Abdulaziz Rantisi hayatı ve mücadelesi
Abdülaziz Rantisi 23 Ekim 1947 yılında Filistin'in Yafa ile Uşdud kentleri arasında olan Yebna köyünde dünyaya gelmiştir.
Abdulaziz Rantisi, henüz bebeklik çağında iken ailesi ile beraber hicreti yaşamış, zengin ve varlıklı olan ailesi ile çileli ve yoksulluk içinde bir hayat sürdürmek zorunda kalmıştır.
Rantisi, 11 fertten oluşan ailesinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla altı yaşından itibaren okulundan arta kalan zamanlarında iş bulup çalışmış, bütün zorluklara ve ailesinin yoksulluğuna rağmen öğrenimini sürdürmüştür. Üstün zekâsıyla öne çıkan Abdülaziz Rantisi, 1965'te liseyi bitirerek üniversite tahsili için Mısır'a gitmiş, 1970'te Kahire Tıp Fakültesi'nden üstün başarıyla mezun olmuştur.
Gençlik yıllarında işgale karşı fiili direniş amacıyla kurulan Filistin Müslüman Kardeşler cemaatinin örgütlenmesi içinde yer almıştır. Hamas’ın şekillenmesinden önce Gazze’de Müslüman Kardeşler Cemaatinin lider kadrosu içinde yer almıştır.
Prof. Dr. Abdülaziz Rantisi,1987 yılında Hamas’ı kuran yedi kişinden biri olmuş, gelişen olaylar ve şartların neticesinde kuruluşunu ilan etmesi ile halkı örgütleme faaliyetleri de Rantisi’nin öğretim görevlisi olarak çalıştığı Gazze İslam Üniversitesi’nde başlatılmıştır.
Bu gelişmelerden sonra 1987 intifadası başlamış, intifadanın başlamasından 37 gün sonra yani 15 Ocak 1988 gecesi, işgalci askerleri Rantisi’nin evini kuşatmaya almış ve kendisini tutuklamışlardır.
Böylece onun için zindanlar dönemi başlamış, aynı zamanda o HAMAS'ın resmen kuruluşunun ilan edilmesinden sonra lider kadrosundan tutuklanan ilk kişi olmuştur. Bir ay zindanda tutulduktan sonra serbest bırakılmış, ancak çok geçmeden 4 Mart 1988 tarihinde tekrar tutuklanmıştır. Bu ikinci tutuklanışından sonra 2,5 yıl zindanda tutulmuştur. 4 Eylül 1990 tarihinde serbest bırakılmış, ancak aradan sadece 100 gün geçtikten sonra tekrar tutuklanmıştır. Rantisi bütün bu ve benzeri tutuklamalarla, toplam yedi yıl süreyle işgalcilerin zindanlarında kalmıştır.
Onun mücadele hayatının en önemli merhalelerinden birini de Güney Lübnan'ın Mercu'z-Zuhr bölgesine 415 arkadaşıyla birlikte sürgün edilmesi olayı oluşturmaktadır. Sürgün edilenlerin hepsi Filistin mücadelesinin önden gelen simlarından oluşmuş, bir yıla yakın devam eden bu süreçte, sürgün edilenlerin sözcülüklerini yapmıştır.
17 Aralık 1993 tarihinde Siyonist İsrail, direnişçilerin yeniden yurtlarına dönmelerine izin vermek zorunda kalmıştır. Ama dönüşte Rantisi tekrar tutuklanmış, Bi'ru's-Sebu hapishanesinde tek kişilik bir hücrede elleri ve ayakları bağlı bir şekilde tutulmuştur. Günde sadece bir saat, o da zincirlere bağlanmış bir şekilde hücre dışına çıkmasına fırsat verilmiş, şeker hastası olduğu halde tedavi edilme isteği bile dikkate alınmamıştır. İşgal yönetimi bununla da yetinmeyerek ailesinin kendisiyle görüşmesine engel olmuş, ailesine sürekli baskı yapmıştır. Dört yıla yakın bir süre sonra, 1997 yılında serbest bırakılmıştır.
9 Nisan 1998 tarihinde, HAMAS'ın askeri kanadının liderlerinden Muhyiddin eş-Şerif'in şehit edilmesi olayında özerk yönetimin İsrail'le işbirliği yaptığını söylemesi sebebiyle, özerk yönetimin zindanına atılmıştır. Burada da hücre işkencesine maruz kalmış, iki yıla yakın bir süre de özerk yönetim zindanında kaldıktan sonra, 14 Şubat 2000 tarihinde serbest bırakılmıştır. Ancak ilginçtir ki o daha ailesiyle görüşemeden Siyonist işgal güçleri oğlu Muhammed'i tutuklamışlardır.
Özerk yönetiminin Filistin davasına yaptığı hıyaneti hazmedemeyen Rantisi, açıklama ve demeçleri ile özerk yönetimi rahatsız etmeye devam ettiği gibi Siyonist işgalcilerin de hedefinde kalmıştır.
Zindan ve sürgünlerle İslam davasından taviz vermesinin mümkün olmadığını anlamaları ile İşgalci İsrail, 10 Haziran 2003 tarihinde, ABD'nin verdiği helikopterden yine ABD'nin ikram ettiği füzelerden yedi adedini Rantisi’nin aracına doğru fırlatmış, ancak Rantisi yaralı olarak kurtulmuştur. Suikastta iki Filistinli olay yerinde, Rantisi'nin bir koruma görevlisi de hastanede şehit olmuş, Rantisi ve oğlu dahil 25 kişi de yaralanmıştır.
Şeyh Ahmed Yasin'in şehit edilmesinden sonra, Filistin İslâmi Direniş Hareketi (HAMAS)'nin Gazze bölgesi genel sorumlusu seçilen Prof. Abdülaziz Rantisi, direniş ve mücadelenin içinde yoğrulmuş bir hayat sürdürmüştür. Hicretten sürgüne, zindandan füze saldırısına kadar, Siyonist vahşetin yansıması olan bütün zulümlere muhatap olmasına rağmen verdiği mücadeleden geri adım atmamıştır.
Rantisi, HAMAS'taki faaliyetlerine ek olarak Gazze İslâm Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır.
17 Nisan 2004 tarihinde Prof. Rantisi'nin arabası, Gazze şehrinin kuzeyinde el-Gifari mahallesinde bulunan el-Cela caddesinde işgalci saldırganlarının helikopterleri tarafından atılan füzelere hedef olmuş, Rantisi'nin iki koruma görevlisi ile 25 yaşındaki oğlu Muhammed olay yerinde şehit olmuştur. Bu üç kişinin cesetleri atılan füzelerle parçalanmış ve organları etrafa saçılmıştır. Bu saldırıda ağır bir şekilde yaralanan Prof. Dr. Abdülaziz Rantisi, Gazze'deki Şifa hastanesine kaldırılmış, ancak gösterilen tüm gayretlere rağmen kurtarılamamış, arzuladığı şehadet mertebesine ulaşmıştır.
Hayattayken şehadete ve mücadeleye olan aşkını şu sözleriyle ifade etmiştir:
"Ölüme burun mu kıvıracağımızı sanıyorlar. Kanserle de olsa, kalp krizinden de olsa ya da bir apachi helikopterinin füzesi ile de olsa ölüm ölümdür. Nasıl gelirse gelsin hepimiz öleceğiz ve hepimiz o günü bekliyoruz. Kalp kriziyle gelmiş, apachi füzesiyle gelmiş hiç bir farkı yok. Ama ben Apachi ile gelecek olan ölümü tercih ediyorum."