da 12 puan vermesiyle toplamda 60’a ulaşan Temur, bazı üyeler tarafından ise 55, 65 gibi puanlar aldı ve sözlü mülakatı geçemedi.
Temur’un 8 Haziran 2021’de girdiği sözlü mülakat tutanaklarında da ilkine benzer bir durum ortaya çıktı. Yedi kişilik komisyonun üyelerinden bazıları tüm başlıklarda 12 olmak üzere toplamda 60 puan verirken, bazı üyeler ise toplamda 55 verdi ve Temur sınavı geçmesi için yeterli olan 70 puana erişemedi.
‘BU REZİLLİĞİN BU KADAR BÜYÜK BOYUTTA OLDUĞUNU TAHMİN ETMİYORDUM’
Sözlü mülakat tutanaklarını görünce şaşırdığını belirten İsa Temur, “Hakkımı arayacağım ve yedirmeyeceğim” diyerek tutanakların peşine düştüğünü söyledi. CİMER üzerinden yaptığı başvurulara olumlu yanıt alamadığını, sonrasında aklına Bilgi Edinme Kanunu geldiğini söyleyen Temur, “Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde başvurduğumda mülakat değerlendirmelerini bana vermek zorunda kaldılar. Bana gönderdikleri belgeleri görmeden, bu rezilliğin bu kadar büyük boyutta olduğunu tahmin etmiyordum. Ben bile şaşırdım. Sonrasında, yazılı sınavda Türkiye birincisi olsam da bu şartlarda savcı olma şansım yok en azından hakkımı arayayım dedim” ifadelerini kullandı.
‘ALTI KİŞİ ODADAN ÇIKMAMIZ ON DAKİKA SÜRMEDİ’
Üzerinde “Kişiye özel” yazan zarfın içerisinde Cumhuriyet başsavcılığından mülakat belgelerini teslim aldığını söyleyen Temur, mülakat sürecinde yaşadıklarını ise şu ifadelerle anlattı:
“Sabah erken kalkıyorsunuz. Jilet gibi hazırlanıyorsunuz. Özellikle bordo kravat takıp koyu lacivert takım elbise giyiyorsunuz. Bordo kravat ve koyu lacivert takım elbise giymek teamül haline gelmiş. ‘Mülakatta nasıl giyinmelisiniz’ gibi videolarda söylüyorlardı. Çok temiz duygularla gittik mülakata. Gittiğinizde sizi altı kişi bir odaya alıyorlar. Sırada bekliyorsunuz. Altı kişiyi teker teker başka bir odaya alıyorlar. İlk mülakata gittiğimde çok şaşırmıştım. Altı kişi odadan çıkmamız toplam 10 dakika sürmedi. İçeriye girdik, ‘Hoş geldiniz. Kendinizi tanıtın’ dediler. Önceden uyarıyorlar, ‘Hangi okuldan mezun olduğunuzu, memleketinizi, evli ya da bekar olduğunuzu söyleyin’ diyorlar. Söylüyorsun, ‘Baban, annen ne iş yapıyor’ diyorlar. Sonrasında da bana bir tane hukuk sorusu sordular. Açıklamam bitmeden ikinci soruyu sorar gibi yaptılar. İkinciyi açıklarken ‘tamam çıkabilirsin’ dediler. Çıkıp gittim. Mülakat yaklaşık 1,5-2 dakika kadar sürdü. Tek bir kriterden bile objektif bir değerlendirme yapılması mümkün değilken maksimum iki dakikalık bir sürede beş farklı kritere göre değerlendirme yaptıklarını iddia ediyorlar. İkinci mülakatta da durum buydu.”
