Semra Kuytul Hocahanım Alparslan Kuytul Hocaefendi tutuklandığından itibaren her Salı Adana’dan Bolu F Tipi cezaevine ziyarete gidiyor. Hocahanımın 30 Ocak operasyonu ve öncesinde yaşanılan iftira süreçlerindeki dik duruşu bir çok kesim tarafından takdirle karşılanıyor. Sevenleri tarafından daima Alparslan Kuytul Hocaefedi’ye layık bir eş olduğu söylenen Hocahanımın, özellikle Hocaefendinin cezaevinde olduğu zorlu süreci herşeye rağmen güzel ve cesaretli bir duruşla geçirdiği vurgulanıyor.
Yaşanılan ağır süreçte Hocahanıma yalnız olmadığı mesajını vermek için Alparslan Kuytul Hocaefendinin talebeleri ve sevenleri tarafından dün gece Bolu dönüşünde saat 01.30’da Adana’da evinin önünde sürpriz bir karşılama yapıldı. Sevenleri Hocahanıma duygularını ifade ettikleri mektuplarını seslendirip çicek ve tablo takdimi gerçekleştirdiler. Şu zorlu süreçte "Sonuna kadar yanınızdayız, acınız acımızdır" diyerek, bir aile gibi oldukları mesajını verdiler.
Sevenlerinin Hocahanıma duygularını ifade ettikleri ve dün gece okuyarak taktim ettikleri mektubun bir kısmı;
Hocamızın bizlere emaneti olan değerli ailesi ve çok kıymetli eşi Semra KUYTUL Hocahanım’a karşı gönül hissiyatımız;
Aslan hocamızın Kuran tabiriyle Erkek Adamlardan, mücahidelerden olan kıymetli eşine Öncü Nesilden Selam Olsun.
Alparslan Hocanın hem talebesi hem eşi olma Şerefine nail oldunuz..
Yolunu yol edindiniz, çilesini çile kabul edip beraber bu yola baş koydunuz.
Bir şiirde, annesini kaybeden küçük kız “sol yanım acıyor anne” diyerek annesinin eksikliğini nasıl hissettiğini anlatıyor. Acaba babasını eksikliğini hisseden bir kız çocuğu halini nasıl anlatır? Acaba oğlunun eksikliğini bir anne hangi kelimeler ile ifade eder? Acaba bir oğul annesinden uzaklarda oluşunu ve ona dayanamamayı nasıl ifade eder? Peki insan bir ömür beraber yaşamaya söz verdiği eşinden koparılmayı kelimelerle anlatabilir mi?
Değerli Hocam, duygularınızı anlamak çok zor. Yaşadığınızı yaşamak çok zor. Sizin sadece sol yanınız değil, her yanınız acıyor, bunu biliyoruz. Ama şunu da iyi bilin ki bizim acımız da az değildir. Zira bizler de gönül verdiğimiz davanın bayraktarlığını yapan bir müdavimin eksikliğini yaşıyoruz. Bizler de helal dairenin dışına çıkmamamız için elimizden tutan bir İslam hukukçusunun ve şefkatli bir büyüğümüzün eksikliğini yaşıyoruz. Bizler de mazlumların sesi soluğu olan, yüreklerimizi daraltan zulümleri cesurca her ortamda anlatan bir mücahidin eksikliğini yaşıyoruz. Bizler beraber yemek yediğimiz, uzun uzun sohbetler ettiğimiz, yeri geldiğinde bizimle bir arkadaş gibi olan, yeri geldiğinde beraber güldüğümüz beraber ağladığımız ve davasını dava edindiğimiz bir dava adamından uzaklaştırıldık. Bizler de hangi yanımız ağrıyor diye düşünüyoruz ve bakıyoruz ki bizim de sizin gibi her yanımız ağrıyor.
Ama biliyoruz ki bugün bir köşede göz yaşı dökme günü değildir. Bugün hocamız gibi dimdik ayakta durma günüdür. Bugün taşıdığımız bu sancağı bu can bu tenden çıkıncaya kadar bırakmama günüdür. Bizler bu dik duruşu ve mücadele azmini hocamızdan hergün görüyor ve onu örnek alıyorduk. Bugün de hocamıza eş olma şerefine nail olan siz büyüğümüzün duruşu, azmi ve gayreti bizleri etkilemektedir.
Moraliniz bozuk, canınızı sıkıyorlar, yüreğinizi daraltıyorlar biliyoruz. Ancak biz biliyoruz ki sizin sahibiniz Allah, bizim liderimiz de Rasulullahtır.
Hocamız Allah’ın peygamberiyle yolladığı davanın en yiğit müdavimlerinden, en yorulmaz temsilcilerinden ve en dik duruşlu liderlerinden olmuştur.
Onu aramızda görmesek de, sıcak yuvasında olmasa da bizler onun keskin bakışları, dobra dobra sözleri, hakkı tutan yüreği, kalem tutan eli, her şehri saran sesi olmaya devam edeceğiz. Onun emaneti olan sizlere ölünceye dek sahip çıkmaya hazırız.
Size moral vermek değildir gayemiz, fakat şu güçlü duruşunuza güç katmak, cümlelerinizi keskinleştirmek, adımlarınızı sağlamlaştırmak ve her eyleminizde her mekan ve zamana iz bırakmaktır sizinle beraber.
Şunu bilmenizi isteriz Öncü Neslin evlatları, yiğitleri bir kere bu yolun çile tozunu yuttu. O tozu yutan bir daha geri çekilir mi?
Hani birileri diyor ya “ Beraber ıslandık biz bu yollarda” diye, işte biz fazlasını söylüyor ve de yapıyoruz.
“Beraber ıslandık yağan yağmurla, beraber gaz bombası yedik, job yedik, biber gazı yedik, tazyikli su yedik.” O zaman beraber bu yolun sonuna kadar gitmeye de hazırız hocam.
Hocamız derdi ya “Bizim kadınımız da erkeklerimiz kadar cesurdur”
Evet buna bir kez daha şahit oluyoruz, eşleri içerde olan bayan kardeşlerimizin o metaneti ve teslimiyeti bizi fazlasıyla ikna ediyor.
Sizin her zaman başınız dik, yüreğiniz İbrahim’i yangınlar içindeki ateş kadar serin olmalı ki hocamız en azından sizinle moral bulsun.
Sizin her yazdığınız kelime bize hocamızı hatırlatıyor. Heyecanla hocamızdan gelecek haberleri sizden bekliyoruz.
O BOLU yolculukları sizi çok yıpratıyor biliyoruz ama siz, hocamızla talebeleri arasındaki Ümit bağısınız. Hocam, asla bu Ümit bağını koparmalarına izin vermeyin.
Sizin şu anki göreviniz öyle kıymetli ki bunu ancak onlarca yıl sonra anlayacak insanlar. Siz Peygamberimize su ve ekmek taşıyan Esmasınız.
Müslüman kadınlık onurunu çiğnetmeyen Sümeyye annemizsiniz.
Peygamberimiz’in biricik hayat arkadaşı Haticetül Kübrasınız içinde bulunduğunuz misyon itibariyle.
Her zaman ve mekanda Allah sizinle olsun. Öncü Neslin annesi olmaya namzet Semra hocamız. Yolunuz yol, çileniz çile olur şu öncü nesle!
Allah’ın selamı üzerinize olsun!
Öncü Neslin ERLERİ
Sürpriz karşılamadan görüntüler,