Tolga Şardan yazdı…
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in, Ankara’da sokak ortasında öldürülmesinin üzerinden neredeyse sekiz ay geçti.
Her ne kadar suikastın, “siyasi cinayet olmadığı” yönünde belirli çevrelerce kamuoyu algısı yapılmaya çalışılsa da; soruşturma çerçevesinde 23 şüpheli halen tutuklu!
Basit asayiş olayı kapsamında değerlendirilen cinayetlerde pek görülmüş bir durum değil, bu durum.
Gerek savcılık gerekse polisin yürüttüğü soruşturmada elde edilen veriler, suikastın söylenildiği gibi basit bir silahlı saldırı olmadığını ortaya koydu.
Hatta daha ötesinde, organize bir yapının varlığını anlatan tespitler mevcut. Kimi çevreler, saldırının Ülkücü camia içinde bir hesaplaşma olduğu iddiasında.
Zaten soruşturmanın siyasetin gölgesinde kalmasının en önemli sebebi, ortaya çıkmasından endişe edilen işte bu organize yapı.
T24’ten Asuman Aranca, 4 Ağustos’ta kaleme aldığı haberinde, sürecin hangi noktaya ulaştığını net biçimde aktardı kamuoyuna.
Aslına bakarsanız, soruşturma hakkında kulislere yansıyan çok daha fazla bilgi var. Fakat dosya üzerindeki gizlilik kararı, bu bilgilerin kamuoyuna aktarılmasına şimdilik engel maalesef.
Buna rağmen yine de kamuoyuna biraz bilgi vermekten geri kalmamak gerektiğini düşünüyorum.
Emniyet Müdürü ile Ülkü Ocakları Genel Sekreterinin akrabalığı
Öncelikle şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen bir konuyu aktarayım.
Kaderin garip tesadüfi mi demek gerekir doğrusu bilemiyorum; Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu dönemde genel sekreterliğini yürüten Çağrı Ömer Özdemir, Ateş’in öldürüldüğü dönemde görev başındaki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın akrabası.
Kaynaklarım, Özdemir ile Yılmaz’ın “kuzen” olduğunu aktardı. Ülkücü camiaya ve MHP Genel Merkezi’ne yakınlığıyla bilinen Yılmaz, aynı zamanda Ateş’i bire bir tanıyan isim. Kimi zaman Ateş’le uzun sabah yürüyüşleri yapacak kadar yakın olduğu biliniyor.
Böylesi yakınlıkların tesis edildiği ortamda, Ateş gibi kendi camiasında etkili bir isme yönelik silahlı saldırının gerçekleştirilmesini planlayanların gözünün nasıl döndüğünün açıklaması ne şekilde olabilir?
Almanya’dan ifade vermeye çağrıldı
T24 muhabiri Asuman Aranca’nın yukarıda linkini bıraktığım haberinde aktardığı sürecin öncesinde dosyayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer’in bilgisine başvurduğu isimler arasında yine Ateş’e yakın olan ve Ülkücü camia içinde bilinen isimler yer aldı.
Ateş’in yakını olan Ömer Zengin, geçtiğimiz günlerde yaşadığı Almanya’dan gelerek gerek cinayet konusunda gerekse Ateş’in öldürülmeden önce yaşadıkları konusunda Başsavcı Vekili Özer’e bildiklerini aktardı.
Özer’in “bilgi sahibi” sıfatıyla bilgi aldığı diğer bir isim ise, yine Ateş döneminde Mersin Ülkü Ocakları Başkanlığı’nı yürüten Çağrı Ünel.
Mersin’de kendisine yönelik saldırıda Ülkücü camiadan Emrullah Kaplan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan ve yerel mahkemenin hapse mahkum ettiği Ünel, bulunduğu cezaevinden Başsavcı Vekili Özer’in sorularını yanıtladı.
Ünel, ifadesini SEGBİS üzerinden verdi. Ve bu ifade de diğerleri gibi dosyaya konuldu.
Ayrıca az önce okuduğunuz bölümde belirttiğim üzere, Ateş’in Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu dönemde sağ kolu olan Genel Sekreter Çağrı Ömer Özdemir de, Zengin ve Ünel gibi Başsavcı Vekili Özer’in süreçle ilgili sorularını yanıtladı.
Dosyadaki gizlilik kararı sebebiyle ifadelerdeki anlatımları Büyüteç üzerinden aktarmanın yaratacağı hukuki sıkıntıyı göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu nedenle detaylara “şimdilik” yer veremiyorum.
Ancak; alınan bazı ifadelerde ortaya konulan isimlerin ve anlatımların, savcılığın yaptığı soruşturmada ulaştığı kişiler ve süreçle örtüştüğü ipucunu verebilirim.
Ve asıl önemlisi, savcılık topladığı veri ve delillerle, sürecin tamamına hâkim konuma geldi. Aldığım bilgiye göre, savcılık iddianame yazımı aşamasına geldi.
Fakat dosyadaki kimi deliller ile bilgilerin “güçlü” olması, bazı “siyasi sebeplerin” devreye girmesine neden oldu. Buna bağlı, dosyanın el değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz.
İçişleri’nde atamalar devam ediyor
Bugün bir diğer konu başlığı İçişleri Bakanlığı ve bünyesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü’nde sessiz sedasız yapılan tayinler.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İller İdaresi Genel Müdürlüğü’ne Eski Van Valisi Mehmet Emin Bilmez’i atadı. Bilmez, Van’dan önce Ağrı Valisi’ydi. Daha sonra, Ocak 2019 – Mayıs 2022 arasında Van Valisi oldu.
Mayıs 2022’de çıkan kararnameyle merkeze çekildi. Aslında Bilmez’in merkeze çekilmesinin ilginç bir öyküsü var. Şöyle ki; Bilmez, Van’daki görevinin sona ermesinden kısa süre önce kendisinin gerçekleştirmesi istenilen bir talimata uygunluk vermedi. Talimat; kentin en güzel ve para kazanılacak mevkisi olan Edremit Yolu üzerine İstanbul Bağdat Caddesi benzeri bir yapılaşmaya onay vermesiydi.
Bilmez, çoğunluğu iktidar destekçisi olan kişilerin bu talebini, kentin ve çevrenin dokusunu bozacağı gerekçesiyle geri çevirdi. Sonra da önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından merkeze çekildi.
Bakan Yerlikaya, geçtiğimiz günlerde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne de yine Eski Van Valisi İbrahim Taşyapan’ı atamıştı.
Ayrıca, boşalan Personel Genel Müdürlüğü’ne ise, aynı birimde genel müdür yardımcısı olan Nedim Akmeşe getirildi.
Emniyet İstihbaratı’nda görevden almalar
Bu arada Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı’nda da iki önemli görevden alma gerçekleşti geçen hafta.
Son değişiklikle İstihbarat Başkanı olan Selami Yıldız, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ile Personel Şube Müdürü’nü görevden aldı.
Eski dönemde görev yapan ekipten yeni tayinlerin olabileceği de ifade ediliyor.