Semra Kuytul Hocahanım, dün (27 Mart) sosyal medya hesabı üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya videolu kanıt göndermesinde bulunmuştu. Videonu tamamını paylaşan Hocahanım, çarpıcı ifadeler kullandı!
Adana Emniyeti'nin 20 Mart'ta savunmasız insanlara yönelik yapılan zulmü görmezden gelerek kolluk kuvvetlerini savunan Soylu'nun "Provokasyon olduğunu kanıtlayacağım" sözlerine yanıt veren Semra Hocahanım, cani Güvenlik Şube Müdürü Ali Abdullah Baytok ile yaptığı konuşmayı paylaşmıştı.
Paylaştığı videonun devamının geleceğini belirten Hocahanım, çarpıcı bir video daha paylaştı!
Olay günü Baytok'un ile konuştuğu anları paylaşan Semra Hocahanım, yapılan müdahalenin hiçbir haklı ve yasal yönünün olmadığını belirttiği anlarda, Baytok'un sessizliğini koruduğu görüldü.
Yüzlerce savunmasız kişiyi coplayarak ağır yaralayan, biber gazı sıkan, masum vatandaşlara plastik mermilerle müdahale eden Adana Emniyeti mensupları, saçtıkları dehşetin ardından Semra Hocahanımla uzlaşma konuşması yapmaya geldi.
Adana sokaklarını savaş alanına çeviren Baytok, daha önce yaptığı usulsüz uyarıyı yasal bir uyarı gibi gösterme çabasına girerek müdahale uyarısında bulunduklarını belirtti.
Yapılan uyarıları da müdahalenin de yasal olmadığını defalarca belirten Semra Hocahanım, size yaptığınız uyarının da müdahalenin de yasal olmadığını kanunlarla açıkladım, ifadelerini kullandı.
"Bu Türkiye'de, bu yürüyüş yapılabilirdi, engellemeye hakkınız yok, copla vurmaya hakkınız yok, biz de sizler kadar biliyoruz kanunu, 2911'i okudum geldim" ifadelerini kullandı.
Yolların trafiğe kapatıldığını öne süren Cani Müdür'e, Semra Hocahanım; "İnsanlara gaz sıkıp plastik mermiyle müdahale ettiniz. Yollar bu yüzden kapanmış olabilir mi?" diye sorduğunda, yine söyleyecek söz bulamayan Müdür; "Onlar plastik mermi değil, gaz fişeğiydi" cevabıyla adeta çaresizliğini ortaya koydu.
Yürüyüş için Valiliğe bildirimde bulundukları ancak emniyetle işbirliği yapan memurları dilekçeyi kabul etmediğini hatırlatan Semra Hocahanım:
"Devlet adamısınız diye zulmetme hakkını size kim veriyor?" diyen Hocahanım'a, "Zulmetmedik" diye cevap veren Cani Müdür'e; "Bu size çok benziyor müdür bey" diye verilen telefondan, yerde savunmasız yatan adamı defalarca copladığı video izletildi. Videoyu izleyen cani müdür; "Evet, bu benim" itirafında bulundu.
Görüntüleri hayretler içerisinde izleyen Semra Hocahanım'a korku dolu gözlerle bakan müdür yaptığı teklifte, herkesin alandan 3-5 kişilik gruplar halinde ayrılmasını, Alparslan Hoca'nın da hapsedildiği depodan 3-5 kişiyle evine geçmesini talep ettiklerini belirtti.
Semra Hocahanım'ın cevabı yine çok net oldu:
"Bu teklif bize sıfır toleranstır! 'Herkes gitsin, Alparslan Hoca sahipsiz gibi çıksın evine gelsin' Bu ne bizim ahlakımıza ne vefamıza ne de duruşumuza sığar!
Siz bizim yolumuzu kesemezsiniz, hürriyetimizi tahdit edemezsiniz, biz özgür insanlarız ister evimize gideriz, ister kaldırımda bekleriz. Bugün yaptıklarınızdan sonra hiçbirinize güvenmiyoruz!" İfadelerini kullandı.
Elinde hiçbir belge olmadan kanunsuz şekilde yaptığı konuşmaları "Uyarı" gibi aksettiren Cani Müdür ısrarla, yürüyüş için Adana Valiliğinden izin alınmadığını belirttince Semra Hocahanım, Cani Müdüre; "Adana Valiliğinden engelleme yapmak için karar çıkartınız mı?" sorusunu yöneltti.
Sorular karşısında çaresizliğini ortaya koyarak arkasını dönüp gitmek zorunda kalan müdür ve ekibi, bu konuşmaların ardından gecenin geç saatlerine kadar Furkan Hareketi mensuplarına yaptıkları zulmü sürdürdü.
