Uzun bir haksız tutukluluğun ardından yeniden yazmaya başlayan Prof. Dr. Sedat LAÇİNER, ‘Deprem Gerçeği ve Bazı Öneriler’ başlıklı yazısıyla Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremleri ve sonuçlarını ele aldı.
Prof. Dr. Sedat LAÇİNER, merkezi Kahramanmaraş olmak üzere toplamda 10 ilimizi ve Suriye’yi sarsan büyük depremler sonucunda yapılan yardımları ve bu yardımların planlı dağıtımını, bölgedeki ana sorunların çözümü üzerinde durdu. Laçiner’in yazısı şu şekilde:
1999 Gölcük Depremi’ni yaşayanlar bilirler, o günlerde de Türkiye’nin dört bir tarafından deprem bölgesine kamyon kamyon yardımlar yağdı…
Bebek bezi, tuvalet kağıdı, ekmek, su vs…
Bu yardımlar Türk insanının gönül zenginliğini gösteriyordu. Birçok insan, zengin olmadığı halde elinde avucunda ne varsa bölgeye gönderdi, hatta emektar arabasıyla bizzat kendisi Kocaeli’ne, Sakarya’ya gelmeye kalktı…
Dediğim gibi iyi niyetliydiler, çok büyük yardımları da oldu, ancak izlenen yol etkili değildi…
Ayni yardımlar üst üste yığıldı, gelenler bölgede büyük bir karmaşaya yol açtılar…
Su ihtiyacı olan yere kıyafet, kıyafet olmaya yerlere tuvalet kağıdı yığıldı…
Yardımların bir kısmı heba oldu, ihtiyaç sahiplerine ulaşmadı… Bir yerde battaniye yığınları oluşurken, diğer tarafta insanlar battaniye aradı…
DAHA ETKİLİ YARDIM YÖNTEMLERİ
1999 Depremi’nde yaşadıklarımızdan dersler çıkarmalıyız…
Bu tür felaketlerde ayni yardımların bölgeye uzman olmayan kişilerce direkt yollanması karmaşaya ve verimsizliğe yol açıyor…
Deprem bölgesi dışı belediyelerin ve şahısların el yordamıyla hazırladığı ayni yardımların önemli bir kısmı ihtiyaç olmayan yerlerde toplanıyor…
Yardımların dağıtımında planlama şart…
Yardımların bölgede toplandığı lojistik merkezlerine, depolara büyük ihtiyaç var…
Farkındayım, toplumsal kutuplaşma nedeniyle insanlarda, haklı veya haksız, bir güvensizlik var, ancak bunu da aşmak mümkün… Biraz düşünüldüğünde herkesi tatmin edecek yöntemler bulunabilir…
Enkazdan çıkan kişiye ilk saatlerde, ilk günlerde battaniye, su, yiyecek, kıyafet vermeniz gerekebilir. Bu aşamada ayni yardımların katkısı büyük olur. Aynı şekilde bölgede kurulacak aşevlerine, barınma alanlarına vs. ihtiyaç çok fazla. Ancak belli bir aşamadan sonra genel olarak yardımlar nakdi yapılmalı, yani depremzedeye ihtiyacı olan para nakit olarak veya harcama çeki olarak verilmeli ve depremzedeler, deprem bölgesinde kurulacak mobil marketlerden veya dağıtım depolarından ihtiyaçlarını kendileri temin etmeliler…
Mobil marketlerin ve depoların kurulmasında AFAD’ın ve devletin diğer kurumlarının yönlendiriciliği şart.
Aynı şekilde belediyeler de bu rolü üstlenebilir…
Depremzedelere günlük, haftalık veya aylık bir harcama imkanı verilir ve o insanlar ihtiyaçlarını doğrudan karşılayabilirler… Böylece yardımlar bir bölgede yığılmaz, israf olmaz, dengesiz dağıtımlar da ortadan kalkar…
Bu konuları ele almak üzere lojistik uzmanlarıyla, depolama uzmanlarıyla, işletmecilerle daha fazla mesai yapılmalı… Konunun ayrıntıları hızlıca ele alınıp etkili usuller bulunmalı, yoksa iyi niyetli çabalarımız umduğumuz sonuçları vermeyebilir…
BARINMA SORUNU BÜYÜYEBİLİR
Son olarak, depremde yüzbinlerce evin kullanılamaz hale geldiği görülüyor…
Bölgeden diğer bölgelere haklı bir kaçış da var…
Deprem öncesinde Türkiye’nin ciddi bir konut sorunu vardı; ev fiyatları ve kiralar enflasyonun bile ötesinde yükselmişti… Yaşanan büyük deprem konut krizini daha da derinleştirecektir.
Batı’da nispeten daha dayanıklı bilinen binalara talep patlama yapacak, zaten kıt olan meskenler daha kıymetli hale gelecektir…
Bina stoğunda bu kadar büyük bir azalma yaşanmışken, yeni binalar yapmanın uzun zaman alacağı da düşünüldüğünde acilen bazı önlemler almak gerekiyor, yoksa barınma sorunu had safhaya ulaşacak…
Bu konuda alınabilecek pek çok önlem var ama ilk iş olarak mevcut konutların yabancılara satışının askıya alınması gerektiğini düşünüyorum.
Konut satışı karşılığı vatandaşlık düzenlemesini bir an önce askıya almak şart, çünkü mevcut binalar vatandaşlara yetmezken dışarıya bunları satmak krizi daha da derinleştirir…
Bunun dışında konut yapımında vergi kolaylıkları ve başka düzenlemeler de getirilebilir… Aynı şekilde boş daireleri kiralamaya özendirecek teşvikler de verilebilir… çünkü Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde güvenli binalar yapması ve barınma sorununu çözmesi gerekiyor.
Yazının tamamı için tıklayınız