‘MÜLAKATTAN SONRA REFERANSLAR YARIŞIYOR’
Hâkim ve savcı adaylığı için yapılan sözlü mülakatın açıklanma süresinin belli olmadığını, girdiği mülakatın sonucunun 4,5 ay sonra açıklandığını, bu süre içerisinde “referansların” yarıştığını belirten Temur, bu referans sürecini ise şöyle anlattı:
“Mülakata girmeye hak kazananlar içinde referans aramayan yoktur. Hatta bu süreçte sosyal medya hesabını kapatmayan da yok. Yıllarca emek veren ve hayaller kuran adayların hayallerinde mesleğe ulaşabilmesi için özgürlüğünden taviz vermek zorunda kalması, iktidarda nüfuz sahibi insanlardan yardım istemek zorunda kalması ne kadar üzücü. Pandemi dönemiydi, ailemin yanına, Ordu ilinin Aybastı ilçesine geldim. Ben yazılı sınavı kazandığımı WhatsApp’tan paylaşınca yarın sabah çarşıya bir çıkıyorsun tüm herkes duymuş oluyor. Artık yaşadığım ilçede lakabım ‘Savcı Bey’ olmuştu. Tüm ilçe gönülden inanmıştı Cumhuriyet savcısı olacağıma, çünkü ne kadar istediğimin ve hak ettiğimin farkındaydı herkes. İlçede, iktidarda nüfuz sahibi olduğunu veya tanığı olduğunu iddia eden insanlar yanıma geliyor, ‘Ben senin işi halledeceğim’ diyorlar. Bir nevi mülakat olumlu sonuçlanırsa ‘Benim sayemde oldu’ demek için.”
‘ARTIK BEN EMEK VERMEK İSTEMİYORUM’
“İster istemez bu kervana katılıyorsunuz ama şöyle bir şey var. Benim hiçbir zaman referansım olmadı, referansım olduğu iddia edildi. Birinci seviye tanıdığının olması lazım. Mülakattan sonra bunun açıklanması 4,5 ay sürdü. Bu mülakatların ne zaman açıklanacağı da belli olmuyor. Bu süre içerisinde referanslar yarışıyor. Üstelik açıklanınca verilen mülakat sonuç belgesinde sadece kimlik bilgileriniz ve ‘Başarısız’ yazısı var. Neye göre, kime göre başarısız? Herhangi bir açıklama yapmaya gerek duymamışlardı. Yılların emeğinin karşılığı bu olmamalıydı. Bu süreç sınavdan çok daha zor. Sınav ne ki? Mesela 26 Kasım’da sınav var. Ben kafaya taksam bir ayda kazanırım ama sınavdan sonrası çok zor. İnanın artık ben emek vermek istemiyorum.”
‘HAK ETMEYEN İNSANLARIN SAVCI OLDUĞUNU GÖRÜNCE CANIMA TAK ETTİ’
Mülakat sonucunun ardından iptal davası açmayı düşündüğünü fakat yargıya dair inancı kalmadığı gerekçesiyle bundan vazgeçtiğini ve hakkını mülakat sonuçlarını kamuoyuna duyurarak aramaya çalıştığını ifade eden Temur, “Ben bir buçuk ay önce antidepresana başladım, ancak kendime geldim. Anksiyete başlamıştı. Hiçbir işim yolunda gitmeyecek gibi geliyordu. Çok kötü günler yaşadım ve ilaçla kendime geldim. Artık espri yapamaz olmuştum. Aslında çok güleç mizaçlı biriyim ama ruh halim değişmişti. İptal davası açmayı düşündüm ama yargı noktasında umutsuzdum. Hak etmeyen insanların hâkim savcı olduğunu görünce canıma tak etti” ifadelerini kullandı.
‘ŞU ANDA BİR ÇIKMAZIN İÇİNDEYİM’
“Hâkim ve savcılık defterini” kapattığını, avukatlık yapmaya devam ettiğini fakat avukatlar için de koşulların iyi olmadığını belirten Temur, “Yetenekli bir avukatım. Ne kadar yetenekli olursanız olun mesleğe yeni başlayan bir avukatın maaşı asgari ücrete yakın. Bağımsız çalışmak istediğinizde İstanbul’da kiralar çok yüksek, barınamıyorsunuz. Şu anda bir çıkmazın içerisindeyiz biz. Avukatlıkta yetenek belirleyici değil. Genelde Marksistler emeğe yabancılaşma konusunda inşaat ustalarını örnek gösterirler. Ama bizim şu an yaşadığımız emeğe yabancılaşma inşaat ustaları veya diğer mesleklerden çok fazla” diye konuştu.