“Alparslan Hocam'a Özgürlük” yazılı atkı takmaları sebebiyle "suçu ve suçluyu övmekten" denilerek yaklaşık 8 saat boyunca gözaltında tutulan Semra Kuytul Hocahanım “Bolu Emniyeti tarafından gözaltına alınmamızla ilgili Açıklama-Değerlendirme” başlığı ile bir yazı kaleme aldı.
Gözaltına alınma sürecini ve o gün yaşananları değerlendirdiği yazısını kendi blog sayfasına ekleyen Semra Kuytul Hocahanım merakla beklenen yazısını twitter’da ise “09.10.2018 günü Bolu'da Anlam Veremediğim Gözaltı İle İlgili Değerlendirme...” şeklinde paylaştı. Ayrıca yazısının sonuna gözaltında verdiği ifade tutanağının ve özgürlük simgeli atkının savcılık tarafından el koyma ve toplama tebliğ tutanağı fotoğrafını da eklediği görüldü.
İşte Türkiye gündemini sarsan o gözaltına dair Semra Kuytul Hocahanım’ın değerlendirme yazısı;
09.10.2018 Tarihinde Bolu Emniyeti tarafından gözaltına alınmamızla ilgili olarak; AÇIKLAMA-DEĞERLENDİRME Çoğunluğun bildiği üzere Bolu F Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda tutuklu yargılanan Kıymetli Eşim Alparslan Kuytul’u ziyaret etmek için 9 aydır her hafta Bolu’ya gidiyorum. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin talebeleri ve sevenleri de hemen hemen her hafta gerek bana gerek Hocaefendiye destek hassaten de Hocaefendi’ye selam gönderip “BURADAYIZ” mesajı vermek için Her Salı farklı kişiler olmak üzere Bolu’ya gidiyorlar. Bu durumu Bolu Emniyeti de takipte tutuyor sayıda istenmedik bir yükseliş olmasın diye bizzat ben de takipte tutuyorum. Bu hafta da yine çeşitli illerden gelenlerle yaklaşık 15 kişiydik. Ben ve Hocaefendi’ nin 3 yeğeni mutad görüşe girdik çıkınca da zaten çoğunlukla kullandığımız atkılarla çarşıda dolaşmaya başladık. Bu arada uygun bir yerde oturup çay içmek istiyorduk. Bir müddet yürüdükten sonra Bolu’da birkaç hatıra fotoğrafı çektirmek için durduk. O esnada zaten takipte olan Emniyet mensupları bizi durdurdu ve kimlik kontrolü yapmak istediklerini söylediler. Hemen kimliklerimizi verdik. Ne yapacağımızı sordular. Az ilerdeki çay bahçesini göstererek orada çay içeceğimizi ardından da bir camiide namaz kılıp Bolu’dan ayrılacağımızı söyledik. Önce sorun yoktu. Sonra biri gelip “bu atkılarla dolaşamazsınız, çıkartmanız” lazım dedi. Neden dediğimizde “suçu ve suçluyu övme kapsamında suç” sayıldığını söylediler. Biz de “bunun suç sayılmadığını bildiğimizi, zaten Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin henüz mahkeme bile olmadığını” anlattık. Ardından bir üst yetkili ile muhatap olduk. Oda aynı şekilde atkıyı çıkartmamız gerektiğini aksi halde Emniyete alacaklarını söyledi. Biz de “bunun suç olduğunu düşünmediğimiz için çıkartmak istemediğimizi, kişisel eşyamız olduğunu” söyledik. Savcıyı aradılar ve orada savcıdan gelecek kararı bekledik ve biraz sonra gözaltına alınmamız kararı geldi. Öncesinde de o esnada da slogan atma ya da en küçük bir taşkınlık asla olmadı sadece konuştuk ve ‘gidelim’ demeleri üzerine arkadaşlarla emniyet aracına bindik. (4 bayan, 9 erkek) Emniyette bizi nezarete atmadılar, iyi ağırladılar. Sırasıyla ifade verme ve diğer prosedürlerin dışında birde atkılarımızı kendilerine teslim etmemizi istediler. Neden dediğimizde ‘savcılık inceleyecek’ dediler. İnceleme için resimleri çekilebilir ki çekildi zaten diye vermek istemedik. Ben “Bu atkının suç unsuru olmadığını bildiğimiz için takıyoruz. Zaten çıkarmadığımız için buradayız. Şimdi bunu bir suç aleti teslim eder gibi elimle teslim etmeyi aşağılanma olarak kabul ediyorum” dedim. Arkadaşlar da aynı fikirdeydi. Atkıları teslim etmeyi kabul etmedik. Aslında teslim etmeme gibi bir durumumuzun olmadığını ama savcılıktan el koyma kararı çıkartabileceklerini söylediler. O takdirde durumun mahkemeye taşınacağını ifade ettiler. Aslında anlama problemimin olmadığını düşünürüm ama bu konuda bize uzun uzun açıklama yapan o emniyet mensubunun ne dediğini sorsanız size iki cümle söyleyemem.. Hiç bir şey anlamadım. Daha doğrusu cümlelerdeki mantığı yakalayamadım. Onun