Sigara Firmaları Genç Nüfusu Hedef Alıyor

Sigaranın içinde 4000'den fazla kimyasal madde olduğu ve bunların en az 250'sinin zararlı, 50'sinin ise doğrudan kansere neden olduğu açıklandı.

Eklenme Tarihi: 19 Şub 2016
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Sigara Firmaları Genç Nüfusu Hedef Alıyor

HEDEF GENÇ NÜFUS

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bünyamin Sertoğullarından, yetişkinlerdeki bilinçlenme nedeniyle sigara firmalarının genç nüfusu hedef aldığını söyledi. Doç. Dr. Bünyamin Sertoğullarından, dünyada kadın ve genç nüfusun sigara kullanımında artış görüldüğünü, bununla birlikte akciğer hastalıklarında da ciddi tırmanış kaydedildiğini dile getirdi. Erkeklerde kanser ölümlerinin yüzde 35'i sigara içimine bağlı, kadınlar da bu oranın yüzde 15 olduğunu anlatan Sertoğullarından, şöyle konuştu: "Sigara içmeyen ancak dumanına maruz kalanların kansere yakalanma riski 3 kat artıyor. Sigara içenlerde akciğer kanseri dışında, ağız, dil, dudak, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane, böbrek, prostat ve rahim ağzı kanseri riski de 30 kat yükseliyor. Sigara içenlerde kronik bronşit ve amfizemden ölüm riski de, içmeyenlere göre 40 kat daha fazla. Dünyada 600 bin insanda, sigara içmediği halde, ikinci el sigara sebepli ölüm yaşanıyor. 2020'de, yılda 8 milyon insanın sigara içimine bağlı olarak hayatını kaybetmesi öngörülüyor. Sigara içiminin ekonomiye olan etkisi büyük. Amerika'da 94 milyar dolarlık iş kaybına yol açan sigara kullanımı, 89 milyar dolarlık sağlık harcamasına neden oldu."

10 YIL DAHA YAŞAMAK VARKEN

Nikotin bağımlılığı, sigarayı bıraktıktan üç hafta sonra ortadan kalkıyor ancak hekimler en çok, psikolojik bağımlılığı tedavide zorluk çekiyor.

Ölümlerin engellenebilir en büyük nedeninin sigara kullanımı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sertoğullarından, sigara içenlerin içmeyenlerden 10 yıl daha az yaşadığını ifade etti.

Sertoğullarından, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde iki poliklinikte sigara bırakma hizmeti verildiğini ve yüzde 30 oranında başarıya ulaştıklarını belirtti. Sigarayı bırakanlarda, 20-30 dakika içinde kalp hızı ve kan basıncının normale döndüğünü anlatan Sertoğullarından, "12 saatin sonunda solunumda rahatlama görülüyor. Bir yıl içinde kalp krizi, 10 yıl içinde de kansere yakalanma riski önemli ölçüde azalıyor. 40 yaşına varmadan sigarayı bırakanlar ise hiç sigara kullanmayanlar kadar yaşama şansını yakalıyor."

ÇOCUĞUNUZU ZEHİRLEMEYİN!

Sertoğullarından, sigara içen anne ve babaların çocuklarına büyük oranda zarar verdiğini söyledi. Akciğerde zehirli maddenin uzun süre kaldığını anlatan Doç. Dr. Sertoğullarından; "Evde içtiğimizde veya dışarıdan içerek geldiğimizde solunum yoluyla bu zararlı maddeyi çocuklarımıza bulaştırıyoruz" dedi.

Dünyada her yıl 6 milyon insanın sigara ile ilişkili hastalık nedeniyle öldüğünü anlatan Sertoğullarından, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun altı yüz bini sigara içmeyen insanlardan oluşuyor. Dünyada 40 bin çocuk, sigara içen yakınları nedeniyle ölüyor. Anne ya da babası sigara içen çocuklarda astım riski artıyor, nedeni açıklanamayan ölüm meydana geliyor. Eğer hamilelik sırasında sigara kullanımı devam ederse; erken doğum ve düşük riski artıyor. Cilt bozukluğu, şeker, kısırlık ve erken yaşlanmanın nedenleri arasında yine sigara kullanımı yer alıyor. 2004 yılında yapılan bir araştırmaya göre; dünyada yüzde 28 oranında çocuğun ölümü, ailelerinin sigara kullanımı ile ilişkilendirildi."

Ülkemizde sigara içme oranının erişkin erkeklerde yüzde 40, kadınlarda ise yüzde 13 olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sertoğullarından, bu rakamın Avrupa ülkelerinde eğitimli insanlar arasında yüzde 5 düzeyinde olduğunu fakat ülkemizde eğitimli insanlar arasında bu düşük seviyelerin izlenemediğini belirtti.

ÖNCE BAĞIMLILIK TESTİ

Sigarayı bırakma polikliniklerine başvuranlara önce bağımlılık derecesini ölçmeye yarayan "fagerstrom" testini yaptıklarını söyleyen Sertoğullarından, hastalara "sabah kalktıktan ne kadar sonra sigarayı arıyorsunuz, hastayken de sigara içer misiniz?" gibi sorular yönelttiklerini anlattı. Hastaların ilk girişimde bazen başarıya ulaşamadıklarını söyleyen Sertoğullarından, bu konuda ısrarcı olmanın başarıyı getirdiğini belirtti.

Sertoğullarından, ilaç ve davranışsal tedavi yöntemleriyle, kişileri bu olumsuz alışkanlıktan uzaklaştırmaya çalıştıklarını ifade etti.