da anlatma kabiliyeti iyiydi sağolsun çok da çaba sarfetti ama nafile.. Biz biraz fazla cahiliz herhalde bu konularda ya da ortada gerçekten bir mantık yok. Baktık ki anlaşamıyoruz ben net bir soru sorayım dedim. “Bizim buradan bu atkılarla çıkma imkânımız var mı? Bugün, bugün olmazsa yarın farketmez” dedim. Şaşırdı “biz size buradan çıkmanın yolunu söylüyoruz... teslim edin çıkın... nezarette mi kalacaksınız” dedi. Biz de “artık bu atkının sadece bir atkı olmadığını ÖZGÜRLÜK sembolüne dönüştüğünü” düşünüyorduk. “Olayı büyütmeyelim” dediler. Ama biz bu atkılar yüzünden Emniyette isek olay zaten saat 12.30 civarı bizi bu sebeple Emniyete aldıklarında bizzat onların eliyle büyümüştü. 12.30’dan evvel bir atkı takıyorduk, şimdi ise bir davanın sembolünü taşıyoruz.. Ben tekrar o anlayamadığım konuyu netleştirmek için dedim ki; “Ben bu emniyet binasından bu atkılarla çıkmak istiyorum. Savcılık mı inceleyecek hâkim mi karar verecek, gereken yapılsın. Bu atkının hükmünü hep beraber öğrenelim. Eğer bu atkıyı takmak suçsa biz de takmayalım, suç değilse artık bu sebeple Emniyet karşımıza çıkmasın. Onlar da rahatlasın biz de.. Konunun netleşmesine hepimizin ihtiyacı var. Hatta sonuç belli olana kadar gerekirse nezarette beklerim ama eğer suç değilse bu binadan atkı ile çıkmak istiyorum” dedim. Bu talebimizde de sonuna kadar haklıyız çünkü son bir haftada sadece bu atkı sebebiyle çeşitli illerde yaklaşık elli kişi kısa süreli gözaltına alındı. Sonra uzun uzun cümlelerle bunun asla mümkün olmadığını anlatmaya çalıştılar. Ben yine sadece “beklesek de olmayacağını” anlayabildim (!) ve olayı daha fazla uzatıp emniyet mensuplarını da rahatsız etmemek için (ki misafirliğin kısa olanı makbulmüş) atkıları teslim edip çıkmaya karar verdik. Atkılar hepimizden tek tek alınarak, resimleri çekilerek ve paketlenerek detaylı inceleme için mahkemeye sevkedildi. Şimdi sonuç bekliyoruz. Çıkacak karar teslim ettiğimiz atkıların suç unsuru olmadığı yönünde olursa haftaya Bolu’ya gittiğimde kendilerinden teslim alacağım. “Suç olmadığına göre biz de takabiliriz derlerse” onlara hediye de edebilirim. Olay bundan ibaret.. Bu arada Bolu Emniyeti ile şu manasını anlayamadığım olay dışında hiçbir problem yaşamadık. Beyefendi tavırları, nazik yaklaşımları, anlayışları ve güler yüzleri ile iyi bir ev sahipliği yaptılar. Kendilerine sizlerin huzurunda teşekkürlerimi iletiyorum. Daha önce birkaç defa ifade etmiştim. "Atkı ve benzeri 'Alparslan Kuytul’a Özgürlük' manası veya görseli taşıyan objeleri kim yaptırdı diye soran olursa benim adımı verebilirsiniz" diye. Bu soruyu bana ifademde sordular ve ben de aynı sizlere dediğim gibi “ben yaptırdım” dedim. Sebebini de orada kısaca açıkladım. Size de açıklayayım; 9 aydır Bolu F Tipi Cezaevinde haksız olduğuna bütün kalbimle inandığım bir kararla tutuklu bulunan, haklılığına bütün kalbimle inandığım eşim Alparslan Kuytul için.. Geç gelen adaletin bir an evvel tecelli etmesi için, Memlekette bariz olarak görülen adaletsizliklere ve kısıtlanan hak ve özgürlüklere bir farkındalık oluşturmak için.. Ben yaptım.. Yine yaparım.. Buna benzer yöntemlerle bu farkındalığı oluşturmaya da devam edeceğim.. Semra Kuytul 11.10.2018
NE OLMUŞTU?
245 gündür haksız bir şekilde Bolu F Tipi Cezaevi'nde tecrit zulmüne maruz bırakılan Alparslan Kuytul Hocaefendi ile kapalı görüş günü olması nedeniyle Bolu'da bulunan Semra Kuytul Hocahanım, Alparslan Kuytul Hocaefendi'nin yeğenleri ve bazı Furkan gönüllüleri Salı günü Bolu’da sessizce yürürken haksızca gözaltına alınmışlardı. Herhangi bir yasaklama olmaksızın yolda sessizce yürürken özgürlük simgeli atkı takmaları sebebiyle ve "suçu ve suçluyu övmekten" denilerek 14 kişinin gözaltına alınmasına ise Tüm Türkiye’den tepkiler yükselmişti. Haksız gözaltı sonrası açılan #SemraKuytulGözaltında ve #SemraKuytulBırakıldı etiketleri ise halktan gördüğü yoğun ilgi ile açıldığı ilk andan itibaren Türkiye gündemine oturarak TT listesinde en üst sıralarda yerini almıştı.